SORU ARA

SORULAN SORU

Virüs salgını bizler için bir uyarı mıdır?  Hastalık, salgın, deprem gibi afetlerle ilgili Peygamber Efendimizin (sav) ve Cennet Mekân Abdullah Baba Hazretlerinin tavsiyeleri var mıdır?

CEVAP


Allah (cc) kullarına zulmetmez ancak hastalık, salgın, deprem gibi musibetleri, bozulan insan topluluklarının üzerine göndererek ilahi bir mesajla uyarmak ister.

“Åžüphesiz ki Allah, insanlara hiçbir ÅŸekilde zulmetmez; fakat insanlar (isyanlarıyla) kendilerine zulmediyorlar.” [1]

Allah, yarattıklarından herhangi birine, günah iÅŸlemediÄŸi halde ceza vererek zulmetmez. Fakat insanlar, Allah'ın gazabını icap ettiren günahları iÅŸleyerek kendi kendilerine zulmetmiÅŸ olurlar.

Ä°nsanlar ÅŸerri emir ve yasaklara karşı gelerek fıtri istidatlarını bozarak “kendi kendilerine zulmediyorlar”[2] 

Allah (cc) rahman ve rahimdir, Allah (cc)  kadirdir, Allah (cc)  kerimdir, Allah (cc) Hayrdır. Bir yerde hayr olmazsa, ikram olmazsa, orda zulüm olur. Allah (cc) rahmet etmez, kerim sıfatının tecellisiyle ikram etmeyince böyle musibetler ortaya çıkmaktadır.

Allah (cc) beytini yani Kâbe’sini, Resulullah’ın Ravza’sını kapatmış, bütün dünyada camiler kapanmış, sohbetler zikirler kesilmiÅŸtir. Ne yazık ki; Kul Allah (cc) dan kaçınca rahmet, bereket, ihsan kesilmiÅŸ, kul karanlığın içine düÅŸmüÅŸtür.

Allah (cc) ayeti kerimesinde “Sana gelen her iyilik Allah’tandır. Başına gelen her fenalık ise senin kendi nefsindendir.”[3] Buyurmaktadır.

Hz. AiÅŸe (ra) annemizden rivayetle;

“Hiçbir Müslüman yoktur ki başına gelen hastalık, üzüntü hatta kendisine batan bir diken, ayakkabısının tasmasının kopması bile iÅŸlediÄŸi bir günah yüzünden olmasın. Allah'ın bağışladığı günahlarda çoktur.” [4]

Bu yaÅŸanan sıkıntılar din düÅŸmanlarına bir ceza bir uyarı olduÄŸu gibi inanan insanlar içinde alınacak birçok dersler barındırmaktadır. Bizlerin inananlar olarak kendimize bir çeki düzen vermemizin zamanının geldiÄŸi aÅŸikârdır. Bizler bilerek ya da bilmeyerek yaptığımız hatalardan, iÅŸlediÄŸimiz günahlardan tövbe ederek Allah’a yönelelim. Kuranın, sünnetin, yolumuzun düsturlarına uygun bir hayat tarzını kendimiz baÅŸta olmak üzere ailemizle birlikte uyalım, uygulayalım.  GösteriÅŸten uzak takva yolunda ilerleyelim. Ä°slam, insanlarının zevklerini tatmin etmek için deÄŸildir. Ä°slam, isteklerin de akıllarında Allah (cc) teslim etmektir. Sözle ya da yaÅŸayış tarzıyla kendimize uydurduÄŸumuz din ve tasavvuf anlayışımızı bir kenara bırakıp aslına inelim, tabi olalım.

“Allah ve Resûlü bir iÅŸe hüküm verdiÄŸi zaman, inanmış bir erkek ve kadına o iÅŸi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düÅŸmüÅŸ olur.”[5]

Bir araç olması gereken dünyanın kıble haline getirilmesini, Ä°slam’ı, tasavvufu kendi çıkarlarımıza ÅŸekillendirilmesi bırakmayıp, Emri Bil Maruf Nehyi Anil Münker yani Ä°yiliÄŸi tavsiye edip ve kötülükten men etmek için bir çaba harcamıyorsak bu uyarılar bize bir ders deÄŸil bir azap olarak geri dönecektir.

Hz. Ali'ye sordular: “Başımıza gelen sıkıntılar, imtihan mıdır? Yoksa ceza mı?”

Ä°lmin Kapısı cevap verdi: “EÄŸer bizi Allah'a yaklaÅŸtırıyorsa imtihandır. UzaklaÅŸtırıyorsa cezadır.” buyurmuÅŸtur.

Peygamber Efendimiz (sav) Hz.leri;

“Kötü kadınlar çoÄŸalıp, zina bir toplum içinde yayılırsa, halk, daha önce görülmemiÅŸ bulaşıcı hastalıklara maruz kalır. AlışveriÅŸte hile yapılırsa, geçim darlığı baÅŸlar. Zekât verilmezse yaÄŸmur yaÄŸmaz. Hayvanlar olmasaydı, rahmet yüzü görülmezdi. Dine olan baÄŸlılık zayıflayınca, düÅŸmanların saldırısına maruz kalınır. Dine uymayan idareciler zuhur edince, anarÅŸi çıkar, millet birbiriyle boÄŸuÅŸur.” [6]

GörüldüÄŸü üzere Peygamber Efendimiz (sav) neleri yaÅŸananların sebeplerini zaten vermiÅŸtir. Bizler daim zikir üzere olup çok tövbe-i istiÄŸfar etmeliyiz. 

Hasan'ı Basri Hz.lerine birkaç kiÅŸi gelip sıkıntılarından bahseder, kendilerine nasihat etmelerini isterler.

-Efendim, ÇocuÄŸumuz olmuyor, sıkıntımız var.  Mübarek buyuruyor ki; tövbe istiÄŸfar et.

-Efendim, benim maddi olarak sıkıntım var. Mübarek buyuruyor ki; tövbe istiÄŸfar et. 

-Efendim, ev içinde eÅŸlerle sıkıntımız var.  Mübarek buyuruyor ki; tövbe istiÄŸfar et. 

-Efendim YaÄŸmur yaÄŸmıyor. Mübarek buyuruyor ki; tövbe istiÄŸfar et.  

Yanında bulunan müritleri ÅŸaÅŸkın bir halde;

 -Aman Efendim her gelenin derdi baÅŸka ancak siz hepsine aynı yolu telkin ettiniz ne söyleseler istiÄŸfar diyorsunuz, deyince mübarek ÅŸöyle buyuruyor;

-Bunları ben söylemiyorum Allah-u Teala söylüyor. Yüce Allah buyuruyor ki;

“Fekultu-staġfirû rabbekum innehu kâne ġaffârâ” “Dedim ki: ‘Rabbinizden bağışlama dileyin; çünkü O, çok bağışlayıcıdır.[7]

EÄŸer tövbe ederseniz, “Yursili-ssemâe ‘aleykum midrârâ” (Bağışlama dileyin ki,) üzerinize gökten bol bol yaÄŸmur indirsin.”[8]

“Ve yumdidkum bi-emvâlin” “Sizi mallarla, oÄŸullarla desteklesin...”

“yec’al lekum cennâtin ve yec’al lekum enhârâ” “ve sizin için bahçeler var etsin, sizin için ırmaklar var etsin”[9]

Yunus (as) kıssası bugün yaÅŸanan olaylar için adeta bir hüccettir. Kısaca kıssayı deÄŸinmek gerekirse;

Hz. Yunus (as) milletini otuz üç yıl Allah'a iman etmeye davet etti, tebliÄŸde bulundu ve peygamberlik vazifesini yerine getirdi. Ancak sadece iki kiÅŸi ona iman etti.  Son kez tebliÄŸde bulunup imana davet ettikten sonra halkına dönerek, eÄŸer iman etmezseniz kendilerine büyük bir azabın geleceÄŸini haber verdi. Bunun ilk alameti olarak da yüzlerinin renginin deÄŸiÅŸip bozulacağını söyler ve kavminin inanmamasına kızarak Allah’ın izni olmaksızın içlerinden ayrılır ve bir gemiye biner. Hz Yunus (as) gemiye bindiÄŸinde karşılaşılan sorun sebebiyle yaptığı hatanın farkına varır ve gemi sahiplerine onu aralarından atmadıkları sürece gemilerinin düzgün yol alamayacağını, Ä°nanmıyorlarsa kura çekmelerini söyler. Kura üç kez ardı ardına Hz Yunus’a çıkar. Hz. Yunus geminin kıyısına gelir ve kendini denize bırakır. [10] Bu esnada Hz. Yunus’u bir balık yutuverir. Yunus (as) bu karanlıklar içinde, balığın karnında dertli dertli Allah (cc) ya niyazda bulunarak zikreder. Ve balığın karnından kurtulur. Ayeti Kerimede;

“EÄŸer Allah’ı çok tesbih edenlerden olmasaydı, tekrar dirilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı.”[11]

Bu sırada Yunus (as) Kavmi baÅŸlarına gelecek azabın ilk izleri yüzlerinde belirmeye baÅŸlayınca hep bir ağızdan tövbe ederek iman ederler.

Bu Kuranda geçen bu kıssada sıkıntıların bertaraf olması için kulların Allah’ı çok zikretmesi ve övmesi teÅŸvik edilmektedir. Çünkü Hz Yunus’un kalbi nefis balığı tarafından yutulduÄŸunda kurtuluÅŸu Allah’ı zikir ile olmuÅŸtur. Ä°kincisi, bir topluluÄŸa bir musibet geldiÄŸi zaman topluca tövbeyi istiÄŸfar edilmeyi teÅŸvik edilmesidir. Bu sebeple Hz. Yunus (as) kavminin son anda helak olmaktan kurtularak belanın def-i  refi olacağına iÅŸaret ediliyor.

“Andolsun onların (geçmiÅŸ peygamberler ve ümmetlerinin)  kıssalarında akıl sahipleri için pek çok ibretler vardır. (Bu Kur'an)  uydurulabilecek bir söz deÄŸildir. Fakat o, kendinden öncekileri tasdik eden, her ÅŸeyi açıklayan (bir kitaptır); iman eden toplum için bir rahmet ve bir hidayettir.”[12]

Yunus (as)’ın kavmi hakkında takdir edilmiÅŸ azabın kaldırılması onların Rablerine özür beyan etmeleri tövbe istiÄŸfarlar ile af kapısını çalmaları sayesinde olmuÅŸtur.

Bazen belaların emareleri belirir ancak kullar yaptıkları küçük bir iyilik, bir güzellik ile Rablerinin sonsuz olan merhametini coÅŸturur da;  O Allah ki o belayı kulları üzerinden kaldırır.

Bizler de tövbelerimiz, gözyaÅŸlarımız ile Rabbimizin af kapısını çalalım, sadakalarımız ile Rabbimizin ÅŸefkatli nazarını üzerimize çekelim, dualarımıza tüm ümmeti Muhammed kardeÅŸlerimizi katalım ve Rabbimizin affına layık olalım.

Umulur ki; Yunus As’ın kavmi gibi hakkımız da takdir olunmuÅŸ bir azap var ise azabın kaldırıldığı bir kavimde biz olalım.

Åžu unutmamalıdır, Bir Müslümanın başına gelen her sıkıntı, onun hakkında mutlaka hayırdır: Ya geçmiÅŸ günahlarını siler, ya gelecek bela ve musibetlere engel olur, ya ilahi bir ikaz ve uyarıdır, ya da manevi makamının daha da artması için bir denemedir.

Konuyla ilgili benzer sorular:

2020 yılına girdiÄŸimiz ÅŸu günlerde ülkemizde yaÅŸanan doÄŸal afetler, depremler vs. Çin de baÅŸlayan Dünyada ki diÄŸer ülkelere de sıçrayan korana virüsü, Amerika ve Ä°srail’in kimseyi takmaksızın Kudüs-ü Ä°srail’in baÅŸkent yapma arzusu, beklenen Mehdi (as) habercisi midir? DerviÅŸ bu zaman da ne yapmalıdır?

 

Ülkemizde ve bütün dünyada görülen Korona Virüsü hakkında bilgi verir misiniz?

 

Fitne nedir? Ülkemizde ÅŸu an olanlar fitne midir? Fitne zamanı Müslümanlar nasıl davranmalıdır?



[1] Yunus Suresi 44.

[2] Ruhu-l Beyan Tefsi 8. cilt sayfa 130

[3] Nisa Suresi 79.

[4] Buhari Rikak 18, Muslim , Munafikun 71

[5] Ahzâb Suresi 36.

[6] Beyhaki, Åžuabu’l-Ä°man, 5/22, 23

[7] Nûh Suresi 10

[8] Nûh Suresi 11

[9] Nûh Suresi 12

[10] Bursevi  V 517

[11] Sâffât Suresi 143.

[12] Yûsuf Suresi 111.





Okunma Sayýsý : 3114

Soru Tarihi: 4/1/2020

Yorumlar
Bu soruya ait yorum bulunmamaktadýr.
Bir Yorum Yazýn
Adý Soyadý *
E-Posta *
Yorum *