SORU ARA

SORULAN SORU

Ä°slam da söz vermenin önemi nedir? Söz verirken ya da bir iÅŸ yaparken inÅŸallah demek gerekir mi?

CEVAP

Verilen sözü yerine getirmek ve ahde vefa etmek de Ä°slam açısından bir müminde bulunması gereken en önemli sıfatlardan birisidir. Dilimizin birçok afatı vardır. Yalan söylemek, gıybet etmek, kötü söz söylemek, koÄŸuculuk yapmak gibi iÅŸte söz verip sözünde durmamakta da dilin afatlarından bir tanesidir.

Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.leri; “Dil kalp dükkânının tezgâhtarıdır. Kalpte ne varsa dil onu söyler.”  DemiÅŸ Hz. Mevlana ise ; “Kalp deniz, dil kıyıdır. Denizde ne varsa kıyıya o vurur.” BuyurmuÅŸtur.

Denizde güzellikler olursa, denizden kıyıya gelen her ÅŸey güzel olur. Ondan sebep, kiÅŸi önce nefsini terbiye etmeli, kalbini güzelleÅŸtirmelidir. Dil tek başına hüküm vermez. 

Söz verip yerine getirmemek, münafıklık (ikiyüzlülük) alametidir. Maalesef günümüzde, insanları kandırmak için vaatte bulunmak, yalan yere söz vermek çok artmıştır. Allahu Teala Zülcelal Hazretleri bize ÅŸöyle buyuruyor;

“Ey iman edenler! Sözlerinizi yerine getirin.” [1]

“Ahde (verilen söze) vefa edin; hiç ÅŸüphesiz ahitten (verilen sözlerden dolayı) hesap sorulacaktır.” [2]

“Yapmayacağınız sözü söylemeniz, Allah katında büyük bir günahtır.” [3]

Hz. Peygamber (sav) :

 “Åžu üç ÅŸey kimde bulunursa oruç da tutsa, namaz da kılsa o, münafıktır; KonuÅŸtuÄŸu zaman yalan söyleyen, VerdiÄŸi sözden cayan ve Ä°timat edildiÄŸi halde emanete ihanet eden.” [4]

Kuran-ı Kerimde İbrahim (as) oğlu İsmail (as) vasıf ve sıfatlarını anlatırken;

“Habîbim! Kitâb’da Ä°smâîl’i de zikret. Çünkü O, sözüne sâdıktı, rasûl ve nebî idi. Ehline (ve ümmetine) namazı ve zekâtı emrederdi. Rabbinin katında da rızaya mazhar olmuÅŸ bir kimse idi.” [5]

Rivayet odur ki Ä°smail (as) bir arkadaşıyla bir yerde buluÅŸmak üzere sözleÅŸir. Ä°smail (as) yaÅŸadığı yerden ayrılıp arkadaşıyla bulaÅŸacağı beldeye doÄŸru yola çıkar. Beldeye geldiÄŸinde buluÅŸma yerinde arkadaşı yoktur. Bugün gelecek, yarın gelecek derken sırf arkadaşına söz verdiÄŸi için tam yirmi bir gün arkadaşını bekler.

Benzer bir olayı Efendimiz (sav) 'ın hayatında da görüyoruz;

Bir genç, peygamberliÄŸinden önce Allah Resulü (sav) ile bir alışveriÅŸ yapmış, biraz beklerse hemen getireceÄŸini vadederek oradan ayrılmış, ama sözünü unutmuÅŸ. Üç gün sonra hatırlayıp konuÅŸtuÄŸu yere geldiÄŸinde, onu aynı yerde beklerken bulmuÅŸ. Allah Resulü (sav), bu yaptığı karşısında kendisine serzeniÅŸte bulunmayıp sadece:

“Ey delikanlı! Bana zahmet verdin, üç gündür burada seni bekliyorum.” demiÅŸtir. [6]

Hz. Ali (kvc) buyuruyorlar ki “Söz ağızdan çıkana kadar senin esirindir. Ağızdan çıktıktan sonra sen onun esiri olursun. Altın ve parayı koruduÄŸun gibi dilini de koru. Tek kelime insani rezil edebilir ve mutluluÄŸu sonlandırabilir.”  BuyurmuÅŸtur.

Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri;  olduÄŸunuz gibi görünün, göründüÄŸünüz gibi olun, saçınızla sakalınızla herkese örnek olun. Söz verdiÄŸiniz zaman sözünüzü yerine getirin. Bir iÅŸe söz vermeden önce kendi içinde bir süz, ondan sonra sözünü ver ve sözünü yerine getir. DemiÅŸtir.

Ä°nsan veremeyeceÄŸi ÅŸeyleri vadetmemeli ve tutamayacağı sözler söylememelidir. Dil, insanlara söz vermek için adeta yarışır ama nefis, çoÄŸu zaman verilen sözü yerine getirmeye yanaÅŸmaz. Onun için en iyisi, insan tutabileceÄŸi sözler vermelidir.

Bir söz verirken, bir iÅŸe baÅŸlarken muhakkak inÅŸallah denmesi gerekir. Ä°nÅŸallah,  Allah dilerse" anlamında bir dua cümlesidir. Herhangi bir ÅŸey hususunda "Ä°nÅŸallah" demek, iÅŸi Allah'ın iradesine bırakmak manasını taşır.

Peygamber (sav) Hazretleri de böyle yapardı. Kur'an-ı Kerîm'de ÅŸöyle buyurulur: "Herhangi bir ÅŸey için Allah'ın dilemesi dışında, ben onu yarın yapacağım deme" [7] Bu, Allah tarafından Peygamberimize bir öÄŸüt ve öÄŸretidir. Ä°leride yapılması planlanan iÅŸler için inÅŸallah denilmesi gerektiÄŸini ifade etmektedir.

Peygamber Efendimize Yahudiler gelerek; “Ya Muhammed (sav); Size üç adet sorumuz olacak, GeçmiÅŸteki o genç delikanlıların hayret edilecek maceraları ne idi? [8] Yeryüzünün doÄŸusuna, batısına kadar ulaÅŸan, dönüp dolaÅŸan zatın kıssası ne idi? Ruhun mahiyeti nedir?”

Peygamber Efendimiz (sav), sorularını cevaplandırmak için mühlet istedi: "Size yarın bildireyim." dedi. o sırada "Ä°nÅŸallah (Allah dilerse)" demeyi unutmuÅŸtu. Ertesi gün Yahudiler soruların cevaplarını almak üzere Peygamber Efendimizin (sav) yanına geldiler. Ama vahiy gelmediÄŸi için Rasulullah (sav) cevap veremedi ve çok mahzun oldu. Bu sebeple, on beÅŸ gün bu konuda hiçbir vahiy gelmedi. Resûl-i Ekrem Efendimiz (sav) sıkıntıdan duramaz hâle gelmiÅŸti. Hele, müÅŸriklerin, "Muhammed bizden bir gün mühlet istedi; bunca zaman geçti, bize hâlâ bir ÅŸey bildirmiÅŸ deÄŸil!" diyerek dedikodulara baÅŸlamaları, bu sıkıntılarını daha da artırdı. Öyle ki, kimseyle konuÅŸamaz hâle gelmiÅŸti. Nebîyy-i Ekrem'in, bu sıkıntıları fazla sürmedi; sonunda vahiy indi. Bu vahiyde, uzun bekleyiÅŸin sebebi de açıklanıyordu. "Hiçbir ÅŸey hakkında 'Yarın bunu muhakkak yapacağım.' deme. Ancak 'Ä°nÅŸallah' deyip Allah'ın dilemesi ÅŸartına baÄŸlarsan müstesnâdır. UnuttuÄŸun zaman da yine Rabbini an ve 'Umulur ki Rabbim beni bundan daha hayırlı ve doÄŸru bir yola eriÅŸtirir.' de." [9] Daha sonra Yahudilerin sorularına Cenab-ı Rahman olan Allah tek tek ayetleriyle cevap verdi.

Bir Müslüman bir din kardeÅŸiyle buluÅŸmak ya da bir iÅŸ için sözleÅŸtiklerinde inÅŸallah derler ki bu ÅŸekilde denmesi müstehaptır [10]. Ä°nÅŸallah dedikten sonra bir iÅŸinden dolayı ya da bir manisinden dolayı ertesi günkü meclise gelemeyecek olursa bu kimse için herhangi bir sorumluluk yoktur. Peygamber Efendimiz (sav) Hz.leri;

“Bir kimse, yerine getirmek niyetiyle verdiÄŸi sözü tutamazsa günahkâr olmaz.” [11] BuyurmuÅŸtur. Ancak gelmeyeceÄŸini bildiÄŸi halde söz veripte o sözü yerine getirmezse haram olur.

Ä°nÅŸallah demeyi kendimize ÅŸiar edinmemiz gerekir. Ä°nÅŸallah dersek Rabbimiz muhakkak ki umduÄŸumuza nail korktuÄŸundan hıfzı muhafaza eder. Bir Müslümanın Ä°nÅŸallah, suphanallah, maÅŸallah, maazallah gibi sözleri bu kavramları iyi öÄŸrenmesi gerekir. Örnek vermek gerekirse, olumsuz bir ÅŸey gördünüz, bir trafik kazasında vücutlar parçalanmış. Uzaktan ÅŸöyle bir bakıp ne biçim olmuÅŸ deyip tiksinti duyaraktan çekinmeyin.  Allah muhafaza etsin Allah olanla sizi sınar. Böyle bir olumsuzlukla karşılaÅŸtığımız zaman suphanallah, ben Allah’ı noksan sıfatlardan tenzih ederim. Maazallah, Allah’ım sana sığınırım, Rabbim sen bizi muhafaza eyle diyerek, Allaha tevekkül ederiz. GördüÄŸümüz her güzellik karşısından maÅŸallah demeliyiz ki sevdiÄŸimiz kiÅŸilerde olumsuzluk meydana gelmesin. Nazar illaki hasut kiÅŸilerden olmaz sevgiyle de nazar olur. MaÅŸallah dediÄŸi zaman Allahu Teala Zül Celal Hazretlerinin nazarı hemen muhafaza içerisine alıverir, sıkıntı olmaz.

Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri bir gün kabristanlıktan geçerken, evladım burada yatanların yüzde yetmiÅŸi nazarla alakalı olarak Hakkın rahmetine kavuÅŸmuÅŸlardır. Nazar deÄŸer insan kanser olur, felç olur, trafik kazası geçirir. Sakın evlerinizden okumadan çıkmayın. Ahir zamandayız, insanların aklına Allah demek gelmiyor. BuyurmuÅŸlardır.

Bir Müslüman bir insanla ahidleÅŸtiÄŸi zaman verilen söz artık Müslümanın namusu ve ÅŸerefi olur. Müslüman kiÅŸi ne pahasına olursa olsun sözünden dönmez. Müslüman elinden, belinden, dilinden güvende olduÄŸu kimsedir ki günümüzde bugün güven müessesi git gide kaybolmaktadır. Eskiden Müslümanlar arasında çektir, senettir gibi ÅŸeyler olmazdı. Herkes bir selamla bir kelamla birbirlerinden borç alır, verirlerdi. Bir insanın elinde birikmiÅŸ bir miktar parası olsa iÅŸ yapan tanıdıklarına emanet ederlerdi. Åžimdi ise elimizde para olduÄŸunu duyan olsa nasıl kaparım telaşına girmekte. Allah'ım bu zamanın ÅŸerrinden bizleri de Hıfzı muhafaza eylesin. Rabbim söz verip, sözünde duranlardan eylesin inÅŸallah…

 



[1] Maide Suresi 1

[2] Ä°sra Suresi, 34

[3] Saf Suresi, 3

[4] Buhari, Müslim

[5] Meryem Suresi 54-55

[6] Ebu Davud, Edeb, 82, h. No: 4996

[7] Kehf Suresi 23, 24.

[8] Ashab i Kehf

[9] Kehf Suresi 23-24

[10] Söylenmesi sevap olan bir hal davranıştır

[11] Ebu Davud, Edeb, 82; Tirmizî, Ä°man,14




Okunma Sayýsý : 4939

Soru Tarihi: 3/11/2018

Yorumlar
Bu soruya ait yorum bulunmamaktadýr.
Bir Yorum Yazýn
Adý Soyadý *
E-Posta *
Yorum *