SORU ARA

SORULAN SORU

Kitap okumanın önemi ve hangi kitapları okumamızı tavsiye edersiniz?


CEVAP

Dinimiz okumaya, araÅŸtırmaya ve ilme büyük önem vermiÅŸtir. Cenabı Hak, ilk inen ayetlerde Hz. Peygamber ve onun ÅŸahsında tüm Müslümanlara okumayı emretmiÅŸ:

"Yaratan Rabbinin adıyla oku!” [1] mealindeki Ä°lk vahyin "oku" emriyle baÅŸlaması ilmin dinde ve insan hayatında ne kadar önemli olduÄŸunu ortaya koymaktadır.

Müslüman her alanda kendini yetiÅŸtirmiÅŸ, cehaletten uzak bir insan olmak zorundadır. Her türlü cehaletin ve geriliÄŸin Ä°slam’da yerinin olmadığı gerçeÄŸi her Müslüman tarafından net bir ÅŸekilde bilinmeli, kabul edilmeli, ondan sonra da karınca kararınca ilim yolunda yürünerek ağır adımlarla bile olsa mesafe kaydetmeye gayret edilmelidir.

Cenabı Rahman Olan Allah (cc);

“Sakın cahillerden olma!”[2], “Cahillerden yüz çevir.” [3]  buyurmuÅŸtur.

Müslümanlıkla cehalet birbirleriyle asla baÄŸdaÅŸmaz. Cehaletin, bilgi fukaralığının, geriliÄŸin ve bu arada da tembelliÄŸin Ä°slam dininde asla yeri-yurdu yoktur. Zira cehalet, insanın ÅŸeref, haysiyet ve onur gibi üstün meziyetlerini ayaklar altına düÅŸüren çok kötü bir sıfattır. Ä°ÅŸte onun için Ä°slam öncesi Arap toplumundan bahsedilirken o döneme: “Cahiliye Dönemi” denilir.

Peygamber Efendimiz (sav) Hz.leri;

"Allah'ın benimle göndermiÅŸ olduÄŸu hidayet ve ilim, yeryüzüne yaÄŸan bol yaÄŸmura benzer. YaÄŸmurun yaÄŸdığı yerin bir bölümü verimli bir topraktır: YaÄŸmur suyunu emer, bol çayır ve ot bitirir. Bir kısmı da suyu emmeyip üstünde tutan çorak bir yerdir. Allah burada biriken sudan insanları faydalandırır. Hem kendileri içer, hem de hayvanlarını sular ve ziraatlarını o su sayesinde yaparlar. YaÄŸmurun yaÄŸdığı bir yer daha vardır ki, düz ve hiçbir bitki bitmeyen kaypak ve kaygan arazidir. Ne su tutar, ne de ot bitirir, iÅŸte bu, Allah'ın dininde anlayışlı olan ve Allah'ın benimle gönderdiÄŸi hidayet ve ilim kendisine fayda veren, onu hem öÄŸrenen hem öÄŸreten kimse ile, buna başını kaldırıp kulak vermeyen, Allah'ın benimle gönderdiÄŸi hidayeti kabul etmeyen kimsenin benzeridir." [4]

Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri;

“Zikrullah bir nurdur. Onu sönmekten koruyan cam fanus ise sohbet ve ilimdir. EÄŸer ilminizi geliÅŸtirmezseniz, iki ayaklı bir ÅŸeytan nurunuzu üfleyip söndürür.” BuyurmuÅŸtur.

Peygamber Efendimiz, faydalı ilmi teÅŸvik ederek, faydasız ilimden de Allah (cc)'a sığınmış ve ashabını bundan sakındırmıştır. Ä°lim, insanlara ve diÄŸer varlıklara yararlı olmak için öÄŸrenilir. Maddi ve manevi alanda ilerlemenin ve kalkınmanın yolu ilimden geçer. Ä°lme ulaÅŸmanın birçok yolu vardır. Bunlardan biride kitap okumaktır. Bütün kitaplar yalnız bir kitabı anlamak için okunur oda Kuran-ı Kerimdir. Bütün ilimler Allah-ü Teâlâ'yı bilmek içindir. Sen Allah'ı bilmezsen, bu nice okumaktır? Bizler dinimizi, mukaddesatımızı bilmemiz, öÄŸrenmemiz gerekir. Bilmeden kendi aklımızdan hadiseleri yorumlamaya kalkarsak çok büyük hata ederiz.

Cennet Mekân öyle derdi;  “Cahilin sofusu, ÅŸeytanın maskarası olur.”

Bizden âlim olmamız istenmiyor ama dinimizi yaÅŸayacak kadarda bir bilgimizin olması gerekiyor. Bu nedenle bir Müslüman ibadetleri doÄŸru düzgün yapacak kadar ilmihal bilgisine, emir ve yasakları bilmesi insanın dünyada iyiyi, doÄŸruyu güzeli bulabilmesi ve kötü ÅŸeylerden sakınması adına Kuran bilgisine, Ä°slami yaÅŸayış için hadis bilgisine sahip olması gerekir. Bir Müslüman hiç yapamazsa günde bir sayfa ilmihal, bir sayfa hadisi ÅŸerif, bir sayfa kuran, bir sayfada Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.lerinin kitaplarından okumalıdır.

Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri; “Aliyyel Murtaza (ra) Hazretleri gibi ilim okuyun, Kur’an-ı Kerim’i okuyun, Rasulullah (sav)’ın hayatını okuyun, tasavvuf kitaplarını okuyun.” BuyurmuÅŸtur.

Tasavvuf yolunda olan derviÅŸler yolun genel edep ve adapları öÄŸrenmek adına piran efendilerimizin yazdığı Tasavvuf kitaplarını okumaları gerekir ama ÅŸu unutulmaması gerekir ki tasavvuf ilmi kitaplardan öÄŸrenebilecek bir ilim deÄŸildir. Bu ilime ancak Rasulullah’ın (sav) hidayeti ile hidayete ermiÅŸ, ilim, amel, ahlâk ve mearifi O’ndan almış kiÅŸilerin sohbetleriyle eriÅŸilir. Bu göÄŸüsten göÄŸse geçmiÅŸ, kalpten kalbe dökülen bir ilimdir. Tasavvuf kal ilmi deÄŸil hal ilmidir. Yani kiÅŸi, tasavvufî kitapları okuyarak Allah’a varamaz. Sadece teorik olarak biraz bilgi edinir. Tasavvuf bir mürÅŸidin dizi dibinde terbiye görerek öÄŸrenilir.

AÅŸk eri Hz. Mevlana ilimde en üst mertebelere çıktığı halde Åžems Hazretlerine ithafen;

 “Ey Tebrizli Hak Åžemsi! Mübarek yüzünü göstermeseydin bu fakirde ne gönül olur nede iman olurdu. Ben bir beldenin zahidi, kürsüler sahibiyken Sana elini açıp koÅŸan bir derviÅŸ oldum.

Ey Allah’ı arayan kimse! Allah’ı tozlu raflarda, yırtık kitaplarda arama. Nazargah-ı ilahi kılınan, gönül sahibi olan mürÅŸidi kâmilin gönlünde ara!” buyurmuÅŸtur.

Åžems Hz.leri manevi terbiyesine baÅŸladıktan sonra Mevlâna Hz.lerini mütalâadan, kitaplarından sıyırmaya çalışmış fakat Hz. Mevlana kitaplarına olan ilgisini kesmeyince;

Åžems Hz.leri Bir gün medresedeki havuzun başına oturmuÅŸ, Mevlâna'nın kitaplarını birer birer suya atmaya baÅŸlamıştı. Bu sırada Mevlâna içeri girivermiÅŸti. Baktı ki yıllarca göz nuru döktüÄŸü kitapları birer birer havuza atılmış, havuz mürekkep deryası haline gelmiÅŸti. Bu kitapların arasında Belh'ten göçtükleri sırada NiÅŸapur'da Feriddün-i Attar'ın hediye ettiÄŸi "Esrarnâme" adlı eseri de vardı. Åžöyle ki:

Sultan'ül Ulema Bahaedin Veled, beraberinde henüz çocuk yaşında olan oÄŸlu Mevlâna Celâleddin ve ailesi olduÄŸu halde, Belh'ten göçerlerken NiÅŸapur'da konaklamışlar, burada devrin büyük mutasavvıflarından Feridüddin-i Attar'la görüÅŸmüÅŸlerdi. Feriddüddin-i Attar  küçük Mevlâna'nın zekâ ve bilgisine hayran olmuÅŸ. "Esrarnâme" adlı eserinden bir nüsha hediye etmiÅŸti. Mevlâna  bu eseri defalarca okumuÅŸtu. Åžems'in onu da havuzdaki suya atmasına gönlü razı olmadı. Åžems bunu hisseder hissetmez, elini havuza daldırmış:

Al istediÄŸin kitap bu kitap deÄŸil mi? diye Mevlâna'ya uzatmıştı.

Hayretler içinde kaldı Hz. Mevlana “Esrarnâme” tozuyla duruyordu. Sanki bir havuz dolusu su içinden deÄŸil de, kütüphane rafından alınmıştı. Åžems:

AÅŸk ilmi medresede öÄŸrenilmez, dedi ve, Mevlâna'yı okumaktan menetti. Hattâ babası Baha Veled'in "Maârifini bile okumasına müsaade etmiyordu. Hele Mevlâna'nın çok sevdiÄŸi Mütenebbi Divânı'na kızıyordu.

Mütenebbî de kim oluyor? O, senin atına seyislik bile edemez! Diyordu.

Üstadımız, Suriye Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı tarafından Suriye’ye davet edilmiÅŸti. Suriye Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı; dört mezhepten fetva verecek kadar âlim bir insan, aynı zamanda NakÅŸibendî ÅŸeyhi idi. Abdullah Baba Hz.leri ve yanındaki heyeti kabul ettiklerinde, kendileri bizzat ÅŸu ifadeyi kullanmışlar:

“Sübhanallah! Biz, Sizin anlattığınız tasavvufun hal ilmini kitaplardan okuduk. Fakat Sizin gibi birisinde tecelli ettiÄŸini ilk defa görüyoruz. Siz fevkalade bir insansınız!” deyip, Abdullah Baba’ya çok itibar ettiler.

Okuma yazma bilmeyen ancak ilmi yönden bizleri hayrete düÅŸürecek derecelere sahip birçok büyük zât vardır. En önemlisi Rasulullah (sav) ümmi deÄŸil midir?

"Yaratan Rabbinin adıyla oku!  O, insanı "alak" tan yarattı. Oku! Senin Rabbin en cömert olandır. O, kalemle yazmayı öÄŸretendir, insana bilmediÄŸini öÄŸretendir."

Ayeti kerimede belirtildiÄŸi üzere peygamber efendimiz oku hitabına oku-yazma bilmeden yani ummi bir kiÅŸiyken muhattap olmuÅŸ,” insana bilmediÄŸini öÄŸretendir." Ayetinin fehvasınca kitaplara sığmayacak bilgiye haris olmuÅŸtur. Peki, nedir bu ilmin özü ve kaynağı?

Bu ilmin kaynağı Allah-u Teâlâ Hazretleridir. “Biz kendi nezdimizden bir ilim öÄŸrettik.” [5] ayet-i kerimesi buna delildir.

Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri; Son devirlerde kibir batağına saplanmış ve kalpleri kararmış bazı fasık âlimlerin evliyaullah’a onlar cahilmiÅŸler biz ilme tabiiz diye hakaret ettiklerini görüyoruz. Allah bunlara hidayet eylesin, bilmiyorlar mı ki ilim ancak amel için öÄŸrenilir. ÖÄŸrenip de amel etmeyenleri Yüce Rabbimiz kitap yüklü merkep olarak tarif etmektedir.[6] O halde, akıllı kiÅŸiye layık olan; kuru ilimle deÄŸil ilmi gönlüne sindire sindire yaÅŸamaktır.

Ayrıca unutulmasın ki sahabenin (Allah onlardan razı olsun) büyük çoÄŸunluÄŸu okuma yazma bilmezdi. Ancak yine sahabenin büyük çoÄŸunluÄŸu MürÅŸid-i Kâmil’diler. Daha sonra ki devirlerde ümmi pek çok MürÅŸid-i Kâmil gelmiÅŸtir.

Ä°brahim Dussuki HZ.leri;

Ey Kur’an’ı ezberlemiÅŸ olan Kur´an hâmili! Onunla amel etmiyorsan sırf ezberlemekle sevinme. Zira Allah (cc) "Tevrat´Ä± ezberleyip içindekilerle amel etmeyenlerin durumu, kitapları yüklenmiÅŸ merkeplerin durumu gibidir" (Cuma, 62/5) buyurmaktadır. Sen, Kur´an´da bulunan bütün hükümlerle amel etmedikçe merkep olmaktan kurtulamazsın ve O’nda bulunan bütün harfler aleyhinde ÅŸahitlik eder. buyurmaktadır.

Üstadımızın ve yolumuzun okumamızı tavsiye ettikleri kitaplara gelince;

Ä°lmihal:

Büyük Ä°slam Ä°lmihali------Ömer Nasuhi Bilmen

El Hidaye Tercümesi------ Ebu Bekir Merginani

Tefsir:

Kuran-ı Kerim Tefsiri----- Ömer Nasuhi Bilmen

Ruhu’l Beyan--------------- Ä°smail Hakkı Bursevi

Hadis:

Sahih-i Buhari ve çeÅŸitli hadis kitapları

Ä°slam Tarihi:

Hayatü’s Sahabe----------- -M. Yusuf Kandehlevi

Ä°slam Tarihi -------------------Mustafa Asım Köksal

Tasavvuf:

Gunyet'üt Talibin------------ Seyyid Abdülkadir Geylani

Mesnevi Åžerhi ---------------- Tâhir-ül Mevlevî

Müzekkin Nüfus-------------EÅŸrefoÄŸlu Rumi

MükaÅŸefetül Kulub--------- Ä°mam Gazali

Kimya-i Saadet --------------Ä°mam Gazali

Miftah'ul  Kulûb-------------Muhammed Nurî Åžemsed-Din NakÅŸibendî

Tenbihul Gafilin ------------ Ebü'l Leys Semerkandi

Tezkiret-ul evliya----------- Feridüddin-i Attar

Hadislerle Tasavvuf-------- Åžeyh EÅŸref Ali Tanevi

Ve  Abdullah Baba ‘nın Hayatı, Zuhuratı Abdullah Baba, Mevlana’nın Ä°rÅŸadı kitapları

Rabbim bizleri okuduklarımızla amel etmeyi nasip etsin inÅŸallah…

 



[1] Alak, 96/1-5

[2] El-Enam, 5/35.

[3]  Araf, 199.

[4] Buhari, Ä°lim, 20; Müslim, Fezail, 15

[5] Kehf 65

[6] Cuma / 5




Okunma Sayýsý : 5224

Soru Tarihi: 2/22/2018

Yorumlar
Ela

Dini kaynakları bile ince eleyip sık dokuyarak almamız gereken bu dönemde, tavsiye edilen kitaplar gerçekten çok deÄŸerli. Soruyu sorandan da cevaplandıranlardan da Allah razı olsun. Hepsini özümseyerek okuyup hayatlarımıza geçirmeyi Rabbim nasip etsin...

Bir Yorum Yazýn
Adý Soyadý *
E-Posta *
Yorum *