SORU ARA

SORULAN SORU

Dini temsil ettiÄŸini düÅŸündüÄŸümüz kimselerin lüks içinde yaÅŸayıp baÅŸkalarına fakirlik konusunda ÅŸükretmelerini söylemeleri ne derece doÄŸrudur? Ayrıca “ÅŸeyhin, ailesine çocuklarına kul köle olmalıyız” diyen bir insan hata yapmış olmaz mı?

CEVAP

Böyle söylemler MürÅŸidi Kamil olmayan kiÅŸilere aittir. Peygamber varisi olduÄŸunu iddia eden bir MürÅŸidi Kamilin böyle bir ÅŸey söylemesi mümkün müdür? Ümmetine hizmet eden bir peygamberin varisleri nasıl olurda kendi hizmet edilmesi için bir çaba içinde olur. Yolumuz hizmet edilme deÄŸil hizmet etme yoludur.

Rasulullâh (sav) buyurdular ki:

“Bir kavmin efendisi, onlara hizmet edendir.” [1]

Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.leri beni sizden soracak olurlarsa evladım;

“Bize Allahtan onun Resulünden ve dostlarından bahseden, Allah-u AzimüÅŸÅŸanı seven, insanlara sevdirmeye çalışan, Allah'ı zikrettirip insanlara nasihat eden ve onlara hizmet etmeye çalışan ihtiyar bir pirifâni zattır, dersiniz. Bunun için bize manevi âlemde ‘Hadim-ul Fukara, fakirlerin hizmetkârı’ denir evladım.  Bizim künyemiz budur.” BuyurmuÅŸlardır.

MürÅŸidi Kamil olduÄŸunu iddia edip, kendine, malına hizmet edileceÄŸini söyleyen, evladına dahi hürmet göstermek için elinizden geleni yapmanız gerektiÄŸini ima edenler, bu yolun haramileridir. Böyle hareketlerde bulunanlar MürÅŸidi Kamil deÄŸillerdir.

Ne Peygamber Efendimizin (sav) mübarek hayatlarında ne de onun varisi Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.lerinin hayatında böyle hal ve hareketlere rastlanmamıştır.

Bizler Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.lerinin aÄŸzından duymadığımız gibi evlad-u iyalinden de böyle bir ÅŸey duymadık…

Bu söylemeler içinde bulunanların ya da bu durumlara müsaade edenlerin Allah'a ve Resulüne tabi olmayıp Allah yolunda hizmet etmek yerine kendi nefislerine tabi olup kendi nefislerine hizmet ettirdikleri de aÅŸikârdır. Bunlar sadece nefsine hizmet ettiren, heva ve hevesine düÅŸmüÅŸ ÅŸahıslardır.

KavuÄŸu ne kadar büyük olursa olsun, künyesi ne kadar büyük olursa olsun, cemaati ne kadar büyük olursa olsun itibar olunmaz. Kur'an ve Sünnet çizgisinde olup olmadığına bakılır.

Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.leri;

“Åžeyhler, manevi asker olduÄŸu için, manevi lider olduÄŸu için zekât alamazlar. Åžeyhler ‘biz Peygamber (sav) Efendimizin varisiyiz, biz onu seviyoruz, biz onun yolundayız’ diyorlar. Allah’ın Resulü zekât almamış, o da alamaz. Rasulullâh (sav) Efendimiz fitre almamış, o da alamaz. Sadaka almamış, o da alamaz. Bunları aldığı zaman haramdır. Çünkü o manevi olarak zengindir. Fakir fukaranın hakkını yiyemez. EÄŸer Åžeyhler saydığımız ÅŸeyleri alırsa Peygamber Efendimizin varisi olmadıklarına bir iÅŸarettir. Hatta ‘benim canım ÅŸunu istiyor’ dahi diyemezler.” BuyurmuÅŸlardır.

MürÅŸidi Kamiller kendi nafakalarını kendileri kazanırlar. Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.leri kendi nafakasını kendisi kazanmıştır.

Peygamber Efendimiz (sav) bir bineÄŸin üstündeyken kırbacı yere düÅŸse aÅŸağıya iner kendisi alırdı.

 Ebû Hüreyre (ra) Efendimiz anlatıyor;

“Rasulullâh (sav) Hz.leri pazardan elbiseler aldı. Ben taşımak istedim, bana dönerek:

 ‘KiÅŸi, kendi eÅŸyasını taşımaya daha lâyıktır. Ancak taşıyamazsa Müslüman kardeÅŸi ona yardım eder.” Buyurdu.

Peygamberimiz kendi işini kendisi yapardı. İnsanların kendisine hizmet etmelerini istemezdi.

Peygamberimizin bu konudaki bir baÅŸka örnek davranışını Abdullah bin Abbas anlatıyor:

“Peygamber Efendimiz, ne suyunun hazırlanmasını, ne de herhangi bir fakire sadaka vermeyi baÅŸkasına bırakmazdı. Abdest suyunu kendisi bizzat hazırlar ve bir fakire sadaka vermek istediÄŸi zaman bizzat kendi elleriyle verirlerdi.”

Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.leri de bir kimseden su dahi istemezdi.  Kendi iÅŸini kendi görürdü. Bir yere misafirliÄŸe gitse ‘beni ÅŸuraya götürün, bana ÅŸu yemeÄŸi hazırlayın’ demezdi. Ev sahibine tabi olurdu. Babacım niye böyle yapıyorsunuz diye sorduÄŸumuzda;

“ Biz Hz. Peygamberden böyle gördük, bizde bu ÅŸeklide hareket ederiz.” Diye cevap vermiÅŸtir.

Bir gün Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.leri Konya’da Åžems Camisinin ÅŸadırvanına abdest tazelemeye girer. Çıkışta Cennet Mekân teneke ile aldığı suları tuvaletlere dökerek yıkamaya çalışıyor görünce;

“Efendim ben yıkarım siz zahmet buyurmayın” dediÄŸimde “ Evladım millet ayakta bevlediyor. Milletin üstü başı batmasın diye ÅŸöyle su dökeyim dedim.” BuyurmuÅŸtu.

Bir kardeÅŸimiz yıllar önce, NevÅŸehir de Abdullah Baba Hz.lerinin hanelerinde ziyaret maksadı ile bulunduklarından bahsetmiÅŸti. Cennet mekân kalabalık misafir grubuna sofra kurdurmuÅŸ misafirler doyup kalktıktan sonra sofrayı toplamak için uzandıklarında mübareÄŸin;

“Evladım siz misafirsiniz ben toplarım” diyerek derviÅŸlerin ısrarlarına raÄŸmen sofrayı bizzat kendisinin topladığını nakletmiÅŸti bizlere… Bu yaÅŸanmışlıkları bir kardeÅŸimiz deÄŸil evine ziyaret eden tüm kardeÅŸlerimiz zaten yaÅŸamışlardır.

YetmiÅŸ yaşında bir insandan, bir MürÅŸidi Kamil den bahsediyoruz. Hizmet edilen deÄŸil, hizmet eden bir MürÅŸidi Kâmilden.

Öyle ki hayatı boyunca irÅŸat için belde belde gezmiÅŸ ‘aman efendim biz gelelim siz zahmet buyurmayın’ dendiÄŸinde

“Evladım siz gelirseniz hem masrafınız çok olur hem de size eziyet olur ben bir kiÅŸiyim ben gelirim inÅŸallah” buyuran bir MürÅŸidi Kâmilden…

Kendisine hizmet etmeye çalışanlara mutlaka ‘Ellerinize saÄŸlık, hakkınızı helal edin, zahmet verdik’ diyecek kadar alçak gönüllü bir MürÅŸidi Kâmilden…

Biz Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.lerinden bunları gördük. DoÄŸru olarak da bunları  biliriz vesselam…



[1] Deylemî, Müsned, II, 324




Okunma Sayýsý : 5133

Soru Tarihi: 1/18/2017

Yorumlar
Bu soruya ait yorum bulunmamaktadýr.
Bir Yorum Yazýn
Adý Soyadý *
E-Posta *
Yorum *