SORU ARA

SORULAN SORU

“Aldanan, aldatandan daha aÅŸağıdır” sözünü açıklayabilir misiniz?

CEVAP

 “Aldanan, aldatandan daha aÅŸağıdır” sözü Gavs-ul Azam Abdülkadir Geylani Hz.lerine aittir. Bu sözün açıklamasına gelince;

Hak, hakikat ortadayken, bunların bilincine ermiÅŸ bir insan, aldanan konumunda ise aldatandan daha alçak bir durumdadır. KiÅŸi Kuran-ı biliyor, sünneti Resulullah’ı biliyor, Tasavvufu biliyor daha sonra diyor ki “beni ÅŸeytan kandırdı, yâda filan kandırdı.” Aldatan aldatıyor da, sen hakikatleri bildiÄŸin halde nasıl aldanıyorsun. Sen aldatandan daha alçak bir durumda deÄŸil misin?

Hz. Mûsâ kırk gece sürecek bir bu­luÅŸma için Allah Teâlâ'nın huzuruna çağırılmış, Hz. Mûsâ bu amaçla kavminden ayrılırken kardeÅŸi Harun'u vekil olarak bırakmış ve ona ÅŸöyle demiÅŸti: "Kavmimin içinde benîm yerime geç; onları ıslah et; bozguncuların yoluna uyma" [1]

Bu süre içinde Sâmirî isimli bir kuyumcu, altından bir buzağı yaparak Ä°srailoÄŸullarının ona tapmalarını saÄŸlamış, Hz. Hârûn bunu önlemeye çalışmış ama baÅŸarılı olamamıştır.

Bu durumun çirkinliÄŸini ifade etmek için Mevlana Hz.leri; “Tih vadisinde 40 gün kudret helvası yiyip samirinin buzağısına tapan hainler gibisin”[2] diyerek, o kadar mucize görüp de yolunda aldanan insanlara kızgınlığı belirtmiÅŸtir.

Ä°man edip Ä°slamla ÅŸereflenmiÅŸ bir kiÅŸi dininden dönerse mürted olur. Ä°slam tebaası içinde bir kimse farklı dinlere tabi olabilir, yaymamak ÅŸartıyla bunun yaÅŸama hakkı vardır.  Ancak ÅŸerri olarak dinden dönenin, yani mürtedin cezası çok ağırdır. Böyle bir durumda  “Aldanan, aldatandan daha aÅŸağıdır.” Åžeriatta açıklaması budur.

Allah-u Teâlâ bir mürÅŸidi kâmil tanımayı nasip edip, onun himmet ve feyzinden yararlandırıp, manevi yolda çeÅŸitli nimetleriyle ÅŸereflendirdikten sonra kiÅŸi bu yoldan kopar da kendi beceriksizliÄŸini bir kenara bırakıp,  “ ben aldatıldım, aslında ben yoluma baÄŸlı bir insandım, beni kandırdılar” derse ki kendisini onu yoldan çeviren insandan daha alçak bir duruma düÅŸürmüÅŸ olur. Tarikatta “Aldanan, aldatandan daha aÅŸağıdır” sözünden anlamamız gerekende budur.

Bir MürÅŸid-i Kamile tabi olup onun himmet ve feyzini almasına raÄŸmen ondan yüz çevirenin hali de sonu da pek bir kötüdür.

“Hükümdarın bir tanesinin bir köpeÄŸi varmış. Bu köpek onun için pek kıymetli imiÅŸ. KöpeÄŸini o kadar güzel süsletmiÅŸ ki sırtına güzel bir çul diktirmiÅŸ ayaklarına gümüÅŸten patiler yaptırmış. YetmemiÅŸ  “aman üÅŸümesin” diye ipekten yapılmış, gümüÅŸlerle iÅŸlenmiÅŸ örtüler ile ayaklarının kenarına da altından ponçaklar yaptırmış. Hükümdar nereye gitse yanında onu da götürürmüÅŸ. Askerler dahi onu takip ediyormuÅŸ.  Hükümdar da ne zaman ki bir keklik vursa onun yüreÄŸini yesin diye köpeÄŸine verirmiÅŸ. Ona pek fazla ihtimam gösteriyormuÅŸ.

Bir gün ava giderlerken askerlerle birlikte bu pek kıymetli köpek yolda bir leÅŸ görmüÅŸ. Köpek bu ya leÅŸ görünce dayanamamış o leÅŸe aÄŸzını uzatmış. Hükümdar bu duruma öyle öfkelenmiÅŸ öyle öfkelenmiÅŸ ki:

-Ben kekliklerin taze yüreÄŸini sana verirken sen bir laÅŸeye nasıl tenezzül edersin, sen nasıl bir leÅŸe gidersin hain defol benden uzak dur, diyerek köpeÄŸi yanından kovmuÅŸ.

Yanındaki hizmetçiler:

 -Efendim sırtındaki ipekten gümüÅŸ iÅŸlemeli örtüsünü ayağındaki patiklerini altın ponçaklarını alalım mı?  diye sormuÅŸlar. Bunun üzerine hükümdar;

 -Biz kızdığımız haini tüm üzerindekilerle birlikte terk ederiz,  demiÅŸ.

 Bayezid’i Bistami Hazretleri de bu mevzuyu anlattıktan sonra buyuruyor ki;

 - Bir MürÅŸid- i Kâmilin dergâhında iken onun dergâhından yüz çevirip de bir nakıs laÅŸeye dönüp bakan adamın hali bu itin durumuna benzer”

 Mevlana Halid-i BaÄŸdadi Hazretleri;

(MürÅŸidinin gözünden düÅŸmek, yedi kat göklerden düÅŸmekten daha kötüdür) buyuruyor. Yedi kat gökten düÅŸen ölür gider mürÅŸidinin gözünden düÅŸen ise, Cehenneme düÅŸer. Çünkü onun kalbi, baÅŸka bir kalbe, o diÄŸer kalb de bir baÅŸka kalbe baÄŸlıdır. Bu, silsile yoluyla Resulullah'a gider.

“Hevâsını (nefsânî arzularını) kendisine ilâh edinen kimseyi gördün mü? Åžimdi sen, bu adamı da doÄŸru yola getirmekle yükümlü olabilir misin?

Yoksa gerçekten onların çoÄŸunun (söz) dinleyeceklerini veya akıl erdireceklerini mi sanıyorsun?

Onlar ancak hayvanlar gibidir; hattâ onlar yolca daha sapıktırlar.” [3]

Hz. Mevlana ;

Nefsin, her anda bir hilesi vardır ki, onun her hilesi ile isyan denizinde yüzlerce Firavun ile o Firavun’a uyanlar batmadadır. Sen, kurtulmak istiyorsan, Mûsâ’nın Rabbi’ne sığın. BenliÄŸe kapılıp, firavunluk ederek imanını kaybetme. Ey kardeÅŸ! Sen Allah’ın emrine ve Azîz Peygamberimizin sünnetine uy da, ten Ebû Cehli’nden ve nefsânî isteklerden kurtul...” [4]

Yüce Rabbimiz bizleri aldananlardan eylemesin…

Ne güzel buyurmuÅŸ AÅŸk eri Mevlana aldananlardan olmak istemiyorsan;

“Er olmayan kaypak arkadaÅŸlara uyma, çevir onlardan yaprağını!

Çünkü onlar sizinle yoldaÅŸ olurlarsa, gaziler de saman gibi içsiz bir hâle düÅŸerler.

Size uymuÅŸ görünürler, sizinle beraber safa girerler.

Ama sonra kaçarlar, safı da bozar, periÅŸan ederler.” [5]



[1] A'raf Suresi 142

[2] Mesnevi 2022 beyit (6053 byt)

[3] Furkan Suresi 43 44

[4] Mesnevî, 371-383. beyitler

[5] Mesnevi Åžerif 4072-4024





Okunma Sayýsý : 4039

Soru Tarihi: 2/2/2016

Yorumlar
ismail

"Göz yaÅŸarır, kalp hüzünlenir, ama biz yine de Rabbimizin hoÅŸnut olacağı ÅŸeyi söyleriz. Ey Ä°brâhîm! Senin ayrılışına çok üzülüyoruz." [Buhârî, Müslim, Tirmizî ve Ebû Dâvud]

Bir Yorum Yazýn
Adý Soyadý *
E-Posta *
Yorum *