SORU ARA

SORULAN SORU

Abdullah Baba hangi tarikatın şeyhidir? On iki tarikattan mesulse kişi hem Kadiri hem Nakşi dersi alabilir mi?

CEVAP

Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.lerinin ifadesiyle; Tarikat, Allah giden yoldur. Allah-ü Teâlâ Hazretleri:

“Ve Biz, sizin her birinize bir Şeriat ve bir minhac (yol) tayin ettik” [1] buyuruyor. Bu yoldan kasıt Allah’a giden yoldur, yani Tarikat ’tır.

Tarikat, Rasulullah’ın (sav) Efendimizin sünnetlerini ihya etmek ve ahlâkı ile ahlaklanmaktır. Tarikat Pirin piran Efendilerimizin yolundan gitmektir. Dolayısıyla tarikata giren bir kimse Allah’a dostluk yoluna, Allah’a vuslat yoluna girmiş demektir.

Rasulullah (sav) Efendimiz Çihâr Yâr-i Güzîn Efendilerimize dört ayrı tarik göstermiş ve dördünü de bu tarikler üzerinden Allah-ü Teâlâ Hz.lerine vasıl etmişlerdir.

Hz. Ömer ile Hz. Osman Efendilerimiz tarikatlarının uygulaması çok ağır olduğundan dolayı Hz. Ömer ile Hz. Osman’ın tarikleri kaybolmuştur. O tariklerden hiçbir kimse irşad olunmadığı için şimdi onların vekilleri, tasarruf ve irşad ile memur değillerdir.

Peygamber (sav) Efendimiz vakt-i saâdetlerinden Eba-Müslim zamanına gelinceye kadar Tarikat-i Aliye biri gizli ve diğeri açık olmak üzere iki idi.

Eba Müslim’den sonra, oniki tarikat zuhur etmesinin sebebi ve hikmeti şudur:

Fahr-i-âlem (sav) Efendimizin sülalesinden on iki imam zuhur etmiştir. Dördü Hz. Ebubekir(ra)Efendimizin tarikinden ve sekizi Hz. Ali (ra) Efendimizin tarikinden süluk görmüşlerdir. Süluklarindan sonra, bunlarında ciharı yâri Güzin Efendilerimiz gibi, her birilerinin tecellileri başka olduğundan, Cenabı Hak kendi tecellilerine göre keyfiyetsiz olarak birer tarik göstermişti. Bundan dolayı, kendilerine yakın olan kimselere, sırren o tarik üzere telkin buyurur ve sulük gösterirlerdi. Lakin zahirde açıklamazlar, kendileri süluk gördükleri tarikten görünürlerdi. Çünkü o vakitler:

‘Bunlar, Hz. Ebubekir (ra) ve İmam Ali (ra) Hz. leri tarikinden ileri geçip, kendiliklerinden tarik icad ettiler. Tarik-i Muhammediye’yi bırakıp, batıl yola gittiler.’ diye halk arasında bir fesada sebep olmamak için, bunu açıklamazlardı. Bundan dolayı, o zaman iki tarikattan başka, vuslat yolu yoktu. Sonra, yeniden cehalet vakti geldi, çattı ve Eba-Müslim’in ortaya çıkmasına kadar, mü’min ve muvahhit olan kimseler, hücrelerinde ibadet ve ta’atle meşgul olmaya ve hallerini kimseye açıklamamaya başladılar.

Eba- Müslim’in ortaya çıkması üzerine, kitapların haber verdikleri gibi şeriat-ı mutahhara, ilerledi, doğuyu ve batıyı tuttu. O zaman fasıklar, facirler ve münafıklar birer tarafa dağıldılar ve perişan oldular. Bundan sonra, mezkûr imamların her birerlerinin tecellisinde bir pir zuhur etti ve 12 tarik böylece meydana çıktı. [2]

Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri;

“Allah’ın bütün evliya kulları Muhammed-ül Mustafa’nın tellallarıdır. Efendimiz (sav) sevilmedikçe, sünnetleri ihya edilmedikçe Allah’ı sevmek mümkün değildir. Zira tarikat-ı aliyenin bânisi (kurucusu) Rasulullah (sav) Efendimizdir.

O’ndan sonra Hazreti Ebubekir (ra) ve Hazretleri Ali (kvc) Hazretleri tarafından, iki koldan kıyamete kadar devam edecek olan bu mübarek yol, çeşitli isimlerle anılmışlardır. Örneğin; “Kadiri, Rufai, Nakşibendi, Mevlevi… gibi” (Allah onlardan razı olsun). Ancak bunlar arasında hiçbir zaman ayrıcalık yoktur. Gaye, Allah ve Resulü’ne vasıl olabilmektir.

Bunun gayrında, kendisine menfaat sağlamak için çalışanların sonu, hem bu dünyada hem ahirette hüsrandır. İnsanlar bu hüsrana uğramak istemiyor iseler, kendilerine, Allah-u Teâlâ Hazretlerinin sıfatlarında fani olmuş, Rasulullah (sav) Efendimizin varisi olan, Velayet veya Veraset nuruyla kemale ermiş, irşada yetkili bir zât bulmalıdır. Değilse hakikate ermek mümkün değildir.” Buyurmuşlardır.

Günümüzde bu tarikat yolunda, bu Allah’a vuslat yolunda temel olan on iki yol vardır. Dört Tanesi Hz. Ebubekir (ra) Efendimizin meşrebinden gelir, sekiz tanesi Hz. Ali (kvc) Hz.lerinin meşrebinden gelir.

1-        Abdülkadir Geylani (ks)                      Geylani

2-        Ahmet el Kebiri Rufai (ks)                   Rufaii

3-        Ahmet el Bedevi (ks)                           Bedevi

4-        İbrahim Dussuki (ks)                            Dussuki

5-        Hasan Aliyüs Şazeli (ks)                      Şazeli

6-        Bahaüddini Nakşibendi (ks)                 Nakşibendi

7-        Necmüddüni Kübra (ks)                       Kübrevi

8-        Mevlana Celaaddini Rumi (ks)             Mevlevi

9-        Muhammet Bektaşi (ks)                       Bektaşi

10-     Hacı Bayram Veli (ks)                           Bayrami

11-     Sadüddin Cibavi (ks)                            Sadiye

12-     Aziz Mahmud Hudayi (ks)                     Celveti

Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri Hem Kadiri Hem Rufai meşrepli bir Mürşidi Kamil bir zattır. Mürşidi Kamil olma sürecinde Bilal Baba’dan Kadirilik meşrebini, Çorumlu Hacı Mustafa Efendi Hz.lerinden Rufailik meşrebini almıştır. Cennet mekân dokuz pirandan irşat yetkisi alarak ders verme salahiyetine sahiptir.

Kişi hem Kadiri hem Nakşi dersi alabilir mi?

Kişi bir mürşidi kâmile müntesip olduysa istidadı hangi yöne meyilliyse üstad kişiyi o yönde o istidat üzere yetiştirir. İlla nakşi dersi ayrı kadiri dersi ayrı olacak diye bir kaide yok. Üstadımıza dokuz piran yetki verdiği için kişinin istidadı hangi yöndeyse o yönde yetiştirir. Dersini değiştirecekse de o mürşidi kâmil değiştirir.

 

 

Konuyla ilgili benzer sorular:

Peygamber Efendimiz zamanında tarikat var mıydı? Varsa eğer Peygamber Efendimizden itibaren tarikatlar bu güne kadar nasıl gelmiştir?





[1] Maide Suresi 48

[2] Miftah-ül Kulüb syf 220




Okunma Sayısı : 13701

Soru Tarihi: 5/2/2017

Yorumlar
Bu soruya ait yorum bulunmamaktadır.
Bir Yorum Yazın
Adı Soyadı *
E-Posta *
Yorum *