SORU ARA

SORULAN SORU

Gençlerde makam atlama var mıdır? Gördükleri haller makam halini alır mı? Peki almazsa 40 yaşına kadar beklemesi mi gerekir? Efendi Baba’nın kitabında yazan maneviyatta makamlar kısmındaki halleri yaÅŸayan gençler varsa ne yapmaları gerekir?

CEVAP

Cennet Mekân Üstadımız Abdullah Baba (ks) Hz.leri on bir yaşında bir kız çocuÄŸunu göstererek;

“Bu yavrucak seyri süluÄŸunu tamamladı. Ancak bu sabi yavru yarın velayet nuru ile muhafaza altına alınmaz, manevi bağıda kopacak olursa tekrar aÅŸağı düÅŸer çünkü aklı bali deÄŸil evladım. Kırk yaşına girmeden önce bir insanın manevi olarak seyrü sefer etmesi, rabıta yapması,  bunların hepsi nemli bir evin içerisinde soba yakmaya benzer ki yanan soba ne kadar hararetli olursa olsun evin içinde oturanları hasta eder, için için yer bitirir.

Bu da bizlere gösteriyor ki gençlerde ve sabi yavrularda da makam atlama vardır.

Ancak burada şunu iyi anlamamız lazım;

Biz makam atlayalım diye derviÅŸ olmayız, biz Allah’ın rızasını kazanabilmek için derviÅŸ oluruz. Üstadımız ne güzel söylerdi; “Ä°lahi Ente Maksudi ve Rızake Matlubi Ya Hazreti Allah (cc)

Bir derviÅŸ ÅŸeyhini cehennemlik görür. Kalp gözü açılmış, derviÅŸliÄŸin ilk basamağı kabir haline vakıf olmaktır. Bunu zaman zaman söylüyoruz ki bilinsin diye. Åžeyhini bu halde görünce, derviÅŸ iki gün üç gün aÄŸlar, sızlar. Bu halini gören ÅŸeyhi sorar;

– Evladım nedir senin derdin, bir sıkıntın mı var?

O derviÅŸte gördüÄŸünü anlatır. Bunun üzerine ÅŸeyh;

– Evladım biz onu kırk senedir görüyoruz. Ama baÅŸka gidecek Rab mi var? BaÅŸka ilah mı var? BaÅŸka Allah mı var? Biz ona ibadetle mükellefiz. Bir tek O’nun rızası için ibadet yapacağız. Ä°sterse narına atsın, isterse nuruna atsın, diye cevap verir.          

Aradan zaman geçer. DerviÅŸ bu sefer üstadını cennette, hem de yedinci kat cennet makamında görür. DerviÅŸ sevinmeye baÅŸlar. DüÄŸünüm bayramım bu gün diye ilahiler söyler. Böyle pervane gibi dönmeye baÅŸlar.  DiÄŸer derviÅŸler sorar;

– Senin bu halin nedir? Bu gün çok sevinçli bir günümdeyim, deyip, “Allah! Allah!” diye zikreder.

Onu gören ÅŸeyhi sorar;

– Nedir, evladım sendeki bu neÅŸe?

DerviÅŸ;

– Elhamdülillah Efendi Hazretleri cennette yedinci katta makamınızı gördüm, deyince de Üstadı;

– Evladım biz ne cennet için ne de cehennem için ibadet yapmıyoruz. Biz Allah için O’nun rızası için ibadet yapıyoruz. O’nu sevebilmek, O’na kulluk yapabilmek için “Ä°lahi Ente Maksudi ve Rızake Matlubi Ya Hazreti Allah (cc)” diyoruz. Nar da O’nun, nur da O’nun. O’na hiç kimse hükümran olamaz, O’na hiç kimse karışamaz ki. Cennette O’nun, cehennem de O’nun, isterse narına atar, isterse nuruna atar. Bizim vazifemiz, O’nun emirlerini yerine getirmektir, diye cevap verir.

DerviÅŸ Allah rızasını talep ederek yolda ilerlemeye baÅŸlayıp makamları geçerse bunu ancak ehline anlatması gerekir. Üstadının manevi tasarrufu ile derviÅŸ seyri sülüÄŸünü dahi tamamlayabilir. Ancak bu insan bu halini kontrol etmesi için itikâfa girmesi gerekir. Buda kırk yaşını geçtikten sonra olabilir. Kırk yaşından önce kesinlikle itikâfa girilmez, girilirse de çok büyük sıkıntılara sebebiyet verir. Kırk yaşına kadar ÅŸeytan kiÅŸiden ümidini kesmez, kırk yaşından önce olduÄŸu gibi saldırılarını düzenleyemez. Peygamber efendimize Nübüvvet kırk yaşında verilmiÅŸ olup, MürÅŸidi Kâmillere de irÅŸad görevleri kırk yaşından önce verilmez.

KiÅŸilerin bazen gördükleri rüyalar ya da haller makamlarını iÅŸaret etmez. Ä°kinci makamdaki kiÅŸi bazen dördüncü makam yâda beÅŸinci makam daki salikin hallerini görebilir. Bazı haller vardır ki kiÅŸiyi bu yola saÄŸlam baÄŸlasın, bu yoldan uzaklaÅŸmasın diye gösterilen bir lütuftur. KiÅŸinin makamıyla baÄŸlantılı deÄŸildir.

Ancak bazı insanların hal diye gördüÄŸü ÅŸeyler vardır ki; bunun hal ile uzaktan yakından alakası yoktur. Bu insanlar doÄŸuÅŸtan hayal kabiliyetleri, hayal güçleri çok yüksek olduklarından dolayı, bir ÅŸeyi düÅŸündükleri zaman ya da hayal ettikleri zaman aleni olaraktan görürler. Ä°ÅŸte düÅŸünce ve hayal ürünlerini hal olarak söylüyorlar buda yanlıştır.

KiÅŸi bize geliyor Abdullah Babam bana halimde yüzük taktı diyor. Tam on yıl boyunca aynı hali söyleyip duruyor. Çünkü bu adam yüzük takılma olayını bir manevi görev verilme olduÄŸunu biliyor ve her defasında aynı hayali görüyor. Gerçek manada hal görmek nefsi mutmainle makamında baÅŸlar. Bu makamda görülen hallerde alaca olur, nefis ve ÅŸeytan devreye giriverir, karıştır. Abdullah Babam “beÅŸinci makama gelene kadar kiÅŸinin gördüÄŸü rüyaya, hale itibar olunmaz” derdi.

KiÅŸi geliyor, üçüncü makamda seyri sülüÄŸümü tamamladım diyor. Anlattığına bakıyorsun, saçma sapan ÅŸeyler. Bir gün zakir abilerimiz olduÄŸu bir mecliste hal gördüÄŸünü idea eden bir kiÅŸi “Allah Teala bana dedi ki; Semanın ortasını göstererek burası benim makamım, ÅŸu aranızda falan ÅŸahsiyette de MurÅŸidi Kamildir ve mehdinin yardımcısı olacaktır” diyerek hayalleri bizlere hal diye anlattı. Orda bulunan abilerimizde “Allah Allah ne enterasan” diyerek olayın vahametine vahamet kattılar. Biz de kendisine;

“Üstadımız Abdullah Babamızın söyledikleri ışığında, bu anlattığın hadise Åžeriatın içerisinde yeri yok ki tarikatın, hakikatin, marifetin içerisinde yeri olsun. Åžuan senin anlatmış olduÄŸun ÅŸey sapık ÅŸeytanın aldatmasıdır. Allaha zaman ve mekan tayin etmiÅŸ oldun. Allahu Teala zamandan mekandan münezzehtir.” Dedik.

Bunların hepsinin birer ölçüsü vardır ki iyi anlamak lazım. Adamda itikat bilgisi olmadığı için ÅŸeytanın elinde oyuncak oluyor. Bu yüzden itikati bilgiler çok önemlidir. Efendi Babam derdi ki ;“Sofunun cahili, ÅŸeytanın maskarası olur.”

NevÅŸehir hal gören bir genç vardı; “OÄŸlum, buna oyun oynanan bir kahvede bir bardak çay içirin onda hal filan kalmaz.  Ben meczubum, hal görüyorum, söyle makamım var diyen adamlardan da bir tanesinin ayakta kaldığını görmedim evladım” derdi.

Öyle ise biz derviÅŸlerin gayesi  “Ä°lahi ente maksudi ve rızake matlubi ya Hz. Allah” yani “Allah'ım maksadımız SENSÄ°N, yalnızca SENÄ°N rızana talibiz” olmalıdır.




Okunma Sayýsý : 6599

Soru Tarihi: 11/10/2015

Yorumlar
Ä°smail KOCABAÅž

Allah razı olsun.

Bir Yorum Yazýn
Adý Soyadý *
E-Posta *
Yorum *