SORU ARA

SORULAN SORU

Evde muhabbet kuşu, balık, köpek gibi evcil hayvanları beslemek caiz midir?

CEVAP

Cenab-ı Zülcelal Hz.leri insanlara çeÅŸit çeÅŸit nimetler bahÅŸetmiÅŸtir. Bu nimetlerden bir tanesi hayvanlardır ki insanlara faydalı olması için yaratılmıştır.

“Allah, kimine binesiniz, kimini yiyesiniz diye sizin için hayvanları yarattı. Onlarda sizin için daha nice faydalar vardır. Gönüllerinizdeki bir arzuya, onlara binerek ulaşırsınız. Onların ve gemilerin üzerinde taşınırsınız.” [1]

Bu nimetlerden faydalanma adına evininin bahçesi müsait ise kiÅŸi tavuk besleyebilir. Bu tavuÄŸun etinden, yumurtasından faydalanır.

Koyun, keçi, deve ve sığır gibi hayvanları besleyebilir. Bu hayvanların etlerinden ve sütlerinden, yünlerinden faydalanılır.

At, katır ve eÅŸek gibi hayvanları besleyebilir. Bu hayvanları günlük iÅŸlerimizde eÅŸyalarımızı ve kendimizi, bir yerden, bir baÅŸka yere taşımaları için kullanabilir.

Pe ki evde baktığımız muhabbet kuşu, akvaryumda beslediğimiz balığın neyinden faydalanacağız?

Fetvada bu tür meselelere caiz denilmiÅŸse de takva ehli için bu tür iÅŸlere girmek pek hoÅŸ olmayan davranışlardır.

Fetvada Kafeste kuÅŸ beslemekte (özellikle çocuklar için)  bir beis yoktur. Küçük çocukların kısa bir zaman kuÅŸla eÄŸlenip oynamaları bu yasaktan ayrı tutulmuÅŸtur. Henüz kuÅŸları seyredip, eÄŸlenen oynayan,  çocuklarının bu hâli, onlar için bir zaman israfı sayılmamıştır Çocuklar için bu durum, o mahlûku tanıma fırsatı olarak görülmüÅŸtür.

Bunun ÅŸartı da çocuÄŸun kuÅŸa eziyet etmesine meydan ve fırsat vermemek, hayvanın ıstırap çekmesine sebep olmamaktır.

Peki, köpek ve diÄŸer evcil hayvanların beslemenin hükmü nedir?

Ä°çinde köpek bulunan eve rahmet meleklerinin girmeyeceÄŸi, ev sahibinden her gün bazı sevapların azalacağı, ancak av, sürü ve bekçilik gibi ihtiyaçlar için köpek beslemenin caiz olduÄŸu gibi hadis-i ÅŸerifler vardır. Ayrıca salya ve tüyleri her tarafa bulaÅŸacağından ibadetlerimize ve saÄŸlığımıza zarar verme ihtimali de vardır. Bu sebeple ihtiyaç yoksa evin dışında da olsa köpek bulundurmak doÄŸru deÄŸildir. Ä°htiyaç yokken köpek beslemek haram deÄŸildir, fakat hafif mekruhtur. Fıkıh lisanında buna “tenzihî mekruh” denilir.

Resûl-i Ekrem (sav) Efendimiz ÅŸöyle buyuruyor: "Av, tarla, bahçe, sürü köpekleri müstesna olmak üzere köpek besleyen kimsenin sevabından her gün bir miktar eksilir." [2]

Köpek bulunan eve melek girmediÄŸini bildiren hadisler de göz önünde bulundurulduÄŸunda, koruma ve avlanma gibi bir ihtiyaç bulunmadan evlerde köpek beslemek Ä°slâm’da menedilmiÅŸtir.

Evde köpek beslemenin yasaklanmasının en önemli hikmetlerinden birinin temizlik ve saÄŸlık konusu olduÄŸu söylenebilir. Köpek ne kadar temizlenirse temizlensin yine de tabiatı gereÄŸi tam hijyenik bir vasfa büründürülmesi zordur. Bunun yanında köpek evdeki küçük çocuklar ve özellikle kundaktaki bebekler için tehlike kaynağıdır.

Ä°çinde köpek bulunan eve meleklerin girmemelerinin sebebi onların pis kokmaları, pislik yemeleridir. Bundan dolayı gereksiz yere köpek edinen kimse evine melek girmekten mahrum bırakılmak suretiyle cezalandırılmıştır. [3]

Resûl-i Ekrem (sav)'e hizmet eden Havle (ra) adında bir hanım vardı. Åžöyle rivayet etmektedir:

 "Resûlullah (sav)'in evine bir köpek yavrusu girdi. Evdeki sedirin altında saklandı ve orada da öldü.

Üç, dört gün Hazret-i Cebrâil (as) Peygamber Efendimize vahiy getirmeyince, Resûl-i Ekrem (sav) ev hizmetini yapan Havle (ra)'ya bu durum ile ilgili olarak sordu:

 "Ey Havle! Evimde ne gibi bir hâdise oldu ki Cebrâil (as) bana gelmiyor?" dedi.

Havle (ra) bunun üzerine:

"Ya Resûlullah müsâade edersen evi süpüreyim!" diye izin isteyince, ona evi süpürmek için izin verdi. O temizlik iÅŸini yapıyordu ki sedirin altında bir ölü köpek yavrusunu çıkarıp dışarıya attı.

Resûlullah Efendimiz o ânda geldi, bütün vücudu titriyordu ve; "Ey Havle, hemen üzerimi ört." dedi. Bunun üzerine Cenâb-ı Hakk Duhâ Suresi’nin 3. ayetine kadar indirdi. Resûl-i Ekrem (sav) Cebrâil (as)'a;

"Ey kardeÅŸim! Niye geciktin? diye sordu. Cebrâil (as) da;

"Yâ Resûlullah! Biz, içinde köpek olan eve gelmeyiz!" dedi. [4]

GörüldüÄŸü üzere kafeste kuÅŸ beslemek olsun, akvaryumda balık beslemek olsun yada evde evcil hayvan bakmak olsun,  Fetvalarda  bu tür meselelere bazı âlimlerce caiz denilmiÅŸse de takva ehli için bu tür iÅŸlere girmek pek hoÅŸ olmayan davranışlardır. Takva ehli olan ÅŸuurlu bir Müslümanın böyle boÅŸ iÅŸlere ayıracak ne vakti vardır ne de parası. Bu tür iÅŸler ÅŸeytanın birer aldatmacasıdır. Åžeytan kiÅŸinin hayır ve hasenatla geçirecek olan vakti ve parasını bu tür iÅŸler de harcatıp bitirmesi için çalışır.

Ebu Hureyre (ra) anlatıyor:

"Rasulullah (sav) bir güvercinin peÅŸine düÅŸüp onunla eÄŸlenen bir adam görmüÅŸtü.

"Bir ÅŸeytan bir ÅŸeytaneyi takip ediyor!" buyurdular." [5]

Halife Hazret-i Osman (ra) zamanında Medine’de güvercin merakı alıp yürüdüÄŸünden bahsedilince, durumu tahkik ettiren Hazret-i Osman (ra), derhal yasak koymuÅŸ, güvercinle uÄŸraÅŸmayı faydasız iÅŸle faydalı zamanı imha etmek olarak izah ederek zaman israfçılarını cezalandırmıştır.

Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.leri; evde akvaryum da balık, kafeste kuÅŸ bakılmasını hiç iyi görmez bu tür hayvanları besleyen evlerde bereket olmayacağını ifade ederdi.

Bazı rivayetlerde de bu hayvanların evlerde beslenmesi fakirlik sebebi olarak gösterilmiÅŸtir.

Ä°mam-ı Birgivî Hazretleri, kafeste kuÅŸ hapsedip, onunla eÄŸlenmeyi günahlardan saymış, afatlar arasında zikretmiÅŸtir.

Åžimdi bu iÅŸleri pazarlamaya çalışanlar “bu hayvanlar dışarı hayvanı deÄŸil doÄŸa da kendi başına yaÅŸayamaz” diyorlar. Allah-u Teâla bu kuÅŸları gökten kafesle mi indirdi? Dünyanın çeÅŸitli yerlerinde yaÅŸama ortamı olan bu hayvanlar sahiplerinin ÅŸahsen duyduÄŸu zevk, ferden hissettiÄŸi lezzet uÄŸruna anavatanlarından kopartılıp bizlere pazarlanmaktadırlar. Biz talepte bulunmasak bu hayvanlar anavatanlarından koparılmayacaktır.

Rabbim bizleri ÅŸuurlu Müslümanlardan eylesin inÅŸallah…

 



[1] Mü’min Suresi 79-80

[2] Buhari, Sahih, Zebaih, 6; Müslim, Sahih, Müsakat, 46, 50, 56-58

[3] Nevevî, Åžerhu'l-Müslim, Kahire, 1347-49/1929-30, XIV, 84; Aynî, Umdetü'l-Kârî,  Kahire 1348, XV, 139

[4] Tefsir-i Kurtubî, c.10, s.71-83, Siretü'l-Halebiyye, c.1, s.349.

[5] Ebu Davud, Edeb 65, (4940); Ä°bnu Mace, Edeb 44, (3765) ; Kutub-i Sitte, 5331




Okunma Sayýsý : 6973

Soru Tarihi: 2/16/2017

Yorumlar
Bu soruya ait yorum bulunmamaktadýr.
Bir Yorum Yazýn
Adý Soyadý *
E-Posta *
Yorum *