Sitemizde Cennet Mekan Abdullah Baba Hz.lerinin tavsiye ettiÄŸi Mevlevi dersini yani günlük virdimizi biat etmeden herkes çekebilir. Bunda bir sıkıntı yoktur.

Biat etmeden bu verilen günlük virdi çekmek neye benzer; Bir iÅŸyerine dâhil olmadan çalışmaya benzer. Bir iÅŸ yerine kadrolu personeli olmadan  çalışırsan, sosyal güvencen olmaz, o iÅŸ yerinin kadrolu elemanı olmadığın için ay sonu geldi mi iÅŸ yeri sana kadrolu bir personel gibi ödeme yapmaz. Sahipsizsindir...

Biat almadan dersi çeken bir kimse de aynı kadrosuz çalışan personel gibidir. Zikir yaptığından dolayı Allah'tan (cc) ecrini, sevabını alır. Ayeti Kerimede Cenab-ı Rahman “Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır iÅŸlerse, onun mükâfatını görecektir.” [1] Buyurmaktadır.

Bir MürÅŸidi Kamile Biat edip dersi çeken kimse kadrolu çalışan personel gibidir. Nasıl kadrolu eleman, o iÅŸ yeri sahibince korunur, kollanır. Ücreti kat kat fazla alır. Biat edip ders alan bir kimsede kadrolu çalışan personel gibidir. Biat etmeyip ders çeken kimse ile bir mürÅŸidi kamile biat eden kimse arasında mukayese olunmayacak kadar fark vardır. Bu yüzden MurÅŸidi Kamile tabi olmak çok önemlidir.

Biat etmeyip yani tabi olmazsa O MürÅŸidi Kâmilin himmet ve feyzinden yararlanamaz.

Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.lerine Bir zatın vefat haberi verilince ; Ölen derviÅŸ olsun evladım. Siz bu derviÅŸliÄŸin ne demek olduÄŸunu bir bilseniz, Cenab-ı Allah nasip etmedi de daha önce niye derviÅŸ olmadım diye hayıflanırsınız. Bu derviÅŸliÄŸin ne olduÄŸunu huzuru mahÅŸerde anlayacaksınız." BuyurmuÅŸtur.

Manevi yolda ilerlemek isteyen birinin mutlak kendisine kılavuzluk yapacak bir mürÅŸidi kâmile ihtiyacı vardır. Kadri yüce bir zat Muhammed Bahaeddin NakÅŸibendî Hazretlerine ÅŸöyle buyurur:

“Kalp yüzünü aÅŸk pazarına çevir, demir halis olmak için ateÅŸe muhtaçtır.”

Bahaeddin Hazretleri buyurur ki:

“O deÄŸerli zatın sözünden sonra benim içimde öyle bir dert meydana geldi ki, onun ızdırap ateÅŸi her saatte parlar oldu.” [2]

 Manevi feyizlerin oluÅŸması ve manevi fetihlere ulaÅŸması için, mürÅŸidin muhabbeti kadar tesirli bir ÅŸey yoktur. Mürid, kalp yüzünü aÅŸk pazarı olan mürÅŸidinin gönlüne baÄŸladıkça, manevi feyizlere gark olur.

Arif-i billâh Åžeyh Abdu’l-Äžani en-Nablusi (ks) buyurur ki:

“Allah yolunda olan bir kimse, kendisine yol gösterecek, rehberlik edecek olan ÅŸeyhini, Cenab-ı Hakk’ın kapılarından bir kapı olarak görmesi gerekir. MüritliÄŸin ilk basamağı bunu böyle görmektir”, demektedir. (Adab)Onlar bunu böyle görmüÅŸler ve böyle de göstermiÅŸlerdir.

Hz. Mevlana da:

 “MürÅŸidim Hakkın kapısıdır. Çünkü Hakka onunla ulaÅŸtım” buyurmuÅŸtur.

Ä°mam-ı Azam Ebu Hanife Hazretleri de, Manevi devlete, Cafer-i Sadık Hz.lerine intisap ettikten sonra ermiÅŸ ve ÅŸu sözleri söylemiÅŸtir:

“Ömrümün son iki senesinde, Cafer-i Sadık Hazretlerine intisap etmeseydim, hüsrandaydım” buyurmuÅŸtur.

Mevlevi Dersi