SORULAN SORU

Peygamber Efendimiz ve sahabelerinin kabirlerinin ziyaret âdâbı nasıl olmalıdır? Evliya kabirlerini ziyaret usulüyle aynı mı yoksa farkı var mı?

CEVAP

Fahr-i Kâinat Efendimiz buyurdular ki: "Kim vefatımdan sonra Beni ziyaret ederse, Beni hayatta iken ziyaret etmiş gibidir."

Başka bir hadis-i şerifte; "Kabrimi ziyaret edene şefaatim vacib oldu" buyurmuştur. Bezzar Hazretlerinin bildirdiği başka bir hadis-i şerifte, "Kabrimi ziyaret edene şefaatim helal oldu" buyruldu. "Müslim-i Şerif' kitabında bildirilen hadis-i şerifde, "Bir kimse Beni ziyaret etmek için gelse ve başka bir şey için niyeti olmasa, kıyamet günü, ona şefaat etmemi hak etmiş olur" buyruldu.

Sevgili Peygamberimiz’i ziyaret etme adabı şöyle bildirildi: Medine-i Münevvere şehri uzaktan görününce, salât ve selam getirilir. Sonra; "Allanümme haza haremü nebiyyike, fec'alhü vikayeten li min-en-nar ve emanen min-el-azab ve su-il-hisab" denir. Mümkünse şehre veya mescide girmeden önce gusül abdesti alınır. Güzel koku (esans) sürünülür. Yeni ve temiz elbise giyilir. Çünkü bunlar, tazim ve hürmet ifade ederler.

Medine-i Münevvere’ye mütevazı, vakarlı ve sükûnet hali ile girilir. "Bismillahi ve ala milleti Resulillah" dedikten sonra, kişi İsra suresinin 90. ayet-i kerimesini okumalıdır.

Onun akabinde; "Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed. Vagfir li zünubi veftah li ebvabe rahmetike ve fadilikle" diyerek, Mescid-i Nebevi'ye girmelidir. Sonra Rasulullah Efendimizin minberinin yanında iki rekât tahıyyet-ül-mescid namazı kılmalı, minberin direği, sağ omzuna gelecek şekilde durmalıdır.

Sevgili Peygamberimiz, burada namaz kılardı. Burası, Peygamber Efendimizin kabri ile minber arasıdır. Hadis-i şerifde, "Kabrim ile minberim arası, cennet bahçelerinden bir bahçedir. Minberim, havzım üzerindedir" buyrulmuştur.

Sonra, ziyaret eden kimse Allah-ü Teâlâya, Rasulullah'ın mübarek kabrini ziyaret etmeyi kendisine nasip ettiğinden dolayı secdeye varmalıdır. Duadan sonra kalkıp, Peygamber Efendimizin kabr-i şerifine, hücre-i saadete gelmeli, arkasını kıbleye vererek Rasulullah'ın mübarek yüzüne karşı iki metre kadar uzakta edeble durmalıdır.

Daha fazla yaklaşılmaz. Kişi huşu ve hudu üzere olmalı; Allah-ü Teâlâ’nın Kur'an-ı Kerim’de emrettiği şekilde, Rasulullah Efendimiz hayatta imiş de, yüksek huzurlarında bulunuluyormuş gibi edeb üzere olunmalıdır. Kişi sekinet ve vakarı terk etmemelidir. Namazda gibi durmalıdır.

Efendimizin kabri şerifine edeble varıldığında;

"Esselamü aleyke ya Nebiyyallah! Esselamü aleyke ya Safiyyallah! Esselamü aleyke ya Habiballah! Esselamü aleyke ya Nebiyyerrahmeti! Esselamü aleyke ya Şefi-al ümmeti! Esselamü aleyke ya Hatemennebiyyin!

Allah-ü Teâlâ Sana en yüksek mükâfat ve karşılık ihsan eylesin. Ben şehadet ederim ki, Sen peygamberlik vazifeni yaptın. Emaneti eda ettin. Ümmetine nasihat eyledin. Yakin (ölüm) Sana gelinceye kadar, Allah-ü Teâlâ’nın yolunda cihad eyledin. Allah-ü Teâlâ Sana kıyamet gününe kadar, salât ve selam eylesin.

11 İhlâs-ı Şerife

3 Felak suresi

3 Nas suresi

1 Fatiha suresi

Okunur. Diğer kabir ziyaretlerinden farklı olarak silsileyi şerifeye bağışlama yapılmaz, yalnızca peygamber efendimize bağışlama yapılır. Ya Rabbi! Şu anda burada huzurunda bulunduğum sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed (sav) Efendimizin mübarek pak Latif ruhu şeriflerine hediye eyledim sen vasıl eyle, hissedar eyle, haberdar eyle der. Kendimiz tanıtır ve münacatımızı yaparız.

Ya Rasulullah! Bizler Sana çok uzak yerlerden geldik. Senin kabr-i şerifini ziyaret etmek, Senin Allah-ü Teâlâ’nın katında bize şefaatçi olmanı istemek için geldik. Çünkü hatalarımız bellerimizi büktü. Günahlarımız omuzlarımıza ağır geldi.

Ya Rasulullah! Sen, hem şefaat eden ve hem de şefaati kabul olunansın. Makam-ı Mahmud Senin için vad edilmiştir. Hem, Allah-ü Teâlâ da Kur'an-ı Kerim’de (Nisa suresinin 64. ayet-i kerimesinde mealen);

"Biz, her peygamberi, ancak Allah-ü Teâlâ’nın emri ile (gönderildiği kavmi tarafından) kendisine itaat olunması için gönderdik. Onlar, nefislerine zulüm ettikten sonra, gelirler, Allah-ü Teâlâ’dan af dilerler. Resulüm de onlar için istiğfar ederse, Allah-ü Teâlâ’yı elbette tövbeleri kabul ve merhamet edici bulurlar" buyurmaktadır.

Bizler, Senin huzuruna geldik. Fakat bizler, nefislerimize zulmettik. Günahlarımızın bağışlanmasını diliyoruz. Ya Rasulullah! Allah-ü Teâlâ’nın katında bize şefaat eyle. Ya Rasulullah! Allah-ü Teâlâ’dan, bizim ruhumuzu, sünnetin üzere almasını, yarın kıyamet gününde, Senin ile beraber mahşer yerine gelenler arasına katmasını, Senin havzına gelip, orada Senin havzından içmeyi nasib etmesini dile. Ya Rasulullah! Senin şefaatini istiyoruz" diye dua edilmeli ve "... Ey Rabbimiz! Bizi ve iman ile bizden evvel geçmiş olan kardeşlerimizi bağışla! İman etmiş olanlar için kalplerimizde bir kin bırakma! Ey Rabbimiz! Muhakkak ki Sen, şefkat ve merhamet sahibisin!"mealindeki, Haşr suresinin 10. ayet-i kerimesini okumalıdır.

Sonra selam gönderenlerin selamını iletip; "Esselamü aleyke ya Resulallah! Şu kimse, Senin Allah-ü Teâlâ’nın katında kendisine şefaatçi olmanı istiyor. Ona ve bütün Müslümanlara şefaat eyle!" demeli ve dilediği kadar salâvat okumalıdır.

Sonra yarım metre sağa, Ebu Bekr-i Sıddik Hazretlerinin mübarek başı hizasına gelip; "Esselamü aleyke Ya Halifete Rasulullah! Esselamü aleyke Ya Refikahu Fil-Esfar! Esselamü aleyke Ya Eminehu Alel-Esrar!... denilerek dua edilir.

"Tövbeleri kabul edici bulurlar" kabri şerifi ziyarette,Hazret-i Ebubekir'e selam verdikten sonra, yarım metre sağa, Hazret-i Ömer'in kabrinin hizasına gelmeli ve "Esselamü aleyke ya Emir-el-Mü’minin! Esselamü aleyke ya Müzhir-el-İslam! Esselamü aleyke ya Müksir-el-Esnam!

Allah-ü Teâlâ Sana en yüksek karşılık ve mükâfat versin. Hayatta iken de, ölümünde de İslam’a ve Müslümanlara yardım ettin. Yetimlere kefil oldun. Akrabaya iyilik yaptın. Müslümanlara; onların razı oldukları, hem hidayet üzere bulunan ve hem de insanları doğru yola ileten bir rehber oldun. Onların işlerini derleyip topladın. Fakirlerini zengin yaptın, yaralarını sardın. Allah-ü Teâlâ’nın selamı, rahmeti ve bereketi Senin üzerine olsun!" demelidir.

Sonra Hazret-i Ebubekir’e ve Hazret-i Ömer'e hitaben; "Esselamü aleyküma ya daciayresulillah ve Refikayhi ve vezireyhi ve müşireyhi vel-muavineyni lehu alel-kıyami fid-dini vel-kaimeyni ba'dehu bi-mesalih-il-müslimin! Allah-ü Teâlâ, size en güzel karşılığı versin. Rasulullah'ın bize şefaat etmesini Allah-ü Teâlâ’dan, bizim say'yimizi kabul etmesini, bizi İslam dini üzere öldürüp, yine İslam dini üzere diriltmesini, kıyamet gününde Rasulullah'a yakın olanlar arasında haşr etmesini dilemesi için, Sizi Rasulullah'ın yanında vesile ediniyoruz" demelidir.

Sonra kendisine, ana-babasına, dua isteyenlere ve bütün Müslümanlara dua etmelidir. Bundan sonra Rasulullah Efendimizin mübarek yüzüne karşı durup; "Ey Allah'ım! "Biz her peygamberi, ancak Allah-ü Teâlâ’nın emri ile (gönderildiği kavmi tarafından) kendisine itaat olunması için gönderdik. Onlar nefislerine zulüm ettikten sonra gelirler, Allah-ü Teâlâ’dan af dilerler. Resulüm de onlar için istiğfar ederse, Allah-ü Teâlâ’yı elbette tövbeleri kabul ve merhamet edici bulurlar" (Nisa suresi: 64) ayeti kerimesini okumalıdır.

Ya Rabbi! Senin yüce kelamına uyarak, emrine itaat ederek, sevgili Peygamberinin senin huzurunda bize şefaat etmesini diliyoruz" diye dua ettikten sonra daha önce okuduğu; "Ey Rabbimiz! Bizi ve iman ile bizden evvel geçmiş olan kardeşlerimizi bağışla. İman etmiş olanlar için kalplerimizde bir kin bırakma! Ey Rabbimiz! Muhakkak ki Sen, çok şefkat ve merhamet sahibisin!" mealindeki Haşr suresinin 10. ayet-i kerimesi ile; "Rabbenagfir lena ve li-aba-ina ve li-ümmehatina ve li-ihvaninel-lezine sebeküne bil-imani" "Rabbena atina..." ve "Sübhane rabbike..." ayet-i kerimelerini okuyarak Hücre-i Saadet ziyaretini tamamlamalıdır.

Rasulullah Efendimizin mübarek, latif suretini hayaline getirmeli, kendisini bildiğini, sözünü, selamını ve dualarını işittiğini düşünmeli ve cevap verdiğini, âmin dediğini düşünmelidir.

Esselatü vesselamu aleyke Ya Rasulullah!….

 

 

Mürşid-i Kamillerin , Evliyaullahın , Allah Dostlarının ve Ahirete göç etmiş geçmişlerimizin kabirlerini nasıl ziyaret etmeliyiz ?

Üstadımız Abdullah Baba Hz.lerinin kabrini ziyaret edep ve adabı nasıl olmalıdır?

Türbe yada kabrin başında zikir yapmak biat mıdır? Peygamber efendimiz kabir başında zikir yapmış mıdır?

 

 

 

 

 

 

 




Okunma Sayısı : 6449

Soru Tarihi: 11/20/2016

Yorumlar
Muzaffer gokdemir

MasaAllah Allah (cc) razı olsun rabbim peygamber efendimizin şefaatini bizlere nasip etsin

Bir Yorum Yazın
Adı Soyadı *
E-Posta *
Yorum *