SORULAN SORU

Kendimizi çok güçsüz görüp, Ä°slam, devlet, vatan düÅŸmanlarını çok güçlü görerek umutsuzluÄŸa kapılıyoruz. Bu umutsuzluktan kurtulmak için Allah’a teslimiyetimiz, tevekkülümüz nasıl olmalıdır?

CEVAP


Allah’ın izni inayetiyle bizler arı ve duru olaraktan imanı özümsemiÅŸ Halit bin Velidler’in, Hazreti Ali’lerin (kvc), Ebu Müslim Havlanilerin, Alparslanların, Fatihlerin, Yavuzların soyundan gelen ve onların asil iman ruhunu taşıyan nesilleriz. Biz böyle iman ettik.

Karşımıza çıkan düÅŸmanın ÅŸekline, ÅŸemailine, teknolojisine, silahına bakıp Ä°slam düÅŸmanlarını gözümüzde büyütüp korkmayız.

Allah için bir canımız vardır, onu da alacak olan Allah (cc) dır.

Hz. Ali (kvc) Hz.leri: “Ecel benim ölüme karşı vekilimdir.”  Buyuruyor.

Bugünkü manada anlamaya çalışırsak “sigortamdır” diyor. Ecel gelmedikten sonra hiç kimse kimseye bir ÅŸey yapamaz. Darbe teÅŸebbüsünde hiç düÅŸünmeden kendini tankın önüne atan o cesur yürekli insanları hepimiz gördük. Üstünden iki tane tank geçiyor da hiçbir ÅŸey olmuyor. Allahu Zül Celal Ve Tekaddes Hazretleri hıfzı muhafaza ediyor. Allah’ı muhafaza ettiÄŸini hiç bir güç ve kuvvet zarar veremez. Allah’ın muhafaza etmediÄŸini de hiç güç ve kuvvet muhafaza edemez.

Ä°bn-i Abbas (ra) ÅŸöyle buyurmuÅŸtur:

"Bir gün Rasulullah (sav)'ın arkasında yürüyordum. Bana dedi ki;

 "Ey delikanlı, sana bazı sözler öÄŸreteceÄŸim. Onları koru ki, Allah seni korusun. Koru ki, Allah'ı yanında bulursun. Ä°stediÄŸin zaman, Allah'tan iste. Yardım dilediÄŸin zaman, Allah'tan dile. Åžunu bilki, ÅŸayet bütün ümmet, sana bir yarar dokundurmak için bir araya gelseler de, Allah'ın senin için yazdığının dışında bir yarar dokunduramazlar. Aynı ÅŸekilde, sana bir zarar dokundurmak için toplansalar Allah'ın senin için yazdığından baÅŸka bir ÅŸey dokunduramazlar. Kalemler kaldırılmış, sayfalar durulmuÅŸtur." [1]

Tirmizi'nin dışında baÅŸka bir rivayette de ÅŸöyle denir.

"...Koru ki Allah'ı önünde bulursun. Bollukta Allah'ı tanırsan zorlukta seni tanır. Bil ki sana isabet etmeyen başına gelmeyecektir. Başına gelecek ÅŸeyin de yanılması mümkün deÄŸildir. Bil ki, sabırla beraber zafer, sıkıntıyla beraber rahatlık ve zorlukla beraber kolaylık vardır."

Fatih Hz.lerine sizi bu kadar başarılı kılan nedir? Diye soruyorlar. Cevabında ki muhteşemliğe bakın;

Biz Ya Allah Bismillah dedik mi, Gökten, yerden, yerin altından ordular top yekûn bizimle beraber olur. Küffarı Allah’ın izni inayetiyle yerle yeksan ederiz.” Diyor.

Bizler Allah tevekkül etmesini bilmiyoruz. Kendi çapımızla, cürmümüzle bir ÅŸeyler yapmaya, bir ÅŸeyleri baÅŸarmaya çalışıp,  kazanacağız diye uÄŸraşıyoruz. Bir ÅŸeyleri alt edeceÄŸimizi zannediyoruz.  Allah’ı ve Peygamber’i yok sayarak, kendi kafamızla, kendi gücümüzle bir ÅŸeyleri ortaya koymaya çalışıyoruz. Sonunda elimize yüzümüze bulaÅŸtırıyoruz.

Allahu Teâlâ Ayeti Kerimesinde “O’nun haberi olmadan bir tek yaprak bile düÅŸmez.” [2] buyuruyor, böyle küçük misaller vererek hâkimiyetin yegâne sahibi olduÄŸunu, her bir ÅŸeyin zerreden külleye sevk ve idaresinin kendisinde bulunduÄŸunu bizlere beyan ediyor.

Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.leri; Hayatımda beni en çok etkileyen olaylardan bir tanesini ÅŸöyle nakletmiÅŸti bizlere;

Çocuktum, ilkokula gidiyordum. Dedem pazar yerinde salatalık satıyordu. Bir gün okula giderken dedemin yanına uÄŸrardım. Selam verip, yanına otururdum. Dedemin her yanına gittiÄŸimde, selamımı alır beni öper koklardı. Baktım dedemin salatalıkları satılmamış, tezgâhta yerli yerinde duruyorlar. Dedeme dönerek;

-Dedeciğim salatalıklarınız satılmamış, deyince, dedem;

-Torunum bu salatalıkları ben satmam ki Allah alın derse bu insanlar gelir alır. Alın demezse ben ne yapabilirim ki. Anca bağırırım, diye cevap verdi.

Okul dönüÅŸü uÄŸradığımda birde baktım dedemin salatalıkları bitmiÅŸ, hepsini satmış. Dedem;

- Bak oÄŸlum! Allah “alın” dedi, insanlar koÅŸa koÅŸa salatalıklarımızı aldı. Allah “alın” dedi insanların kalbi tenvir oldu, bir tane salatalık dahi kalmadı. Sen okula giderken yüce Yaradan “almayın” dedi kimse tezgâha dahi bakmadı. Her ÅŸey Allah’ın kuvvet ve kudreti elindedir, dedi. Bu yaÅŸadığım olay beni çok etkilemiÅŸtir. Bu nasıl bir teslimiyet, bu nasıl bir kemalat…

Gayret Bizden Tevfik Allah'tandır.

Bir iÅŸte çalışıp çabalamak bizim iÅŸimiz, baÅŸarı elde etmekse Allahu Teâlâ’nın verebileceÄŸi bir ÅŸeydir. Biz zahiri sebepleri iÅŸleriz Allah neyi takdir eder bilemeyiz. Allah’a kul olmak lazım. Allah’a kul olursak zor iÅŸlerimiz kolay olur. Allaha kul olmazsak kolay iÅŸlerimiz zor olur.

Piri Reis o haritaları nasıl çizdi hiç düÅŸündünüz mü? Hem Allaha kul olmak için hem de zahiri ilimlerde ilerlemek için çabaladı.  Rabbimiz de gönlünü açtı bin yılda ulaÅŸabileceÄŸi bilgilere bir anda ulaÅŸabildi.

Hz. Peygamber (sav) iki kiÅŸinin dâvasına baktı. Dâvayı kaybeden zat:

-Hasbiyallah ve ni’me’l-veki’l (Allah bana yeter. O ne güzel vekildir),  dedi. 

Rasulullah bunun üzerine:

- O zatı bana çağırın, buyurdu ve ne söylediÄŸini sordu.

O zat da; “Hasbiyallah ve ni’me’l-veki’l” dediÄŸini söyledi.

Bunun üzerine Allah Resulü:

- Allah acizliÄŸi sevmez, kınar. Senin görevin gayret göstermen, akıllı davranmandır. Elinden geleni ortaya koyduÄŸun halde iÅŸin altından kalkamazsan o takdirde; “Hasbiyallah ve ni’me’l-veki’l,” dersin. [3] buyurdu.

Ayeti Kerimede Åžu’ayb (as) ithafen;

“BaÅŸarım ancak Allah'tandır, Yalnız O'na güvendim (dayandım); O'na yöneliyorum" dedi. [4] Buyurmaktadır.

“Yalnız O’na dayandım” derken;  O’nun dışındaki tüm varlılardan yüz çevirerek sadece O’na itimat ettim.  O, her ÅŸeye kadir olan yegâne varlıktır. O’nun dışındakiler ise hadd-i zatında sırf acizdirler. Ä°fadesini barındırmaktadır.

Ä°ki cihan serveri Efendimiz (sav) de, “Lâ havle velâ kuvvete illâ billahi’l-aliyyi’l-azıym” “Güç ve kuvvet, sadece Yüce ve Büyük olan Allah’ın yardımıyla elde edilir.” diyerek, bizlere büyük bir hatırlatmada bulunmuÅŸtur.

Allah’ın rahmetine mahzar olabilmek, O’nun güvencesi altında kalabilmek için Allah’ın gücüne gidecek davranışlarından sakınıp rahmetin uzaklaÅŸmamak lazım. Rabbim bizleri ÅŸuurlu birer Müslüman yapsın. Ä°badetimizle, taatimizle, ne yaptığını bilen ÅŸuurlu bir mümin yapsın ki ne ölüm korkusu, ne hayatın içinde ki mücadele,  ne karşımıza dikilen dünya bize bir zarar veremesin bizi yıkamasın.

 “Müminlerin kalplerine, imanlarını iman ile artırsınlar diye sekîneti indiren, O’dur. Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Ve Allah; Alîm’dir, Hakîm’dir.” [5]

Ä°ÅŸte o sekinet indimi, imanları ziyade oluyor müminlerin. Sekinet geldi mi Müslümanın gözü hiçbir ÅŸeyi görmüyor. Gözü kapalı ÅŸehitliÄŸe koÅŸuyor. Tankın üstüne atlıyor, kurÅŸuna siper oluyor. Kimseye eyvallahı olmuyor.

Rabbim o sekinetini ümmeti Muhammedîn üstünden eksik etmesin ki bizlerde ÅŸehadete koÅŸa koÅŸa gidelim inÅŸallah.

Atalarımız ÅŸehadet ÅŸerbetini içmek için ölüme koÅŸarak gitmiÅŸlerdi. Akı pak olan ecdadımız Osmanlıda orduda bir düzen vardı. Kadiri Rufai Mevlevi Bedevi Dussuki Åžazeli gibi bütün tarikatlarının bölükleri alayları vardı. PadiÅŸah Hazretleri ordunun başına geçer. Üç Ä°hlas bir Fatiha’yı Åžerife okutur. Aynı dergâhımızdaki usul üzeri. Salat-u Selamlarla baÅŸlar. Kelime-i Tevhid okunur, Kelime-i Tevhid okunurken savaÅŸ düzeni alınır, saflar kurulur. Ordu savaÅŸa hazır hale getirildi. Kelime-i Tevhid’ten Lafza-i Celal’e geçildi mi? Hücum emri verilir. Allah Allah diyerek zikrullah yaparak korkusuzca küffara hücum ederlerdi. Ok gelmiÅŸ, mızrak gelmiÅŸ, karşısında kuvvetli bir düÅŸman varmış hiç umurunda olmadan Allah için düÅŸmanı periÅŸan edilirdi. Buydu onları baÅŸarı kılan.

Hem milletçe hem de ferdi olarak kendimizi Rabbimize emanet etmemiz lazım.

Peygamber Efendimiz (sav)  ÅŸöyle buyuruyor;

“Kim sabahleyin hanesinden çıkarken yedi tane Ayet-el Kürsi’yi okursa nurdan bir fanusun içerisine Rabbim onu hıfz-ı muhafaza eder”

 Cennet Mekan  Abdullah Baba (ks) Hz.leri de bu hususta bizlere buyuruyorlar ki :

DerviÅŸ abdestsiz yere basmaz, her zaman abdest üzere olunuz. Evden çıkarken abdestimizi alıp, muhakkak yedi Ayet-el Kürsü okumalıyız.

Bir ayet-el kürsü okursunuz sağınıza, bir ayet-el kürsü okursunuz solunuza, bir ayet-el kürsü okursunuz önünüze, bir ayet-el kürsü okursunuz ardınıza, bir ayet-el kürsü okursunuz yukarınıza, bir ayet-el kürsü okursunuz aÅŸağınıza, bir ayet-el kürsü okur içine çekerek “hıfzı huma ve hüvel aliyyül azim, beni hıfz eyle ya Rabbi” derseniz, Allah-ü Teâla Hazretleri Hafız ismi ÅŸerifi ile muhafaza eder. Her türlü bela ve musibetten beri kılar. Bir de sonunda üç ihlas bir Fatiha Åžerife’yi okuyup makamlara bağışlarsanız nur ala nur olur.

Hem kendimiz yapıp hem de ailemizi öÄŸretmemiz lazım. Allah’ın zikri ile kaim ve daim olursak dünyada hiç bir ÅŸey bize zarar ve ziyan veremez.

 


[1] Tirmizi rivayet etmiÅŸ ve "sahih bir hadistir" demiÅŸtir.

[2] En'am Suresi 59

[3] Nesâi, Amelü’l yevm ve’l leyle. Hadis no: 625

[4] Hûd Suresi 88.

[5] Fetih suresi 4





Okunma Sayýsý : 6084

Soru Tarihi: 2/26/2017

Yorumlar
Bu soruya ait yorum bulunmamaktadýr.
Bir Yorum Yazýn
Adý Soyadý *
E-Posta *
Yorum *