Her yıl mart ayında düzenlenen vuslat programına katılmak için, yollarda yoğun kar yağışı ve buzlanma tehlikesi olmasına karşın uzun yollardan gelecek kardeşlerimizin ne yapması gerekir. Biz 200-250 kişi yola çıkarız, risk alırız, biz tevekkül ederiz mi demesi gerekir? Abdullah Babam K.S. böyle mi yapardı, yoksa -evladım siz ne olursa olsun yola çıkın- mı, derdi? Yoksa dervişlerinin ayağına bir çakıl taşı bile değmesinden üzüntü mü duyardı?
Aşk fedakârlık ister. Aşk sadakat ister. Aşk zorluklara, meşakkatlere katlanmak ister. Aşk sınır tanımaz. Bunları yapabilirsen aşktan bahsedebilirsin.
Ferhat şirin için dağları delmedi mi?
Mecnun Leylası için çöllere düşmedi mi? Ne için uğraştılar. Niye bu kadar sıkıntıya katlandılar. Dertleri neydi?
Tek bir gayeleri vardı bu dünyada; o da vuslata erebilmekti.
Bizlerinde tasavvuf yolunun yolcuları olarak Rabbimize olan vuslatımızda en büyük binitimiz, en güçlü yakıtımız aşktır. Aşk olmadan vuslat olmaz.
Aşk eri Hz. Mevlana’nın dediği gibi;
“Aşk, davaya benzer, cefa çekmek de şahide. Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki.”
Aşk sadakat ister! Üstadımıza seviyoruz diyoruz, aşığız diyoruz. Engel ne o zaman. Kimse bizden dağları delmemizi, çöllere düşmemizi istemedi. Üstadımıza olan sevgimizin, sadakatimizin bir nişanesi olarak yollara düştük.
13. Vuslatını idrak ettiğimiz bu sene ve geçmiş senelerde binlerce insan Nevşehir’e Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.lerinin huzuruna gelmiş, Allah (cc) hamdü senalar olsun ki yolculuğu engelleyecek hiçbir zorlukla hiçbir meşakkatle karşılaşılmamışlardır. Velev ki karşılaşılsa ne olur ki
Bakın ne güzel buyurmuş Şems-i Tebrizi Hz.leri;
Sevmeyene karınca yük, sevene filler karınca. Dağı bile taşır insan aşık olup inanınca.
Kişi sevdiğine varma yolunda çektiği meşakkatten bahsetmeye bile edep etmez mi? Aynı tarihler de oğlunuzun yemin töreni olsa idi ya da kızınızın mezuniyet töreni kaç tanemiz yolculuğunu iptal ederdi bir düşünelim?
Her yıl nice insan Hz. Mevlana’nın vuslatı olan Şeb-i Arus programlarına katılarak, Aşk eri Mevlana’nın huzurundan bir nebze sebeplenebilmek için 7-17 Aralık tarihleri arasında kar, kış, tipi demeden akın akın gelmektedirler.
Aynı şekilde Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.lerinin vuslatı olan mart ayının on dördünde uzak yakın ülkemizin çeşitli beldelerinden ve dünyanın çeşitli ülkelerinden sevenleri “ Ancak çağırdıklarımız bizim yanımıza gelebilir” hitabına mazhar olabilmek için ateşin sevdasına düşmüş bir pervanenin misali Nevşehir’e büyük bir coşkuyla gelmektedirler.
Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.lerinin sağlığındayken Hz.Mevlananın Vuslat programı düzenleyecektik. Yaşanan olumsuzluklardan dolayı programı iptal etmek için cennet mekana başvurduğumuzda “ Evladım Mevlana Hz.lerini şahsiyeti maneviyesini incitmeyin. Vuslat programını icra edin inşallah.” demişti.
Üstadımıza olan sadakatsizliğimizi ve vefasızlığımızı kendi nefsani bahanelerimizin arkasına sığınarak ifade edeceksek bu da şahsi tercihimizdir.
Şunu da unutmamalıyız ki;
Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.leri yaşarken bizleri ayağına çağırmaz mekânında oturup “siz gelin de beni görün” demezdi. Bir keresinde bir dervişine “Ah o gözyaşlarınız yok mu o gözyaşlarınıza dayanamıyoruz da ta Nevşehirlerden kalkıp buralara geliyoruz” diyerek latife yaptığına şahit olmuştuk.
Üstelik çoğu zaman özel araçlarla da değil otobüsler ile biz acizlerin cahillerin ayağına gelen bir üstattan bahsettiğimizi de hatırlatmak isteriz.
Abdullah Baba (ks) Hz.leri yaz demeden kış demeden, dağ demeden şehir demeden, ülke sınırları içinde ve dışında ne kadar dervişi varsa kendisi bizzat ayaklarına gitmiş iken tüm meşakkatleri göze alıp kilometrelerce yolu katetmiş iken senenin bir günü onu huzurunda ziyaret etmeyi nefsine zulüm görenlerin vefasızlığı aşikârdır.
Son sözleri yine Aşkeri Mevlana’mız söylesin inşallah
”Vefa nedir bilir misin?
Vefa arkanda bıraktığını, giderken yaktığını yabana atmamandır.
Vefa; dostluğun asaletine, dua sonrası verilen sözlere, hayallere ihanet katmamandır.
Vefa; ötelerin sonsuz mükâfatı karşısında, cehennemi hafife almaman, ulvi güzellikleri DÜNYAYA SATMAMANDIR.”
Unutma !
Sakın Cefa yüzünden Vefayı Terk Etme…. 1
1 H. Şirazi