SORU ARA

SORULAN SORU

Nefsimizi zelil etmenin, tezkiye etmenin yolu nedir? Allah dostları en çok istediklerinden vazgeçtiÄŸini biliyoruz ya da günlerce çilehanelerde nefislerini tezkiye ettiklerini okuyoruz. Bu devirde çilehane mevcut deÄŸil biz ne yapabiliriz?

CEVAP


 

Ä°lk önce nefis nedir dersek, nefis yaratılış gereÄŸi ölene kadar içimizde, bizimle birlikte olacak olan, hayvani ve ÅŸehvani arzularla tatmin olan insana imtihan maksadı ile verilmiÅŸ bir yaratıktır. Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri nefsi ÅŸöyle tarif etmiÅŸtir.

Bu nefis nedir? Bizde iki türlü ruh vardır; Biri ruh-i sultani, biri ruh-i nefsanîdir. Cenab-ı Zülcelal Hz.leri Adem (as) a Anâsır-ı erbaa yani toprak, su, ateÅŸ, hava olmak üzere dört unsurdan halk etti. Allah-ü Teâlâ Hazretlerin bizatihi; “Ben Âdem’e kendi nurumdan ruh nefyettim” diyor.

“Rabbin meleklere: 'Ben, balçıktan, iÅŸlenebilen kara çamurdan bir insan yaratacağım. Onu düzenleyip ruhumdan üflediÄŸimde ona secdeye kapanın.' demiÅŸti.”[1]

Yarattığı her ÅŸeyi güzel yaratan, insanı baÅŸlangıçta çamurdan yaratan, sonra onun soyunu, bayağı bir suyun özünden yapan, sonra ÅŸekillendirip ona ruhundan üfleyen Allah'tır. Size kulaklar, gözler, kalpler verilmiÅŸtir. Öyleyken, pek az ÅŸükrediyorsunuz.” [2]

Buna iÅŸte Ruh-i sultani denir.

Nefis ise yedi kat cehennemin her bir terekesinden ayrı ayrı ateÅŸ alınarak, nurdan yaratılmıştır. AteÅŸ ve nurdan halk olana nefis, ruh-i nefsanî denir. Nefsin fıtratı ateÅŸten halk olduÄŸu için cehenneme meyil eder. Åžöyle bir misal verirler “ Müzik ruhun gıdasıdır” Hâlbuki müzik. nefsin gıdasıdır. Nefis kötülükleri ister. Yalan söylemeye, yemin etmeye, içki içmeye, kumar oynamaya, riya, gıybet etmeye, cinayet iÅŸlemeye, kötülük yapmaya, Allah’ın (cc) men ettiÄŸi iÅŸlere, cehennemlik amellere âşıktır. Cenabı Zülcelal Hz.leri “Nefis her dâim kötülüÄŸü emreder.”[3] buyurmaktadır. Bütün günahı kebairleri iÅŸleten nefistir. Ä°ÅŸte bu beden ülkesinde nefis ve Ruh beraber yaÅŸarlar. Biz hangisini kuvvetlendirirsek, beslersek ülkenin hükümdarı o olur.

Nefis ile Ruh’un misali ÅŸuna benzer: Arı iki türlüdür. Birisi bal arısı diÄŸeri de eÅŸek arısı. Bal arısı gayet güzel çiçeklerden öz toplar ÅŸifa olacak bal yapar. Ancak eÅŸek arısı bal yapan arının balını yer, onu iÄŸneler öldürür. Ä°ÅŸte nefsimiz eÅŸek arısı gibi kötülüÄŸü emreder, fenalıklara meyleder. Ruhi sultani ise Bal arısı gibidir. Ä°yilikleri yaptıran Ruh-i sultani ise Allah’a (cc) aşık, Muhammedîl Mustafa’ya aşık, Cennete aşık, cemalullaha aşık, Kuranına , ahlaka ve edebe âşıktır,

Hz. Mevlana ;

“Ey insanoÄŸlu; senin nefsin de bir ejderhadır! ÖlmüÅŸ görünse bile ölmemiÅŸtir; günah iÅŸlemek için eline fırsat geçmediÄŸinden ötürü, gamdan uyuÅŸmuÅŸ bir hâlde, donmuÅŸ gibi beklemektedir! Nefs güçlense, fırsat bulsa hemen FiravunluÄŸa baÅŸlar; yüzlerce Musa‟nın, yüzlerce Harun‟un yolunu keser!”[4] buyurmaktadır.

Nefsimizi zelil etmenin, tezkiye etmenin yolu nedir?

“Kim onu (nefsini) tezkiye etmiÅŸse felâha (kurtuluÅŸa) ermiÅŸtir.”[5]

Ayeti kerimede belirtildiÄŸi üzere kurtuluÅŸa erebilmek için nefsimizi tezkiye etmemiz lazımdır.

İlk başta Allah (cc) un emirlerini harfiyen yerine getirmekle nefis tezkiye olunur ya değilse oturup ta şunu yapacağım bunu yapacağım demekle değil.

Ä°kincisi Rasulullah (sav) Efendimizin sünneti seniyesini hayatımızın her anına tatbik etmekle olunur. Ayakkabıyı saÄŸdan giymek, oturarak üç yudumda suyu içmek, yemeÄŸe baslarken besmele çekmek,  yemekten önce elleri yıkamak sonrasında elleri yıkamak, bir yere girerken selam vermek gibi sünneti seniyyeleri ve Yüce Yaratanının emirlerini yerine getirdiÄŸimizde Allah Teâlâ gönlümüzü nur ile doldurur.  

“Allah kimin gönlünü Ä°slâm'a açmışsa o, Rabbinden bir nûr üzerinde deÄŸil midir? Allah'ı anmak (zikir) hususunda kalpleri katılaÅŸmış olanlara yazıklar olsun! Ä°ÅŸte bunlar apaçık bir sapıklık içindedirler.”[6]

Sonrasında bir mürÅŸidi kâmilin nezaretinde nefsimizi Allah’ın zikriyle itminan edeceÄŸiz bunları yerine getirsek nefis tezkiye olur, terbiye olur.

Âlemlerin Rabbi olan Allah’ımız kutsi hadiste bize ÅŸöyle haber vermektedir:

“Kulumun Benimle meÅŸgul olması arttığı zaman kulumun arzusunu, isteÄŸini ve lezzetini zikrim üzerine daim kılarım. Kulumun arzu ve isteÄŸi, Benim zikrim olduÄŸu vakit, kulum Bana âşık olur. Ben de kuluma âşık olurum. Kulum ile aramdaki perdeleri kaldırırım. BeÅŸeriyet yanıldığı zaman onlar yanılmazlar. Onların sözleri peygamberlerin sözleri gibidir. Ne zaman ki yer ehline azap edecek olur isem, o dostlarımı anarım da onlar hürmetine bu bela ve musibeti üzerlerinden kaldırırım.”[7]

GeçmiÅŸ tasavvuf erbaplarının girdikleri çilehanelerde yapılan bu söylediklerimizden farklı bir ÅŸey deÄŸildir. Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri;

GeçmiÅŸ tasavvuf kitaplarında yazılan öÄŸretilerin günümüzde uygulanmasının mümkünatı yoktur. GeçmiÅŸ yaÅŸam koÅŸulları ile günümüz yaÅŸam koÅŸuları arasında farklılıklar olduÄŸu gibi geçmiÅŸ insanlar ile günümüz insanları arasında farklılıklar vardır. Günümüz insanın televizyonda yada yolda giderken çıplak bir kadına bakmaması bir çil-e erbaindir. Gıybet, dedikodu yapamaması çil-e erbaindir.”

Ä°mam KuÅŸeyri Hz.leri; kulun (nefsin) çirkin vasıfları iki çeÅŸittir. Birincisi günahları ve ÅŸeriata olan muhalefetleri gibi onu kesbettiÄŸidir[8]. Ä°kincisi ise onun çirkin ahlakıdır. Bu ikincisi yaklaşık olarak nefsin tarifidir. Yaklaşık tarifin tafsilatı ÅŸöyledir; Kibir, gazap, hikd[9], hased, kötü ahlak, az tahammül ve baÅŸka çirkin ahlaktır. Bu ahlaklar temelinde çirkindirler. Ne zaman kul onları tedaviye uÄŸraşırsa, mücahede neticesinde devam eden adete göre o ahlaklar ondan giderilir. Ahlakı düzeltmek, nefsi terke edip kırmak, açlık, susuzluk ve uykusuzluktan gücün düÅŸüÅŸünü temin eden diÄŸer mücahede çeÅŸitlerinden daha çetindir. [10]   

Allah Resulü (sav) buyurdu;

“Ümmetim için en fazla korktuÄŸum ÅŸey, hevaya (nefsin isteÄŸine) tabii olmaları ve uzun emeller beslemeleridir. Hevaya (nefse isteÄŸine ) tabii olmaya gelince, o insanı haktan alıkoyar. Uzun emellere gelince, o da ahireti unutturur.” [11]

Bunlardan sonra bil ki; nefse muhalefet etmek, ibadetin başıdır. MeÅŸayıhdan Ä°slam’ın ne olduÄŸu sorulduÄŸunda, o nefsi muhalefet kılıcıyla kesmektir, diye cevap vermiÅŸlerdir.[12]  

Peygamber Efendimiz (sav) Efendimiz;

 “Hakiki mücahid nefsiyle mücahede eden kimsedir.”[13] buyurmaktadır.

Nefs, istekleri karşılanınca kanaat eden bir yapıdan ziyade, her defasında daha farklı zevkler ve daha fazla isteklerle insanı karşı karşıya bırakan bir yaratılışa sahiptir.

Ä°mam Gazali Hz.leri

“Nefsin isteklerini reddediniz, Çünkü azgın bir hayvan, yemi eksildi mi uysallaşır.”[14]

AÅŸk Eri Hz. Mevlana;

 “Yol güneÅŸi olan Hz. Peygamber bile: “Nefsini aÅŸağılayan kiÅŸiye ne mutlu” dedi. Ey yoksul, bunun için diyorum iÅŸte. KöpeÄŸin boynundan tasmayı çözme. Bu köpek terbiye edilse bile yine köpektir. „Ne mutlu nefsini aÅŸağılayana.‟ hükmüne uy. O (nefs) kötü damarlıdır. (Kötü huyludur.)”[15]

“Avlanırken senin iÅŸine yarayan ancak köpektir, yani nefsindir. Bu nefis köpeÄŸini fazla besleme, önüne az kemik at. Çünkü köpek doyunca azgınlaşır, emrine uymaz, karnı tok olduÄŸu için avın arkasında koÅŸmaz.”[16]

Aslolan kiÅŸinin nefsini zelil etmesi deÄŸil de nefsini terbiye etmesidir. Buda hayatımızı Kuran ve sünneti Rasulullah’ın ölçüsü içerisinde dizayn etmekle mümkündür.

Konuyla Ä°lgili Benzer Sorular:

Nefis nasıl yenilir? Ben nefsime yenik düÅŸüyorum. Ne yapmam lazım?

Nefsi mülhime makamını nasıl geçebiliriz? Kolay bir yolu var mı? Anlatabilir misiniz?

Nefsi mülhimeden ,nefsi levvameye düÅŸen derviÅŸlere neler önerirsiniz. Yeniden ilerlemek nefsin ve ÅŸeytanı oyunlarına gelmemesi için neler önerirsiniz.

Ä°nsan nefsiyle konuÅŸur mu? 

 



[1] Hicr, 15/28-29; Sad, 38/72

[2] Secde, 32/7-9

[3] Yusuf Suresi 53. Ayet

[4] Mevlânâ, Mesnevî, c. 3, s. 81.

[5] Åžems Suresi 9

[6] Zümer Suresi 22. Ayet

[7] Râmûz’ul-Ehâdîs, s. 517/4., Ebû Nuaym, Hilye

[8] Kesbetmek: Kazanmak, edinmek

[9] Hikd: Kin beslemek

[10] Risale-i KuÅŸeyri syf 150

[11] İbnu adıy zaif bir senedle Cabirden rivayet etti. Rısale-i Kuşeyri 224

[12] Risale-i KuÅŸeyri 224

[13] Tirmizî, Cihad, 2

[14] Ä°mam Gazali Abidler Yolu

[15] Mevlânâ, Mesnevî, c. 6, s. 287

[16] Mesnevi





Okunma Sayýsý : 2580

Soru Tarihi: 4/12/2020

Yorumlar
Hatice Susam

Allah razı olsun..

Bir Yorum Yazýn
Adý Soyadý *
E-Posta *
Yorum *