SORU ARA

SORULAN SORU

Biz gençler zaman zaman namazlarımızı, derslerimizi ihmal ediyoruz. Nefsin tuzakları ve en önemlisi ÅŸehvetimize kapılıyoruz. Tövbe edip, bir gayretle düzene giriyoruz ama tekrar aynı hatalara düÅŸüp bir kademe aÅŸamıyoruz. Bu süreç tekrar ediyor. Çok büyük bir Üstadımız olduÄŸunun ve ona layık olamadığımızın farkındayız. Bir geliÅŸme göstermemek bizleri gayretten düÅŸürüyor ne yapmalıyız?

CEVAP


Cenabı Rahman olan Allahu Teâlâ Hz.leri ayeti kerimesinde;

“Ey iman edenler, Allah'tan korkun ve sadıklarla (doÄŸrularla) beraber olun!” [1] Buyurmaktadır.

Günümüzde Müslümanları Allahtan uzaklaÅŸtıracak, bizleri tuzaÄŸa düÅŸürecek birçok hadise yaÅŸanmaktadır. Bu yaÅŸananların baÅŸ aktörlerinde nefis ve ÅŸeytan olmak üzere ÅŸehvet var, mal sevgisi var, kasa sevgisi var, makam sevgisi var. Åžu an dünyada Allahtan insanları uzaklaÅŸtıracak ne varsa yani masiva yeryüzüne dağılmış durumdadır. Eskiden insanlar günahlardan uzak durmak, kaçmak için evlerinden dışarıya çıkmazlardı.  Åžimdi adımımızı attığımız her bir yer insanlığı kötülüÄŸe, fenalığa sevk ediyor. Sokaklar günah batağı içeresinde olup televizyon, internetle bu günah batağı evlerimizin içine girmiÅŸ durumda. Hal böyle olunca insanın bunlardan kaçacak yeri kalmıyor. Ä°ÅŸte burada nefis ve ÅŸeytanla mücadele ve mücahede etmek gerekiyor.

Bu mücadele ve mücahedeki zorlukları aÅŸmak için ayeti kerimede iÅŸaret olunan Salihlerle, sadıklarla, doÄŸru insanlarla birlikte olmak gerekiyor. Bir derviÅŸ, bir Müslüman sadece ben namazlarımı kılarım, dersimi çekerim, kendi halimde yaÅŸar, giderim; diyorsa bunları diyen bir Müslümanın bu zorlukların üstesinden gelmesi mümkün deÄŸildir. Åžeytan rahmani bir topluluk içeresinde insana dahledemez, ne zaman kopardı, ne zaman ayırdı iÅŸte o zaman yanlış yollara sevk eder.

Cemaatte rahmet, bereket vardır. Peygamber Efendimiz (sav) Hz.leri;

“Ä°ki kiÅŸi bir kiÅŸiden hayırlıdır. Üç kiÅŸi iki kiÅŸiden hayırlıdır. Dört kiÅŸi üç kiÅŸiden hayırlıdır. Cemaat olmanız gerekir. Muhakkak ki, Allahın (yardım) eli cemaatle beraberdir. Allah azze ve celle ümmetimi ancak hidayet üzere cem eder, toplar. Bilin ki, cemaatten uzak duran her kiÅŸi ateÅŸe düÅŸer.” [2]

“Muhakkak ki ÅŸeytan insanın kurdudur, tıpkı tek kalan, sürüden uzaklaÅŸan, kenarda olan koyunu alıp giden davar kurdu gibi. Sakın bölünmeyin. Cemaatin, umumun, mescidin yanında olun.” [3]

“…Salihlerle beraber olun” ayeti kerimesinin ÅŸerhi de bu hadisi ÅŸeriflerdir. Bugün arkadaÅŸlar ne kadar çok bir araya gelip derneklerimizde toplansalar o kadar çok manevi lezzet alıp gitmekteler. Bugün insanları baÄŸlayıcı bir faktör olması gerekir. Eski dergâhların eski tekkelerin manası görevi buydu aslında.

Ä°ÅŸte ÅŸeytanda bu rahmeti bildiÄŸinden insanları yalnız bırakmak, salih ortamdan ayırmak için elinden geleni yapar, her hileye baÅŸvurur. Bıkmadan usanmadan oyunlara devam eder. Salih ortam Müslümanın kalesidir.

Bir gün Allah Resulü dinlenmek için durduÄŸunda sahabe vadilere dağıldı. Peygamber Efendimiz (sav) Hz.leri ayaÄŸa kalktı ve ÅŸöyle dedi;

“Sizin vadilerde bu ÅŸekilde dağılmanız ÅŸeytandandır.” [4]

Salihler beraber olmak, dava insanı olmak için bir adımdır. Ortak bir hedef için kendine verilen sorumluluÄŸa sahip çıkmasıdır. Allahtan gayri olan her ÅŸeye baÅŸkaldırmaktır. Hizmet ehli olmak için bir vesiledir. Bu yolda ne kadar hizmet edersek o kadar rahmet bereket ihsan olacaktır. Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri dediÄŸi gibi “ Ne kadar hizmet o kadar himmet”

Cüneyd-i BaÄŸdadî (ks) hazretlerinin müritlerinden biri,

“Artık kemal mertebesine erdim, yalnız kalmam benim için daha iyidir”, ÅŸeklinde bir hayale kapılmış, bir köÅŸeye çekilip bir müddet burada tek başına oturmuÅŸtu. Zamanla öyle oldu ki, kendisine her gece bir aslan (veya deve) getiriyorlar, müridi buna bindirip, “Hadi, seni cennete götürüyoruz”, diyorlardı. O da aslanın sırtına atlayıp gayet hoÅŸ ve güzel bir yere gidiyordu. Burada, genç ve güzel kiÅŸiler, nefis yemekler ve gürül gürül akan sular vardı. Seher vaktine kadar burada kaldıktan sonra uyuyakalır, uyandığı vakit de kendini zaviyesinde bulurdu. Neticede onda bir benlik belirdi, kendini büyük görme sevdasına kapıldı, böyle bir dava ile ortaya çıktı ve,

Beni her gece cennete götürüyorlar, demeye baÅŸladı. Onun bu yoldaki sözleri Cüneyd-i BaÄŸdadi (ks) anlatılınca, kalkıp zaviyesine vardı, onu korkunç bir kibir ve gurur içinde gördü. Halini sordu. O da başına gelenlerin hepsini bir bir anlattı. Cüneyd-i BaÄŸdad-i (ks) ona:

Bu gece seni oraya götürdükleri zaman, üç kere, “La havle ve la küvvete illa billahi’l-aliyyi’l-azim” de, diye tavsiyede bulundu. Gece olunca, onu yine alıp götürdüler. DiÄŸer taraftan bu zat, Cüneyd’i kalben red ve inkâr ediyordu. Her zamanki yere varınca, Cüneyd’i BaÄŸdad-i (ks) tecrübe etmiÅŸ olmak için,

“La havle- duasını okudu. Derhal etrafındaki topluluk bir gürültü koparıp oradan gittiler. Dikkat edince kendisinin de mezbelelikte bulunduÄŸunu ve önüne ölmüÅŸ hayvan kemiklerinin konulmuÅŸ olduÄŸunu gördü. Hatasını anlayıp tövbe etti. Åžeyh Cüneyd’i BaÄŸdadinin (ks) sohbetine aralıksız devam etti ve mürit için yalnızlığın zehir olduÄŸunu anladı. [5]

Ä°kinci bir husus;

Nefse hiçbir zaman açık kapı bırakmamamız lazımdır. EÄŸer nefse bir açık kapı bırakırsak o kapıyı kırar içeri girer. Bizler ezanı Muhammed-iyeyi duyduÄŸumuz anda ezanın gereÄŸi olan namazımızı hemen eda etmemiz lazım. EÄŸer ara verecek olursak bu ara veriÅŸ bir kartopuna benzer, bekledikçe büyür ciddi manada sıkıntılara yol açar.

Hz. Lokman (as) oÄŸluna ÅŸöyle demiÅŸtir:

“Ey oÄŸlum! Nefsin arzularına uymaktan sakın, zira nefsin doÄŸru olmayan kötü bir isteÄŸi vardır. Åžayet nefsine biraz uydun mu, daha fazla isteyecek, daha da azgınlaÅŸacak...

Çakmak taşında ateÅŸin gizlenmesi gibi, nefsin istekleri de kalbte öyle gizlidir. Çakıldığı zaman parlar, kendi haline bırakıldığı zaman gizlenir.”

Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri günlük derslerinizi yatsı namazından sonraya bırakmayın evladım. Åžeytan ve nefis bir tembellik verir size dersinizi çektirmeden uykuya daldırır. derdi.

Bu yolda istikamet çok önemlidir. Ä°stikamet üzere gidersek vuslat kaçınılmaz olur. Bu yüzden yememize, içmemize, oturup kalktığımız insanlara dikkat edeceÄŸiz. Haram zaman mekan sınırlı olmaksızın her yerde haramdır. Azı çoÄŸu olmaz. Nefsimizin hastalıkları üzerine giderek daim zikir üzeri olunması gerekir.

TembelliÄŸi bırakıp, Allah için çalışacağız.  Allah nefislerine vermesin inÅŸallah.



[1] Tevbe Suresi 119

[2] Kenzül Ummal.c.1. Hn.1025

[3] Kenzül Ummal.c.1. Hn.1026 ve 1027

[4] Ebu Davud

[5] Feridüddîn Attâr, Tezkiretü’l-Evliya, 454.





Okunma Sayýsý : 5739

Soru Tarihi: 11/25/2017

Yorumlar
Firat aka

Cok dogru 1 tesbit devamli cemaatle olmak lazim .. allah razi olsun emegi gecen tum dostlara ..

Atilla Ölçer

Rabbim sorandan da cevap verenden de razı olsun...Bulunduğumuz yolun kiymet ve bereketini her daim idrak etmeyi ve laik olmayı nasip etsin İNŞAALLAH...

Eyup TURBÄ°L

Allah razi olsun sizlerden..Allah-u Teala bu deÄŸerli bilgilendirmelerinizden,ziyadesi ile istifade nasip etsin bizlere...

Bir Yorum Yazýn
Adý Soyadý *
E-Posta *
Yorum *