SORU ARA

SORULAN SORU

Bir derviÅŸin sevgi sırası nasıl olmalı? En çok kimi sevmeli?

CEVAP

Bir Müslüman ilk önce Allah'a iman eder,  Hz. Peygambere tabi olur ve Ä°slam'ın gereÄŸini yapar. Sevgide ise kiÅŸi Allah'ını sever Resulünü sever Allah’ı sevenleri sever.

Cenab-ı Rahman,

“Kim Allah'ı, O'nun Peygamber'ini ve müminleri dost edinirse bilsin ki galip gelecek olanlar Allah'tan yana olanlardır." [1] ayeti kerimesinde sevginin sıralamasını bize göstermiÅŸtir.

Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.leri;

“Yolumuz sevgi, muhabbet yoludur. Yolumuzda her sevginin yeri bellidir. Belli bir sıralaması vardır. DerviÅŸ, derviÅŸi sever. Ama derviÅŸ gibi sevmesi lazımdır. DerviÅŸ, zakirini sever. Ama zakir gibi sevmesi lazımdır. Bir merdiven basamağını düÅŸünürsek en altta derviÅŸin sevgisi daha sonra zakirinin sevgisi daha sonra üstadının sevgisi, daha sonra Peygamber (sav) Efendimizin sevgisi, en üst noktada Cenab-ı Zülcellal Hz.lerinin sevgisi olmazı lazımdır. Bu sevgi silsilesinde yer deÄŸiÅŸiklikleri kiÅŸiyi vartaya sokar yanlışa düÅŸürür.” BuyurmuÅŸlardır.

Bu sevgilerin sıralamasını üstadımızın dediÄŸi gibi bir merdiven basamağı gibi düÅŸünürsek bu merdivenin ilk basamağında Müslüman kardeÅŸi, derviÅŸ kardeÅŸi yer alır.

Ayeti kerimede Cenab-ı Rahman;

Müslüman diÄŸer Müslümanları kardeÅŸ olarak kabul eder. Müminler ancak kardeÅŸ olabilirler.  [2] buyurmuÅŸtur.

Nitekim peygamberimiz (sav)

“Ä°man etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de olgun mümin olamazsınız” [3] buyurur.

Ä°kinci basamağında ise Allah dostları ve Üstadı olur.

“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve sadıklarla beraber olun.” [4]

Bir gün Bâyezîd-i Bistâmî’ye mürâcaat eden bir derviÅŸ:

-Beni Allah’a yaklaÅŸtıracak bir amel tavsiye et.” deyince Bayezid Hz.leri (ks) ona ÅŸu nasihatte bulunur;

Allah’ın veli kullarını sev! Sev ki onlar da seni sevsinler. Onların gönlüne girmeye çalış! Çünkü Allah, o ariflerin kalplerine her gün 360 defa nazar eder. Onlardan birinin kalbinde senin adını görürse, seni bağışlar!…” buyurmuÅŸtur.

Bizler MürÅŸidi Kamilleri Allah dostu,  Allah’a ulaÅŸtıran bir vesile olarak kabul ettiÄŸimizden dolayı çok severiz.

AÅŸk eri Mevlana Hz.lerinin;

“Ayım Åžems, Günüm Åžems, Hayatım Åžems; Sen olmasa idin ne Allah'ı bilebilirdim, ne Muhammed Mustafayı tanıyabilirdim Åžems” buyurduÄŸu gibi bizde canı gönülden deriz ki;

Ayım Efendim, günüm Efendim, hayatım Efendim O olmasa idi ne Allah'ı bilebilirdik, ne Muhammed-ül Mustafa’yı (sav) tanıyabilirdik…

Üçüncü basamağında ise Peygamber Efendimiz (sav) Hz.leri gelir;

“De ki: “EÄŸer babalarınız, oÄŸullarınız, kardeÅŸleriniz, eÅŸleriniz, hısım ve akrabanız, ter dökerek kazandığınız mallar, kesada uÄŸramasından endiÅŸe ettiÄŸiniz ticaret, hoÅŸunuza giden konaklar, size Allah’tan ve Resulü (sav)'den ve O’nun yolunda cihad etmekten daha sevimli ve önemli ise...o halde Allah emrini gönderinceye kadar bekleyin! Allah öyle fâsıklar güruhunu hidâyet etmez, umduklarına eriÅŸtirmez.” [5]

Buharî, Müslim, Nesaî ve Ä°bn Mace’nin rivayet ettiÄŸi bir hadis-i ÅŸerifte Peygamberimiz (sav) ÅŸöyle buyurdu:

“Sizden biriniz beni çocuÄŸundan, babasından ve bütün insanlardan daha fazla sevmedikçe -gerçek anlamda- iman etmiÅŸ olamaz.” [6]

Bir gün Rasulullah Efendimiz, Hz. Ali’ye ÅŸunu sorar:

- Ya Ali Allah’ı seviyor musun? - Evet ya Rasulullah.  

- Peki beni seviyor musun? - Evet, ya Rasulullah.  

- Peki eÅŸini seviyor musun? - Evet ya Rasulullah. 

- Peki çocuklarını seviyor musun? - Evet ya Rasulullah. 

- Peki bunların hepsini bir kalpte nasıl yapıyorsun? 

Hz. Ali bu beklemediÄŸi son soru karşısında ÅŸaşırmış ve cevap verememiÅŸti. Bunu düÅŸünmem gerek deyip oradan ayrılmıştı. Hz. Ali düÅŸünceli bir ÅŸekilde dolaşırken eÅŸi Hz. Fatıma bu durumu fark edip    “Nedir bu hal, ya Ali?” der. “EÄŸer bu düÅŸünceli halin, dünyevi kaygılardan dolayı ise sana yakışmaz, bırak gitsin. Yok, bu halin Rahmani kaygılardan dolayı ise, anlat birlikte çözüm bulmaya çalışalım” der.

Hz. Ali, Efendimizle geçen diyalogu bir bir Hz. Fatıma’ya anlatır. Hz. Fatıma durumu öÄŸrenince tebessüm eder ve Hz Ali’ye der ki: 

- Ya Ali babama git ve deki, kiÅŸi Allah’ı (cc) aklıyla ve ruhuyla sever, Peygamberimizi (sav) kalbiyle sever, eÅŸini nefsiyle sever, çocuklarını ise ÅŸefkatiyle sever.

Hz. Ali, aldığı bu cevap karşısında memnun olur ve hemen Efendimizin yanına gelir. Hz. Fatıma annemizden öÄŸrendiklerini, Efendimize anlatır. 

Efendimiz cevabı alınca tebessüm eder ve der ki, “Ya Ali bu bana getirdiÄŸin gül, nübüvvet aÄŸacından koparılmıştır.”

Bu basamakların en üstünde Allahu Teala Hz.leri yer alır ki bütün sevgilerin en üstünüdür. Ayeti Kerimede

“De ki: EÄŸer Allah'a muhabbetiniz varsa hemen bana uyun ki, Allah da sizleri sevsin ve suçlarınızı affetmekle örtsün. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.” [7]

Sevmenin en büyük ölçüsü kiÅŸinin sevdiÄŸine benzemesidir. Kuru kuruya sevgi cümleleri kurmak sevdiÄŸimizi ispatlamaz. Allah’ı seviyorum diyorsak, onun emir ve yasakları uymamız gerekir. Allah’ı seviyorum diyorsak, onun sevdiklerini sevip, sevmediklerine düÅŸman olmak gerekir. Allah’ı seviyorum diyorsak Peygamber (sav) tabi olmamız gerekir. Onun ahlakını bünyemizde yaÅŸayabilmek için caba harcamaktır. Sünneti seniyesini ihya etmektir.

 

Konuyla ilgili benzer sorular:

Tasavvufta “DerviÅŸ derviÅŸi sever daha sonra derviÅŸ zakiri sever” sözünden kastedilen nedir? Bu sevginin ölçüsü ne olmalıdır?




[1] Mâide Suresi 55-56

[2] Hucurat Suresi  10

[3] Müslim Ä°man, 93

[4] Tevbe Suresi 119

[5] Tevbe Suresi 24

[6] Kenzu’l-Ummal, h. No: 70)

[7] Âl-i Ä°mrân Suresi 31.




Okunma Sayýsý : 6899

Soru Tarihi: 5/12/2017

Yorumlar
Selim Aydın

Cok güzel aydınlandım ,Allah taala senden razı olsun...

ibrahim pamuk

ALLAHIM SÄ°ZLERDEN RAZÄ° OLSUN.SEVGÄ° SIRALAMASINI ÇOK GÜZEL AÇIKLAMIÅžSINIZ

Bir Yorum Yazýn
Adý Soyadý *
E-Posta *
Yorum *