SORU ARA

SORULAN SORU

Anneler Günü, Sevgililer Günü, Evlilik Yıl Dönümü gibi günleri kutlamakta bir sakınca var mıdır? İslam da bu günleri kutlamanın yeri nedir? Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri bu konu hakkında bir görüşü var mıdır?

CEVAP

 

Böyle günlerin önünde ve sonunda İslam’ca kutsal sayılacak değerler dahi olsa bu günlerin nereden geldiği, nereye hizmet ettiği çok önemlidir. Ölçümüz Kuran ve sünneti Resulullahtır. Anne kavramı İslam’da ne kadar önemli olsa da bu günlerin kutlama amacı ne olduğu, kime benzediğimiz, nereye hizmet ettiği çok önemlidir.

Böyle günlerin kutlanmasında altında yatan ya bir papazın ya rahibenin yaşadığı bir olay ya da kapitalist sistemin bize oynadığı bir alışveriş oyunu dahası deist bir kültürün âdetidir. Kapitalist düzen bugünleri gayr-i İslami bahanelerle insanları tüketime teşvik ederek bir taşla iki kuş vurmaktadır. Hem gayr-i İslami günleri bizlere dayatmakta hem de insanları alışveriş çılgınlığına sürükleyip, gereksiz harcamalar yaptırmaktadır.  Bugünler ardı ardına devam etmekte, biri bitip diğeri başlamaktadır.  Reklam sektörünü de kullanarak insanları uyuşturmaktadırlar.

Müslüman ölçüsü Kuran’dır, sünnet-i Resulullahtır. Müslüman böyle sömürü araçlarına, tüketim çılgınlığına araç olmayan kimse demektir. Hediyeleşmek, Peygamber Efendimizin de sünneti ve tavsiyesidir. Rasulallah (sav) Efendimiz, sahabelerinden gelen hediyeleri kabul etmiş, kendisi de çevresindekilere hediyeler takdim etmiştir. Öyle bir güne bağlı kalarak da değil.

Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur:

“Hediyeleşin, birbirinize sevginiz artsın.”[1]

“Hediyeleşin, birbirinizi sevin ve birbirinize yiyecek hediye edin. Bu rızıkta genişlik hâsıl eder.” [2]

Hediyeleşmek çok güzel bir adettir. Özellikle bunu sünneti ihya etmek için yaparsak Allah’ın rızasına talip olmuş oluruz ki bu tarifi olmayan manevi güzellikleri getirir.

Fakat hediyeleşmeyi birilerinin belirlediği bir takvime bağlamak, o tarihlerde hediye almayı kendine zorunlu olarak görmek ya da hediye beklemek İslam’a uygun bir şey değildir. Bu İslam’ın yozlaştırılmasıdır, kültürel bir erozyondur. Müslüman bir hediye takdim edecekse de böyle günleri vesile ederek hediye takdiminde bulunmaz.

Böyle bir günde hediye geldiyse karşıdaki insanın kalbini kırmadan güzel bir şekilde durum izah edilir. Israr edilirse alınır bir daha kabul etmeyeceğimiz ifade edilir.

Ne var böyle günleri kutlasak ne olur diyenlere; Sen bu günleri kutlamakla bir başkasının kültürünü benimsemiş, o kültürün dayatmasına boyun eğmiş oluyorsun. Sevgililer günü, anneler günü gibi o günü bu günü kutlayanlar, mübarek gün ve gecelere gelince bunların İslam’da yeri yoktur diyorlar.

Peygamber Efendimiz (sav);

“Her kim bir topluluğa benzerse (onların giyindiği gibi giyinirse, gittiği yolda giderse ve onların işlediği fiilleri işlerse), (günah ve sevap bakımından) o da onlardandır.”[3] Buyurmaktadır.

Kâfirlerin gelenek ve göreneklerinden, ibadetlerinden, ahlâkları gibi konularda onlara benzemek haramdır.

Müslümanın bir duruşu olması lazımdır.

Maalesef müslüman her namazda okuduğu Fatiha suresinden bile habersiz. Tırnak kesiminden tutunda hayatımızın her safhasına kimleri takip etmemiz gerektiği, kimlere benzememiz gerektiği, her rekâtta okuduğumuz Fatiha suresinde bakın bizlere nasıl tembih buyuruluyor.

“Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil” [4]

Cenabı Rahmanın nimet verdiklerimin yoluna derken;

İnsanlık tarihi boyunca, tevhit sancağını elden ele taşıyan Peygamberlerin ve onların izinden yürüyen Mürşidi Kamillerin, âlimlerin, şehitlerin, sâlihlerin yoluna...

Gazaba uğramışların yoluna derken;

Yahudilerin ve Hristiyanların değil, hakikati pekâlâ bildikleri hâlde, dünyaya ve dünya nimetlerine aşırı bağlılıkları yüzünden ilâh-î iradeye başkaldıran; heveslerini ilâhlaştıran azgınların yoluna değil…

Müslüman’ın, kendilerine gazap olunan Yahudilerin, sapıklığa uğramış Hıristiyanların, Allah’ın azamet ve gücünden korkmayan ve İslâm ile gurur duymayan fasıkların sapıklıklarına düşmemesi için ferasetli olması gerekir.

Sevgililer günü ve buna benzer anneler günü babalar günü kutlamak onların yoluna uymaktır. Böyle güzellikler sadece bir güne sığdırılmamalıdır. Sadece bugün için eşlerinize veyahut dinimizce haram olan gayr-i meşru ilişkililere özel sevgi gösterilmemelidir. Her zaman sevgi gösterilmelidir!

Gayr-i müslimlere benzemekten sakınmak, İslâm şahsiyet ve vakarını muhafaza etmenin en mühim şartlarından biridir. Bu zarurîdir. Bunun içindir ki Peygamber Efendimiz ibadetlerde, günlük yaşantımızda gayr-i müslimlere benzemeyi yasaklamıştır. Zira gayr-i müslimlere benzemek, onların nefsani hayat tarzlarını taklit etme hastalığı, imanı tehlikeye atma hususlarından biridir. İman temelindeki çözülmelerin, fikrî ve ahlâkî yozlaşmaların birçoğu, bu tür taklitlerden başlar. Taklit, zamanla alışkanlık ve huy hâline gelir. Müslüman; hayatının her safhasında İslam şahsiyetine, karakter ve vakarına yakışır bir duruş sergileyip gayrimüslim adetlerinden uzak durmakla mükelleftir.

Şuan özellikle İslam’ın yaşandığı beldelerde haramlar o kadar normalleşti ki günlük hayatlarında İslam’ı yaşamak isteyen insanlar aşırılık ve yobazlıkla itham edilir hale gelindi. Böyle günleri kutlamadığınız da en acısı da ilk tepkiyi verenlerde genellikle içimizde insanlar olmakta.

Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.lerine birisi gelip, babalar gününüz kutlu olsun Efendim deyince;

“Efendi Baba Hz.leri taaccüp edip bizde anneler günü, babalar günü gibi günler olmaz evladım. Bunlar hep sonradan İslam’a katılmış şeylerdir. Annelerimiz, babalarımız bizim başımızın tacıdır. Bir gün değil her zaman hürmet ederiz. Zira onların rızasını almazsak, onların gönüllerini etmesek cennete gidemeyiz.” Buyurmuşlardır.

Evlilik yıl dönümünü kutlamak;

Ne peygamber efendimiz (sav) ne de Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri evlilik yıldönümü diye bir günü kutlamamış, yâd etmemiştir. Böyle günleri kutlamak adına Müslümana yakışan hal ve hareketlerden uzaklaşıp, eşlerin şımarık tavırlara bürünüp bayağı bir şeklide hareket etmeleri davası İslam olan insanların şiarı değildir. Bu adetlerin bize nereden geldi, neden bize dayatıldığına dikkat etmemiz gerekir. Annelerimiz babalarımızda evlilik yıldönümü diye bir şey var mıydı?

Doğum Günü Kutlamak;

Doğum günü kutlamasında bir beis yoktur, kutlanabilir. İbni Abbas (ra);

“Rasulullah Efendimiz, mevlid gecelerinde Ashap-ı kirama ziyafet verir, dünyayı teşrifindeki ve çocukluk zamanındaki hallerini anlatırdı.” Buyurmaktadır.

Ancak gayr-i müslimler gibi pasta kesmek, özellikle de mum yakmak uygun bir davranış değildir.

Cennet Mekân üstadımız Abdullah Baba (ks) Hz.leri;

Doğum günü kutlamakta bir mahsur yoktur. “Şimdi çocuklar pasta isterlerse alın fakat kesinlikle mum yakmayınız. Mum yakmak üflemek dinimizde yoktur. ” diyerek bizlere öğüt vermişlerdir.

İnsanlar doğum günü kutlamak adına toplanabilir, yemek ikram edilebilir,  israfa kaçılmadığı müddetçe hayır dua almak kastıyla cemiyetler düzenleyebilir. Bununla beraber yapacağınız doğum gününün mubah olması için, haramlardan soyutlamanız şarttır.

Bunları yapan abilerimiz, ablalarımız var derseniz, yanlışın emsali olmaz. Bir yanlış abimiz ya da ablamız yapıyor diyerek doğru olmaz. Ölçümüz Kuran, sünnet-i Rasulallah ve üstadımızın tavsiyeleridir gayrısı bizi bağlamaz.

Sevgililer günü, yılbaşı gibi gayr-i müslim kültürü içinde yer alan, temellinde bir gayr-i müslimi anmak olan günleri kutlamak da uygun değildir.

 


[1] İmam Mâlik, Muvattâ, Hüsnü’l-Huluk, 16

[2] Kütüb-i Sitte

[3] Ebû Dâvud, Libâs, 4/4031.

[4] Fatiha Suresi 6,7





Okunma Sayısı : 1096

Soru Tarihi: 3/5/2023

Yorumlar
Azmi Demiralp

Malumunuz bilginin zekatı paylaşmaktır. Bu bilgileri bizlerle paylaştığınız ve Allah ın izniyle de bizleri bilgilendirdiğiniz için Allahu teala bilginin zekatı olarak hanenize yazar inş. Peygamber efendimizin bu konular hakkındaki icraatlarını aktardınız. Bizler Peygamber efendimizden, Manevi babamız hacı Abdullah (ks) h.z lerinden ve sizlerden razıyız, Allah da sizlerden razı olsun, çok çok tşkrlr güzel insanlar.

Derviş

Allah razı olsun inşallah ne güzel bilgilendik. Rasulullah Efendimiz'in Mevlid gecelerinde ashab-ı kirama ziyafet verdiğini ikramda bulunduğunu bilmiyorduk. Elhamdülillah sayenizde öğrendik. Allah bilginizi artırsın...

Mehmet Gül

Rabbim razı olsun Hocam Allahu zülcelal bizleri Kendine lâyık kul Habibine lâyık ümmet Abdullah Babama lâyık manevi evlat olmayı nasip eylesin fiemanillah 🌹

Züleyha Özkaral

Allah razı olsun

Bir Yorum Yazın
Adı Soyadı *
E-Posta *
Yorum *