SORULAN SORU

Kale Camii ve içinde oluşan siluetler hakkında bilgi verir misiniz?

CEVAP

Hz. Peygamber (sav) Hz.lerinin Valideleri Amine Annemizin manevî işaretiyle, Rasulullah Efendimiz (sav) Hz.lerinin yerini tayin etmesiyle yapımına başlanan, Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.lerinin banisi olduğu Kale Cami Nevşehir Kalesinin hemen altındadır. Cami Kabe-i Muazzama ölçülerinde olup, iki minaresi bulunmaktadır.

Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.leri hayatının her devresinde camilerle içi içe olan camilerin imarından, onarımına kadar her işine koşan, mümkün olduğunca vakit namazlarını camilerde kılan, camilere gönülden bağlı bir kimseydi. Gençliğinden itibaren elinden geldiği kadar camilerin yapımına yardım eder, insanları da bu konuda teşvik ederdi. Öyle ki gençliğinde, maddi yönden çok zor bir durumda olduğu halde o gün için en zengin insanın bile veremeyeceği meblağ ve gayretlerle camilere yardım etmiştir.

Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri;

Kundura alıp satmaya yeni başladığım dönemlerde, Nevşehir’de bir cami yaptırılacaktı. Caminin yapımı için dernek kurulmuş, bu vesile ile camiye yardım toplanıyordu. Ben de cami yapımına yardım etmek istiyordum ve Allah’a (cc) dua ettim. Dedim ki;

Ya Rabbi, yarın yapacağım satıştan kazandığım parayı bu caminin yapılması için nezrediyorum. Sen bol kazançlı, bereketli bir gün nasip et.”

Ertesi gün dükkânımı açtım. O gün öyle bir iş oldu ki, nerede ise bir ayda yaptığım satışı bir günde yapmıştım ve elime yüklü miktarda para geçmişti.   

Akşama doğru nefsim vurdu. Tabii o zaman genciz, nefsimiz bizi alıkoymak istiyor.

“ Aman sen bu kadar demiştin, günlük cironu verecektin. Bak kazandığın büyük bir meblağ, birazını da sana kalsın” diye sürekli baskı yapıyordu. Neyse, akşam oldu dükkânı kapattım. Doğruca derneğe gittim ve dernek başkanına parayı verdim.

Dernek başkanı:

“Abdullah Efendi, bu kadar parayı Nevşehir’in en zengini bile vermedi. Ben bunu almayayım, senin gibi küçük esnaf için bu meblağ çok büyük” dedi. Ben de:

Zaten nefsim beni zorluyor, siz de ona yardımcı olmayın. Şu parayı alın da ben gideyim,” dedim ve parayı verdim. Çok şükür nefsime yenilmemiştim.

O gece rüyamda; “Hz. Ali (kv) Efendimizi, Cennette tarifi mümkün olmayan bir köşk inşa ederken gördüm. Öyle güzel bir köşktü ki tarifi imkânsız! Her tarafı kırmızı zümrütlerle kaplanmış, bakanın bir daha bakmak isteyeceği türden… Selam verdim “ve aleyküm selam” dedi. Aramızda perde gibi bir set var, oradan sordum:

─ Efendim, bu köşkü kime yapıyorsunuz? Bu hangi Peygamberin köşküdür, dedim. Hz. Ali Efendimiz sanki benimle çok eski bir dost, bir ahbap gibi konuşarak:

─  Abdullah Efendi, bu köşkü sana yapıyorum, dedi.

“Ben de aramızdaki o perdeden geçmek istedim. Öne doğru adım attım. Hz. Ali Efendimiz, beni iki eliyle iteledi. Bir adım attım, yine iteledi. Bir adım daha attım, yine iteledi. Üç defa atlamak istedim, üçünde de geri iteledi.” Böylece rüyam bitti.

Üstadımın yanına gittim ve kendisine olayı ve rüyamı tafsilatıyla anlattım, Üstadım:

─ Evladım Abdullah, ahiretini kişi bu dünyada mamur eder, bu dünyada kazanır kazanç yeri burasıdır, buyurdu. Sen, ahireti istemişsin. Ancak Hz. Ali (kv) Efendimiz’in seni üç defa itmesinin hikmeti; senin otuz yıl daha dünya âleminde yaşayacağına delalet ediyor, buyurdu.

Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.lerine sağlığında bir cami yaptırmasına manen işaret buyrulur. Efendi Hazretlerine bildirilen bu durum dervişlerin bazılarında da rüya yoluyla tezahür etmiştir. Efendi Hazretlerinin mahdumesi, caminin yapımından önce gördüğü rüyasını şöyle anlatır:

Bir gün rüyamda Nevşehir Kalesi’nin hemen ön tarafındaki boş alanda, Hz. Peygamber (sav) Efendimiz ve onun güzide ashabının, kervan ile gelip kale önünde konakladıklarını gördüm.

Hemen kalenin yukarısına doğru çıkmaya başladım. Yukarı çıktığımda, Sahabelerin bazıları çadır kurmakla meşgul olurken, bir bölgeyi de çit ile çevirmişlerdi. O çevrilen yerin önünde Bilal-i Habeşi (ra) Hz.leri duruyordu. Ben de, o çit ile çevrili olan yere girmek için yürüdüm.

Tam bu esnada, Bilal-i Habeşi (ra), elindeki mızrağı üç defa yere vurarak;

─ Sen buradan geçemezsin, dedi.

Ben de kendisine:

─ Efendim, ben buradan geçerim. Çünkü ben, Nevşehirli Abdullah Gürbüz (ks)’ün evladıyım, deyince.

Bana;

─ Tamam, o zaman, sen içeri girebilirsin, diye cevap verdi.

O çit ile çevrili alandan içeri girer girmez, Peygamber (sav) Efendimizin yanına giderek;

“Hoş geldin Ya Resûlallah!” demek için niyetlendim. Peygamber (sav) Efendimizin yanına yaklaştığımda; mübarek sağ eli ile geri tarafında duran Âmine annemizi işaret ederek;

Onun yanına git, bizi memnun edersin. Dedi.

Ben de hemen, Âmine annemizin, yanına gidip;

─ Hoş geldiniz, fakat sizi zayıf bir halde gördüm. Bunun hikmeti nedir? Diye sordum.

Âmine annemizde bana;

─ Kızım, Ümmet beni unuttu, Kur’an ve Sünnet’e uymayan isimler koyuyorlar. Kimse bizi hatırlamıyor, yâd etmiyor, dedi.

Daha sonra babamlara, Peygamber (sav) Efendimizin geldiklerini müjdelemek için koşarak Kaleden evimize doğru gittim. Eve yaklaştığımda annem, evin önüne büyük kazanlar kurmuş, bir şeyler hazırlıyordu. Bu arada babam da, annemin yanında olduğu halde bana tebessüm ediyordu. Heyecanlı bir şekilde yanına geldim;

─ Babacığım, yukarıya kalenin oraya Peygamber (sav) Efendimiz ve ashabı gelmiş

Bunun üzerine babam da bana;

─ Evladım, biz bu kazanlar ile onlar için hazırlık yapıyoruz. İnşallah, bugün bize misafir olacaklar. Dedi. Bu şekilde uyandım.

Daha sonra görmüş olduğum rüyamı, babama anlattığımda;

“Kızım görmüş olduğun rüyanda, Kalenin ön tarafındaki çevrili olan alana İnşallah bir Cami yapılacak. Zira o çevrilen alanda duran Bilal-i Habeşi (ra) Hazretleri, İslam’ın ilk müezzini ve ezan okuyanıdır, müezzinlerin şahıdır.

Âmine annemizi zayıf halde görmen ise, onların o güzel isimlerinin, Müslümanlar tarafından kız çocuklarına koymamalarından, hayır ile yâd etmemelerinden kaynaklanıyor. Bundan sonra doğacak kız çocuklarına Âmine annemizin ismini, erkek çocuklarına da Abdullah babamızın ismini koymak gerekiyor.

Kalenin ön tarafında görmüş olduğun alana da inşallah bir camii yaptırılacak. O camii şerifin ismi de, Abdullah Baba-Âmine Ana olarak yazdıracağız.

Böylece, Kıyamet sabahına kadar, orada namaz kılan ümmeti Muhammed’den hâsıl olan sevaptan, onlara da yazılacak”

Diye rüyamızı tabir etti ve aradan çok geçmeden benim rüyamda görmüş olduğum yere cami inşaatına başlanıldı. Camii, şu anda Nevşehir kalesinin hemen alt kısmında şehrin her noktasından görünür bir yerdedir.

Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri kale camini dervişlerine gezdirirken, “Evladım şu taşı görüyor musun? Bu Taş Kabe-i Muazzamanın silueti. Bak burasıda "Müminin kalbi Allah'ın evidir”[1] hadisi şerifinin tecellisi kalp siluetidir. Allah’ın izniyle sizler göreceksiniz zaman geçtikçe derin manaları olan birçok siluetler çıkacak.”  buyurmuşlardır.

Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri Cami yapımında bizzat bulunmuş, taşında kumunda her yerine emeği geçmiş. Taşlar daha bem beyazken üstünde siluetler, şekiller belirmeden önce ustalara taşları koyacakları yeri tarif etmiş. Ama inşaat ustaları taşları Efendi Hz.lerinin söylediği yerlere koymamışlar,  kendi kafalarına göre taşları yerleştirmişlerdir. Üstadımızın gösterdiği şekilde taşlar yerleştirilmiş olsaydı bu silüetler belli bir nizam içinde olacaktı. Yapımının bütün safhalarında bir mürşidi kâmil hizmetine mazhar olan bu cami dergâhı ulûhiyette kıymeti pek çoktur. Böyle bir camide namaz kılmak, orada bulunmak ecir ve sevap olarak ziyadesiyle sağlar. Bizzat Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.lerinin yapılmasına vesile olduğu kale caminde hem namaz kılmış hem de kıldırmıştır.

Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.lerinin manevi makamları Kale caminin hemen yanında olan gül bahçesinin içindedir. Türbesini ziyaret etmenin yanında manevi makamının da muhakkak ziyaret edilmesi gerekir ki manevi makamlarını ziyaret etmenin çok büyük manevi etkisi vardır.

Allah-ü Teâlâ Hz.leri bu mübarek cami şerifin yapılmasına sebep olandan, yaptırandan, emeği geçen bütün Müslümanlardan razı olsun. Âmin

 



[1] Karî, Esrar, s. 260; Sehâvî, s. 308; Aclûnî, II, 129.




Okunma Sayısı : 8668

Soru Tarihi: 4/22/2017

Yorumlar
Muzaffer Gökdemir

Allah ( cc) razı olsun Rabbim orada namaz kılmayı.nasip etsin :(

Bir Yorum Yazın
Adı Soyadı *
E-Posta *
Yorum *