SORULAN SORU

Her namazdan sonra günlük dersimiz haricinde çekilmesi tavsiye edilen namaz arkası tesbihatlarının yani 166 tane kelime-i Tevhid, 33 Ya Allah… vs. yapılması zorunlu mu? Bu zikirler çekilmeyip normal dersimizi yapsak dersimizi yapmış sayılır mıyız? Namazlardan sonra okunan bu zikirlerin hakkında bizlere Abdullah Babamın tavsiyeleri nelerdir?

CEVAP

Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.leri; “Namaz sonrası tesbihatlarımızı her hangi bir sebepten dolayı çekemezseniz, müsait bir zamanda ya da akÅŸamdan sonra çekin” buyururdu.

Namaz sonrası tesbihatlarına hikmet boyutundan bakarsak, derviÅŸi devamlı zikrullah yapmaya bir alıştırma yani talimdir. Günde beÅŸ vakit namazımızı eda ediyoruz. Peygamber Efendimizin tavsiye ettiÄŸi tesbihatları (33 Sübhanallah, 33 Elhamdülillah, 33 Allahu Ekber) çekiyoruz. Hemen akabinde namaz sonrası tesbihatlarını yapmamız, gün içerisinde zikrullahı hayatın bütününe yayarak daim hale getirmeye bir vesiledir.

Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.leri; “Yaptığımız her amelin ayrı yarı sevapları vardır. Dersiniz ayrı bir sevap. Namaz sonrası çektiÄŸimiz tesbihatlar ayrı bir sevaptır.” BuyurmuÅŸlardır.

Bunları yapınca ders olur yapmayınca ders olmaz gibi bir anlayış yoktur. Yaparsa çok büyük ecir ve sevap vardır.

DerviÅŸ istikamet üzere olması lazımdır. Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.leri; “ Günlük beÅŸ vakit namazımızı eksiksiz kılmamızı, günlük dersimizi çekmemizi, haramlardan uzaklaşıp helallerle meÅŸgul olmamızı” nasihat etmiÅŸ ve bu amellerin ahir zamanda yapılması gereken en önemli ameliyelerin başında geldiÄŸini defaten hatırlatmıştır.

Hayatımızın her safhasına zikrullahı yaymamız lazım. Her daim Allah’ı zikretmemiz lazım. Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.leri yolda yürürken “Allah Allah” diyerek yürüyün, otururken yatarken Allah deyin evladım, buyurur ve ÅŸu ayeti kerimeyi bizlere hatırlatırdı. Cenab-ı Zülcelal Hz.leri;

“Onlar ki, ayakta iken de ve yanları üzerine yatarlarken de Allah Teâlâ'yı zikrederler ve göklerin ve yerin yaradılışı hakkında tefekkürde bulunurlar.” [1] Buyurarak bizlere hayatımızın her anının zikir üzerine olmasını emretmiÅŸtir.

Kendimizi dâimâ Cenâb-ı Hakk’ın huzurunda bilerek, O’nun bizi her an ve mekânda gördüÄŸü, hattâ bize ÅŸah damarımızdan bile daha yakın olduÄŸu ÅŸuur ve idraki içinde Hakk’a yönelmeliyiz. Ä°ÅŸte bu keyfiyette bir yöneliÅŸ ile kalpte “huzur” hâli gerçekleÅŸir.

Allah Resulü (sav), her an Zikrullah ve murakabe hâlinde bulunmanın lüzumu hakkında ÅŸöyle buyurmuÅŸtur:

“Allah’ı unutarak lüzumsuz konuÅŸmalara dalmayın. Çünkü Allah’ı unutarak yapılan çok konuÅŸmalar kalbi katılaÅŸtırır. Allah’tan en uzak olan kimse ise kalbi katı olandır.” [2]

Mü’min gönüllerin, gaflet katılığından kurtulup ilâhî rızaya nail olabilecek hassasiyete ulaÅŸmalarının yolu, “zikr-i dâimî” den geçmektedir. Bu da bir müddet veya bir dönem deÄŸil; bir ömür boyu, her nefeste zikrullah ÅŸuurunu taşımakla mümkündür ki, ancak bu sâyede manevi uyanıklık hâsıl olur.

Nitekim Hazret-i ÂiÅŸe validemiz ÅŸöyle demiÅŸtir:

“Rasulullâh (sav) her ânında Allah Teâlâ’yı zikir hâlindeydi.” [3]

Hz. Mevlânâ, gönül feyzinden mahrum bir hâlde, sırf ÅŸekilde kalarak ibadet eden kimselere ÅŸöyle seslenir:

“Ey gâfil! KeÅŸke secde ettiÄŸin zaman, yüzünü samimiyetle Hakk’a çevirebilseydin de, “Yücelerin yücesi olan Rabbim, her türlü noksan sıfattan münezzehtir.” demenin manasını lâyıkıyla idrak edebilseydin. Yani sırf ÅŸekil secdesi deÄŸil, (seni miraca çıkaracak bir) gönül secdesi yapabilseydin!”

Rasulullâh (sav) buyurdular:

“Müferridler Allah’ı zikretmeye düÅŸkün olan kimselerdir. Zikir onların sırtlarındaki günah yüklerini indirdiÄŸi için kıyamet günü hafiflemiÅŸ olarak gelirler.” [4]

Daima Allah’ı zikredeceÄŸiz.  Allah’ı zikrettikçe sıkıntılarımız gidecek. KurtuluÅŸa ereceÄŸiz.

“Allah’ı çok zikredin ki kurtuluÅŸa eresiniz.”[5]



[1] Al-i Ä°mran Suresi 191

[2] Tirmizî, Zühd, 62/2411

[3] Müslim, Hayz, 117

[4] Tirmizî, Daavât 128

[5] Enfal Suresi 45




Okunma Sayýsý : 5784

Soru Tarihi: 1/1/2017

Yorumlar
Bu soruya ait yorum bulunmamaktadýr.
Bir Yorum Yazýn
Adý Soyadý *
E-Posta *
Yorum *