SORU ARA

SORULAN SORU

HuÅŸu nedir? HuÅŸulu bir namaz kılmak için nasıl bir yol izlemeliyiz? Namaz kılarken gözlerimizi kapatmak mekruh mudur?

CEVAP

Namaz; Allah (cc) emrettiÄŸi, Peygamber Efendimiz (sav) in uygulamada gösterdiÄŸi gibi akıllı ve buluÄŸ çağına ermiÅŸ her Müslüman için dil, beden ve kalp ile günde beÅŸ defa yerine getirilmesi zorunlu bir ibadettir.

Namaz günde beÅŸ defa Allah’ı zikretmektir. Namaz Allah’ı yüceltme, O’na sevgi, saygı, minnet, ÅŸükür gösterme, hamd ve senada bulunma, ondan yardım ve bağışlanma dilemektir.

Bu bakımdan Namaz Allah'a yaklaÅŸmanın yolu, ona yükselmenin basamağı olarak en önemli ibadettir. Namaz ilk farz kılınan ibadet olduÄŸu gibi aynı zamanda Peygamberimiz (sav) buyurduÄŸu üzere kıyamet gününde hesabı sorulacak ilk amelidir. [1]

Namaz, basit bir takım beden hareketlerinin sistematik olarak tekrar edildiÄŸi bir ibadet deÄŸil bedenden ruha tüm benliÄŸimizin Allah huzurundaki ilahi aÅŸk halidir. Namazın dış görünüÅŸü birtakım ÅŸekiller ve zikirden ibaret ise de, içerisi ve gerçek mahiyeti, yüce yaratıcıya münâcât etmek, O'nunla konuÅŸmak, O'na yakınlaÅŸmak ve O'nu müÅŸahede etmektir. Bu özelliÄŸinden dolayı, yani yüce yaratıcı ile teklifsiz, aracısız buluÅŸma ve konuÅŸma anlamına geliÅŸinden dolayı, namaz ilâhî bir lütuf olarak kabul edilmiÅŸtir.

Bu lütufa eriÅŸebilmek için namazı huÅŸu içinde kılmamız gerekir. HuÅŸu namazın sırrı ve ruhudur. Namaz dizi, maç aralarında özensizce hemen savuÅŸturulup bir kenara atılacak yük deÄŸildir.

Allahu Teâlâ Zülcelal Hz.leri Kur’an-ı Kerimde; "Allah'ın huzurunda tam hûÅŸu ve hudû ile durun" [2] buyurmaktadır.

Müminûn suresinin ilk ayetlerinde ise, kurtuluÅŸa erecek olan müminlerin bir takım vasıfları sayılmakta, bunlardan ilkinin namazlarını huÅŸu içerisinde kılanlar olduÄŸu bildirilmektedir:

“Müminler kurtuluÅŸa ermiÅŸlerdir. Onlar namazlarını huÅŸu içerisinde kılarlar.” [3]

HuÅŸu nedir? HuÅŸû, Allah’a duyulan saygının gereÄŸi olarak baÅŸta namaz olmak üzere ibadetlerin edası sırasında sükûnet ve tevazu içinde bulunma, her türlü benlik iddiasını terk ederek Allah’ın huzurunda olduÄŸu bilinciyle, tevazu gösterip boyun eÄŸmeyi anlamında bir terimdir.

HuÅŸu, kalbin bütün himmet ve düÅŸüncesini toplayarak Cenâb-ı Hakk’ın huzurunda hazır bir halde bulunmasıdır.

Denilmiştir ki: Namazda huşunun şartı, namaz kılan kimsenin sağında ve solunda kimin namaz kıldığını bilmeyecek derecede kendini namaza vermesidir.

HuÅŸu, kalbin Hak Teâlâ’yı müÅŸahede etmesinden dolayı iç âlemin edeple boyun eÄŸmesidir. HuÅŸu, yüce rabbi müÅŸahede anında kalbin kendinden geçmesidir.[4]

Alimler huÅŸuyu zahiri ve batini olmak üzere ikiye ayırmışlardır. Zahiri olan huÅŸu; Başın huÅŸu ile öne eÄŸilmesi, gözün huÅŸu ile etrafına bakmaya kapatılması, dilin huÅŸusu kıraat, kulağın huÅŸusu dinlemeye amade olması, ellerin huÅŸusu köleler gibi tazim ile saÄŸ elin sol el üzerine konulması, sırtın huÅŸusu rükuda eÄŸilip düz olmasıdır.

Batında olan huÅŸu ise; Nefsin huÅŸusu havatır ve hevacisten[5] sükûn bulması, kalbin huÅŸusu zikre sarılmaktır. [6]

Biri Hz. Ali'den hûÅŸu nedir? diye sordu.

Hz. Ali: HûÅŸu kalpte bulunan bir ÅŸeydir. Namazda iken donmuÅŸ gibi durup hiç bir yana bakmamak ve hiç bir ÅŸeyle ilgilenmemek hûÅŸudandır.

Ä°bn-i Abbas (ra) hazretleri diyor ki: Namazda hûÅŸulu olan kiÅŸi Allah'tan korkan kiÅŸidir. Namaz kılarken de hareketsiz duran kiÅŸidir.

Hz. Ebû Bekir (ra) diyor ki: " Rasul-i Ekrem bir keresinde buyurdu ki:

Münafıkça hûÅŸudan Allah'a sığının. "

sahabe-i Kiram " Münafıkça hûÅŸu nedir? " deyince, dedi ki:

" GörünüÅŸte sükunet ve hareketsizlik vardır, ama içeride münafıklık olursa bu münafıkça hûÅŸudur.”

Ayeti kerimede “Namaz huÅŸu sahiplerinin dışındakilere ağır gelir.” buyurmaktadır.

Peygamber Efendimiz (sav) namazlarını son derece huÅŸû ve huzû[7] içerisinde kılar, her hususta olduÄŸu gibi bu hususta da ümmetine örnek olurdu. Onun namazından bahseden sahabiler ÅŸöyle diyorlar:

“Resulullah namaz kılarken (Allah’ın huzurunda bulunmaktan dolayı) göÄŸsünden, dönmekte olan deÄŸirmen taşının veya kaynamakta olan tencerenin sesi gibi ses iÅŸitilirdi.” [8]

Fiiliyle ümmetine örnek olan Peygamber Efendimiz (sav) sözleriyle de onları namazlarını huÅŸû içerisinde kılmaya teÅŸvik ederdi. Hadis-i ÅŸeriflerinde ÅŸöyle buyururmuÅŸtur:

“Yüce Allah beÅŸ vakit namazı farz kıldı. Kim güzelce abdest alıp namazları vakitlerinde kılar, huÅŸû ve rukûunu tam yaparsa, Allah’ın onu bağışlayacağına dair vaadi vardır. Böyle yapmayan kimse için ise, Allah’ın bir vadi yoktur; dilerse onu bağışlar, isterse azap eder.” [9]

“Bir Müslüman namaz vakti girince güzelce abdest alır, huÅŸû içerisinde rukuunu tam yaparak namazını kılarsa, büyük günah iÅŸlemediÄŸi müddetçe, geçmiÅŸ küçük günahlarına kefaret olur. Bu ömür boyunca böyle devam eder.” [10]

Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.leri;

Evladım, huÅŸulu bir namaz kılmanın yolu taharetten geçer. Bir Müslüman taharetine dikkat etmiyorsa o kimsenin ibadetleri nakıs olur. Bir Müslüman taharetine dikkat eder, özenli bir ÅŸekilde necasetten eser kalmayacak ÅŸekilde yapar, güzel bir abdest alıp Allahu Teala her halimize vakıf biz onu göremesek de o bizim her halimize vakıf diyerek namaza durursa o namazda huÅŸu vasıl olur. Namazımızın rükû ve secdelerinde yaptığımız tesbihatları üç taneden fazla beÅŸ ya da yedi defa yapın. HuÅŸu helal lokma yemekten geçer, Salihlerle birlikte olup, gaflette olan insanlarla hemhal olmamaktan geçer. Bu haller huÅŸunun temelini oluÅŸturur.

Bir Müslüman namaza baÅŸlamadan evvel kendini yapacağı ibadete maddeten ve manen hazır hale getirmelidir. Müslüman, namazını kalbi ve vücudu ile beraber olarak kılmalıdır. Nitekim Hadis-i ÅŸerifte: "KiÅŸinin kalbi ve bedeniyle beraber namazda hazır olmadıkça Allah o namaza bakmaz."[11] buyurulur. Dünyevi iÅŸlerden kendimizi soyutlayıp yüce yaratanın huzurunu çıkmanın bilinciyle ilk önce kılacağımız yerden baÅŸlayarak giydiÄŸimiz kıyafete kadar dikkat etmeliyiz. Evlerimizde haydarimizi giyip sarığımızı sarmalıyız. Niyetimizi yalnızca dille deÄŸil kalple tasdik ederek Ä°ftitah Tekbiri kuvvetli bir ÅŸekilde almalıyız. Namaz kılarken tadili erkâna riayet edip karşımızda sanki Kâbe-i Muazzama varmış gibi önümüzde Rasulullah Efendimiz arkasında sahabeyi kiram efendilerimiz, piran efendilerimiz ve Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.leri önümüzde durmuÅŸ arkalarında biz varmış gibi kılarsak iÅŸte o namazda huÅŸu olur, hudu olur huzur kalp olur inÅŸallah.

Peygamber Efendimiz (sav) Hz.leri namazda yüzünü saÄŸa sola çevirip bakmayı [12], yemek hazırken namaza durmaktan [13], namaz vaktinin çıkması söz konusu olmadığı halde, sıkışık abdestle namaz kılmak[14] gibi âdâba aykırı olan davranışlar namaz kılanın zihnini meÅŸgul edip kiÅŸinin huÅŸulu namaz kılmasını engelleyeceÄŸi için böyle durumlarda namaza baÅŸlamayı uygun bulmamıştır.

"Namazlarını hûÅŸu ile kılan müminler kurtuluÅŸa ermiÅŸlerdir." buyrulmaktadır. [15]

Bu ayet-i kerime nazil olmazdan önce sahabe-i kiram namazda gözlerini gökyüzüne kaldırıyorlar, saÄŸa sola bakınıyorlardı. Ayet-i Kerimenin nazil olmasından sonra artık gözlerini secde mahalline çevirmeye baÅŸladılar.

Abdullah Bin Ömer bu ayet-i kerimenin izahında ÅŸöyle der:

"Sahabe-i Kiram, namaz için ayaÄŸa kalktıklarında baÅŸka hiçbir ÅŸeyle ilgilenmezler, bütün varlıklarıyla kendilerini namaza verirlerdi. Gözlerini secde yerine dikerler ve Allah'ın kendilerine baktığını kabul ederlerdi."

Allah’a huÅŸu içerisinde ve O’nu görüyormuÅŸ gibi ibadet etmek de sünnetin bilhassa dikkat çektiÄŸi hususlardandır. Hâdis-i ÅŸeriflerde ÅŸöyle buyrulur:

“Namaza durduÄŸun zaman dünyaya veda eden bir kimse gibi namaz kıl!” [16]

“Kul namaz kılar fakat namazının ancak onda biri, dokuzda biri, sekizde biri, yedide biri, altıda biri, beÅŸte biri, dörtte biri, üçte biri veya yarısı kendisi için yazılır.” [17]

Biri İmam-ı Azam Hazretlerine gelerek:

“Yâ Ä°mam! Ben namazlarımı huÅŸu içerisinde kılamıyorum. Namazda iken develerimi otlatıyor, onlarla ilgileniyorum. Oysa siz benden daha zenginsiniz. Peki, siz ibadet zevkine nasıl eriÅŸiyor, ibadetlerinizi huÅŸu içerisinde nasıl yapıyorsunuz?” diye sormuÅŸ.

Ä°mam-ı Azam Ebu Hanife Hazretleri ÅŸöyle cevap vermiÅŸ:

"Ben develerimi kalbime bağlamam ki; ahıra bağlarım..."

HuÅŸunun zıddı gaflettir. Åžeytan namazla ilgisi olmayan ÅŸeyleri hatırlatıp telkin eder. Nefis, daha önceki meÅŸguliyetini namazda da devam ettirmek ister. Disipline alışmamış fikir ise, Allah’ın huzurunda olduÄŸunu düÅŸünmeden rast gele ÅŸeylerle eÄŸlenmek ister. Bu sebeple, vesvese ve lüzumsuz iÅŸlerle meÅŸgul olduÄŸumuzu fark eder etmez, hiçbir ÅŸey olmamış gibi huzura dönüp yolumuza devam etmemiz gerekir. “Aman niye böyle oldu?” ya bile yer vermemeliyiz.

Hz. Ali (ra) ÅŸöyle buyurur:

"HûÅŸu olmayan namazda, lüzumsuz ÅŸeylerden kaçınılmayan oruçta, tertibe riayet edilmeden yapılan kıraatte, günahlardan sakındırmayan amelde, sehavet[18] bulunmayan malda, sıkı baÄŸlılık bulunmayan kardeÅŸlikte, ihlas olmayan duada hayır yoktur."

Sorunuzun ikinci kısmına gelirsek; Namazda gözümüzü kapatmak Hanefi mezhebine göre mekruhtur. Göz kapatılarak namaz kılınmaz.  Peygamber Efendimiz (sav)Hz.leri;

“Sizden biriniz namaza kalktığı zaman gözlerini kapamasın.”[19] buyurmuÅŸlardır. Çünkü namaz kılarken secde yerine bakmak sünnettir. Gözleri yummak da bu sünneti terk sayılır.

 

Konuyla ilgili benzer sorular:

Tasavvuf ehli olanlar için namazın öneminden bahseder misiniz?

Günlük veya haftalık beden temizliÄŸi nasıl olmalı? Abdullah Baba (ks) Hz.lerinin beden temizliÄŸi hakkındaki tavsiyeleri nelerdir? Düzgün ve saÄŸlam Taharet, abdest nasıl olmalıdır?

Abdullah Baba (ks) Hz.lerinde Namaz



[1] Tirmizî, “Salât", 188

[2] Bakara Suresi, 238

[3] Müminûn Sursi, 1-2

[4] Ä°mam KuÅŸeyri, KuÅŸeyr Risalesi, s.319-320

[5] Allahu Teâlâ’nın insanın kalbinde meydana getirdiÄŸi ÅŸeyler olur. Bunlara hak, doÄŸru havâtır denir. Bâzan melekler vâsıtasıyla gelir. Buna ilhâm denir. Bâzan, ÅŸeytan onları insanın kalbine atar, buna vesvese denir. Bâzan da nefsin kendi kendine çıkardığı ÅŸeyler olur ki, buna hevâcis denir. (Hâdimî)

[6] Ruhu’l Beyan Tefsiri Cilt 13 syf 170

[7] Huzu: tevâzu hâli, alçak gönüllü olma; Allah'ın azametini celâl ve cemâlini, büyüklüÄŸünü düÅŸünmekten meydana gelen insandaki huzur ve huÅŸu hâli

[8] Ebu Davud, Salat, 156

[9] Ebu Davud, Salat, 9

[10] Müslim, Taharet, 7

[11] Ä°hya, I 160

[12] Müsned, VI, 130, 443; Ebû Dâvûd, Salât, 165

[13] Buhârî, Ezân, 42; Müslim, Mesâcid, 64

[14] Müslim, “Mesâcid”, 67

[15] Mü'minun Suresi 1

[16] Ä°bn-i Mâce

[17] Ebû Dâvûd

[18] Sahavet: Cömertlik, el açıklığı, muhtaç olanlara çok ihsan etmek.(Ä°hsan ihsandır. EÄŸer nev'e olsa; veya muhtaca ve fakire olsa, sahavet o vakit tam sahavettir. EÄŸer, millet için olsa, yahut milleti tazammun eden bir ferde olsa güzeldir. Åžayet muhtaç olmayan ÅŸahsa olsa, ÅŸahsı tenbel eder, çingeneliÄŸe alıştırır. Elhâsıl, millet bâkidir, fert fâni. Münazarât)

[19] Aileye Özel Fetvalar Mehmed PAKSU,




Okunma Sayýsý : 3808

Soru Tarihi: 1/9/2019

Yorumlar
Bu soruya ait yorum bulunmamaktadýr.
Bir Yorum Yazýn
Adý Soyadý *
E-Posta *
Yorum *