SORULAN SORU

Åžeytan insana nasıl nüfus eder? Kalbimiz dört kapısı vardır deniyor? Bu kapıları açıklar mısınız? 

CEVAP

Kalbimiz vücudumuz için ne kadar hayati bir öneme sahipse, imanımız için de bir o kadar öneme sahip konumdadır. Kalbimizin rahatsızlandığında vücudumuzun birçok organını etkileyip farklı ÅŸekillerde belirti vermesi gibi, manevi olarak da kalbimiz rahatsızlandığında farklı manevi rahatsızlıklara sebep olmaktadır. 

Rasulallah (sav) buyurmuÅŸtur ki, “…Bilin ki! Vücutta öyle bir et parçası vardır ki o, iyi (doÄŸru ve düzgün) olursa bütün vücut iyi (doÄŸru ve düzgün) olur; o bozulursa bütün vücut bozulur. Bilin ki! O, kalptir.”[1]

Ä°nsanın kalbine dört pencere ve yahut dört kapı açılır. Bu dört kapıdan sürekli bir giriÅŸ vardır. Nefsimize ait olan hevâcis kapısı, Åžeytana ait olan visvas kapısı; Ruh’a ait olan sekine kapısı, MeleÄŸe ait olan ilham kapısı vardır. Bu dört kapıdan ikisi saÄŸ tarafta, iki sol taraftadır. SaÄŸ tarafta Sekine ve ilham kapısı. Sol tarafta ise hevâcis ve visvas kapısıdır.

Birinci Kapı hevâcis kapısı;

Nefis tarafından kalbe gelen endiÅŸe, gam, duygu ve vesveselere hevâcis denilmektedir. Ekserisi insanı kötülük yapmaya, hevâ ve hevese tabi olmaya, kendini büyük görmeye veya nefsin özelliÄŸi olan diÄŸer vasıflara çağırır.[2]

Vemâ uberri-u nefsî(c) inne-nnefse leemmâratun bi-ssû-i illâ mâ rahime rabbî(c) inne rabbî ġafûrun rahîm(un)

“…Muhakkak ki nefis, daima kötülüÄŸü emredicidir; ancak Rabbimin merhamet ettiÄŸi (koruduÄŸu kimse) müstesnâ.”[3]

Rabbimiz, muhakkak ki nefis, daima kötülüÄŸü emreder derken; Nefse ait olan hevâcis kapsından sürekli bir kötülüÄŸün bizlere nüfus edilmeye çalışıldığını, nefsin insanoÄŸlunun iç âlemine fenalığı ve azgınlığı telkin ettiÄŸi ifade edilmektedir.

Daima ifadesi ise nefsin istek arzularının aralıksız gelmesi, ısrarcı olması ve kesilmediÄŸini vurgulamaktadır. KiÅŸi ne kadar onu def etmeye çalışsa yine ısrar eder, direnir. Allah’a sığınma, korkutma, uyarma ve sevaba teÅŸvik kâr etmez; o daima ısrar eder durur. Ne zaman bir ÅŸeyden menedilse daha çok ister, direnir.

İkinci Kapı, Şeytana ait olan visvas kapısı;

Hannas ÅŸeytanının insanoÄŸluna üfürdüÄŸü vesvese kapısıdır. Kalbin sol tarafında nefse ait olan hevâcis kapısının hemen karşısındadır.

De ki: "Cinlerden olsun in­sanlardan olsun, insanların kalplerine vesvese sokan sinsi ÅŸeytanın ÅŸerrinden insanların Rabbine, insanların mâlik ve hakimine sığınırım!" [4]

Bu kapıda şeytan aleyhillane fırsatını bulduğu anda bu kapıdan girer.

Efendimiz (sav) buyuruyorlar ki, 

“Åžeytan insana musallat olmak istediÄŸi zaman kalbe yaklaşır. EÄŸer Allah’ın zikri varsa oradan uzaklaşır. Yoksa insanın içerisine yerleÅŸir ve o ÅŸeytan artık insana rehberlik etmeye, yol göstermeye baÅŸlar.” 

“Åžeytan insanoÄŸlunun kalbinin üzerinde tünemiÅŸ vaziyette bekler. Allah’ı zikredince siner, çekilir; gaflet edince vesvese verir.” [5]

Onun için diyor ki Rabbimiz:

Vemen ya’ÅŸu ‘an żikri-rrahmâni nukayyid lehu ÅŸeytânen fehuve lehu karîn(un)

“Kim Rahmân'ı zikretmekten gafil olursa, yanından ayrılmayan bir ÅŸeytanı ona musallat ederiz.” [6]

Rahmân’ı zikretmek, ÅŸeytanın bu tasallutuna karşı koyucu zırh niteliÄŸindedir.

Bugün toplumun yaÅŸadığı en büyük sıkıntılarından bir tanesi de budur. Allahu Teâlâ’yı zikirden gafil olan insana, ÅŸeytan vesvese vermeye baÅŸlar. Zaman içerisinde öyle bir noktaya gelir ki avenesini toparlar. Velhan ÅŸeytanı, Hades,  Dasim , Hanzep, Zellenbur, Ber , Metun ve Mesbut  gibi…          

Ä°nsan zikirden gafil oldu mu insan saydığımız bu ÅŸeytanlar muhattap olmaya baÅŸlar. Velhan Åžeytanı bir insana etki etmeye baÅŸladı mı, kiÅŸi temizlik hastası olur. Birde kendini çok titizim diyerek bir katagoriye sokar aslında ÅŸeytanın etkisi altına girmiÅŸtir. Tuvalette banyo da bir saat durur, hiç durmadan temizlik yapar. Abdest alır, saÄŸ ayağımı yıkadım mı yoksa yıkamadım mı? Namaza duruyor velhan ÅŸeytanından kurtuluyor, görevi hades ÅŸeytanına alıyor. KiÅŸi Allah-u ekber deyip kıbleye duruyor, ceset kıble de ruh baÅŸka yerde. Åžeytan alıyor insanı, baÅŸlıyor gezdirmeye. Acaba iki mi kıldım üç mü kıldım, yoksa dört mü kıldım.

Bunların tedavisi ne? MürÅŸidi kâmillerin rehberliÄŸin de Allah’ın (cc) zikriyle meÅŸÄŸul olmaktır.

“Onlar iman etmiÅŸ ve kalpleri Allah’ın zikriyle yatışan kimselerdir. Biliniz ki kalpler ancak Allah’ın zikriyle itminan olur.” [7]

Bu kapılar açık olduÄŸundan ve düÅŸmanda daima uyanık olduÄŸundan dolayı, bu kapıları korumak için mücahede etmek lazımdır. Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.lerinin vermiÅŸ olduÄŸu “Evradı Åžerife”leri nizami olarak çekersek onun nuru ve feyziyle, göstermiÅŸ olduÄŸumuz bu gayretin karşılığında, himmet ve feyizle Allah’ın izniyle ne nefis galebe çalabilir ne de ÅŸeytanı aleyhilane musallat olabilir.

Bir kişi, Hasan-ı Basri (rh.a)'e;

"Ya Eba Said! Åžeytan uyur mu?" diye sordu. Hasan-ı Basri (rh.a)' gülümsedi ve;

"Biraz uyusa rahat ederdik." dedi.

Bütün bunlara bakarak, bir mümin için ÅŸeytandan asla kurtuluÅŸ yoktur. Ancak onu uzaklaÅŸtırmak ve zayıflatabilmenin çareleri vardır. Nitekim Peygamber Efendimiz (sav) bir Hadis-i Åžeriflerinde;

"Ä°nsan yolculukta devesini zayıflattığı gibi, müminde ÅŸeytanını zayıflatabilir." [8] buyurmuÅŸtur.

 Kays bin Haccac'da ÅŸöyle demiÅŸtir;

"Şeytanım bana; 'senin yanına geldiğim zaman besili develer gibiydim. Şimdi kuş kadar kaldım' dedi.

"Neden böyle oldu?" diye sordum. Dedi ki;

"Allah'ın zikri ile beni erittin."

Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri devamlı Aabdestli olmaya dikkat edelim. Abdest aldığımız zaman tayfayı cin de ÅŸeytan da kaçar. Euzu besmele çektiÄŸin zaman kaçarlar. Namaz kılınan eve gelmeleri mümkün deÄŸil. Ezan okunan eve gelmeleri mümkün deÄŸil. Ä°badet yapılan eve gelmeleri mümkün deÄŸil kaçarlar onun için Kur’ana Kerim çok okuyup Allahu Teâlâ’yı çokça zikredelim inÅŸallah. BuyurmuÅŸlardır.

Üçüncü Kapı; Ruh’a ait olan sekine kapısı,

“Huve-lleżî enzele-ssekînete fî kulûbi-lmu/minîne liyezdâdû îmânen me’a îmânihim”

“O, imanlarına iman katsınlar diye müminlerin kalplerine sekinet (huzur ve itminan) indirendir.” [9]

Ruhun yaratılış itibariyle Allahu Teâlâ’nın Rab sıfatının tecellisi olduÄŸu için kalplerine biz bir sekine indiririz onların imanları ziyadeleÅŸir diyor Ayet i Kerime de.

Sekine; kalbe inen sükûnet, gönül rahatlığı, güven duygusu, sabır, vakar, müminlerin sükûn bulmalarını ve iman etmelerini saÄŸlamak ya da imanlarını arttırmak için Allah’tan gelen yardım ve rahmet biçiminde açıklanmıştır.

Dördüncü kapı;  Meleklere ait olan ilham kapısıdır.

Taberâni'nin rivayet ettiÄŸi bir hadis-i ÅŸerifte her insana üç yüz altmış (360) meleÄŸin nezâret ettiÄŸi ve insanı koruma altına aldıkları kaydedilmektedir.[10]

Bu üçyüzaltmış tane meleÄŸin farklı farklı görevleri vardır. Vücudumuz iÅŸleyiÅŸi bu meleklerin sorumlulukları altındadır.

"Hiç kimse yoktur ki üzerinde bir koruyucu, bir denetleyici (melek) bulunmasın."[11]

Peygamber Efendimizin (sav)

"Allah (cc) rahime bir melek vazifelendirir…"[12]

Bu meleklerden bir tanesi de ilah ile vazifeli olup kiÅŸinin gönül dünyasına ilham eder. Ezan-ı Muhammediye okundu mu? hemen o görevli melek gelir:

“Kalk!  Allah’a ram ol, secde et,” der. Hemen nefis oradan devreye girer. Hele biraz dur. Sanki yorgun musun ki? Biraz dinlen. Åžeytan da fırsat bulursa bunun üstüne hemen senaryo yazmaya baÅŸlar. Åžeytanın yaptırım gücü yoktur ancak ÅŸeytanda saptırma gücü vardır. Bu arada bir uyku gelir. Namaz kaçmış olur. Nefis ve ÅŸeytan elle verip emellerine ulaÅŸmıştır.



[1] Buhârî, Îmân, 39

[2] KuÅŸeyrî Risalesi I, 263;

[3] Yûsuf Suresi 53

[4] Nâs Suresi, 1-6

[5] Müstedrek, h.3991; Buhari, Tefsir, Kul eûzü bi-Rabbinnâs 1

[6] Zuhruf Suresi 36

[7] Ra’d Suresi 28

[8] Ahmed, Ebu Hureyre (r.a)'den

[9] Fetih Suresi 4

[10] Süyûti, ed-Dürrü'l-Mensur, 4/615; Zebidi, Ä°thâfü's-Sâde, 7/288.

[11] Târık Suresi 4

[12] Buhari, Hayz 17; Enbiya 1; Kader 1; Müslim, Kader 5.




Okunma Sayýsý : 1184

Soru Tarihi: 12/12/2021

Yorumlar
Bu soruya ait yorum bulunmamaktadýr.
Bir Yorum Yazýn
Adý Soyadý *
E-Posta *
Yorum *