SORU ARA

SORULAN SORU

Enes (ra)’dan gelen bir rivayette Rasulallah (sav) ÅŸöyle buyurmuÅŸtur: “Hıristiyan ve Yahudilerle karşılaşınca önce siz selâm vermeyin (onlar size versinler siz karşılık verin), bir yolda onlarla karşılaşınca (kenardan geçmeleri için) yolu onlara daraltın.” (Müslim, Selâm) Bu hadis ÅŸerifi yorumlanırken imam Gazali (ks) “Müslümanın izzetine vakasına caiz deÄŸildir.” Ä°mam Nebevi ise “caizdir” demiÅŸtir. Bu hadisi ÅŸerife nasıl uymalıyız?

CEVAP

Kafirlere verilmesi gereken selam ÅŸekli sadece onlara “selam” demekten ibaret olmalıdır. Yine selam verdiklerinde sadece onlara “aleykum” denmekten ibaret olmalıdır. Kuvvetli olan görüÅŸ budur.

Peygamber Efendimiz (sav);

“Ehl-i kitaptan birisi selâm verdiÄŸi takdirde ise, yalnızca "ve aleyküm / size de” denilir.[1] BuyurmuÅŸtur.

Maslahata binaen Müslüman olmayan kimselere "selam" lafzını ifade etmeden "iyi günler, iyi akÅŸamlar, merhaba" gibi ifadeler kullanılabilir.

Yolda sıkıştırma meselesi,

Bizler Müslümanlar olarak kâfire tazim, hürmet göstermeyiz. Tazim ve hürmet göstermemiz Ä°slam’ı zillet haline sokmaktır ki Zillet; hor ve hakir olmak, alçalmak, küçülmek, aÅŸağı düÅŸmek, itibarsız olmaktır.

Zillet kavramı hadislerde de genellikle “aÅŸağılanma, acizlik, zayıflık” manasında kullanılır.

“Allahım! Yoksulluktan, kıtlıktan, zilletten, zulmetmek ve zulme uÄŸramaktan sana sığınırım” ÅŸeklinde dua eden Hz. Peygamber[2] müminin kendini zillete düÅŸürmesini uygun görmemiÅŸtir.[3]. Müslümanların zayıf durumda bulunduÄŸu bir zamanda Resûl-i Ekrem ileride Ä°slâm’ın bütün evlere gireceÄŸini, Allah’ın Ä°slâm’ı aziz, küfrü zelil kılacağını bildirmiÅŸtir. Bu hadisi rivayet eden Temîm ed-Dârî daha sonra onun bu müjdesinin gerçekleÅŸtiÄŸini, müslümanların mal, itibar ve izzet sahibi olduklarını, buna karşılık inkârcıların gün geçtikçe zillete düÅŸtüklerini belirtmiÅŸtir.[4] Nitekim Medineliler de zelil durumda iken Ä°slâm sayesinde onur ve itibar kazanmışlardır.[5]

Kafire takınılan bu tutumda ÅŸahsımızı öne çıkararak nefsimizi yüceltme yoktur. Burada Müslüman kimliÄŸini öne çıkarıp Allah için bir duruÅŸ sergilemek vardır. Bunu kibirle karıştırmamak gerekir. Müslüman, Ä°slam’ın izzetine leke getirecek bir davranışta bulunmaması gerekir. Müslüman her zaman üstündür. Yardımda ve ikramda bulunmakta ise insani olarak bir beis yoktur.

Ebu Said Muhammed El-Hâdimi (ks) Hz.leri;

Kâfire saygı göstermek için selam verilmez. Hadis-i ÅŸerifte, Münafık [ve her çeÅŸit kâfir] ile konuÅŸurken, efendim, demeyiniz buyuruldu.

Zalime, kâfire hürmet etmek, saygı ile selam vermek, üstadım demek, küfür olur.[6]

Müslüman Ä°slam’ın vakarına, onuruna yakışan hal ve hareketler içinde bulunmalıdır. Vakarlı duruÅŸunu kâfire, tevazuu Müslümana göstermesi gerekir. Müslüman Ä°slam’ın nurunu taşımaktadır.

Ayeti Kerimede Cenab-ı Rahman;

“Muhammed Allahın resulüdür. Onun maiyyetinde (Onunla beraber olanlar) bulunanlar da kâfirlere karşı çetin (ve metîn), kendi aralarında merhametlidirler.”[7]

Yolu onlara daraltmaktan kinaye vardır.

“Åžayet Müslümanlarla gayri müslimler dar bir yolda/bir kaldırımda karşılaşırlarsa, Müslümanlar onlara karşı hürmet ve saygı hislerinden ötürü, onlara ikramda bulunmak niyetiyle yol vermesinler ve onların hatırı için boÅŸ yere kendilerini sıkıştırmasınlar. Onlar normal yollarına devam etsinler, karşı taraftaki gayri müslimler -ÅŸayet sıkışırlarsa- sıkışsınlar.”[8]

Bu uygulamayı, Ä°slam’ın izzetini göstermeye yönelik bir davranış olarak deÄŸerlendirmek gerekir. Bu ise, zaman ve zemine göre farklılık arz edebilir. Bunu iyi anlaşılması gerekir. Zamana mekâna göre davranışlarımızı ayarlamayı bilmemiz gerekir.

Müslüman dininin, imanının ve dininden kaynaklanan deÄŸerlerinin savaÅŸçısıdır. Müslüman Ä°slâm ile izzet bulmuÅŸtur, Ä°slâm’ı savunmakla izzetli kalacaktır.



[1] Buhârî, Ä°sti’zân 22, Mürteddîn 4; Müslim, Selâm 6–9

[2] Ebû Dâvûd, “Vitir”, 32; Nesâî, “Ä°stiʿâẕe”, 14-16; Ä°bn Mâce, “Duʿâʾ”, 3

[3] Müsned, V, 405; Ä°bn Mâce, “Fiten”, 21; Tirmizî, “Fiten”, 66

[4] Müsned, IV, 103, 614; ayrıca bk. Ebû Dâvûd, “Ramażân”, 9; Ä°bn Mâce, “Ä°ḳāmetü’ṣ-ṣalât”, 178

[5] Müsned, III, 57

[6] El-Berika

[7] Fetih Suresi 29

[8] Munavi, Feyzu’l-Kadir, 6/386




Okunma Sayýsý : 697

Soru Tarihi: 10/10/2021

Yorumlar
Bu soruya ait yorum bulunmamaktadýr.
Bir Yorum Yazýn
Adý Soyadý *
E-Posta *
Yorum *