Ä°nsan farz namazlarla belli bir ölçüde Allah’a (cc) yaklaşır. Nafile namazlarla da Allah-ü Teâlâ Hazretlerine yakınlığımız ziyadeleÅŸir. Farzlarda eksiÄŸi ve kusuru olan insanın, nafilelerle onları telafi etme fırsatı olduÄŸu için,  nafile namazlar çok önemlidir.

 

Ebu Hureyre’nin (ra) rivayet ettiÄŸi bir hadis-i kutside Rasulullah (sav) Efendimiz diyorlar ki:

 

Allah-ü Teâlâ:

 

“Bir de, kulum nafileler ile Bana yaklaşır ha yaklaşır ve nihayet öyle bir hâle gelir ki artık Ben onu severim. Onu sevince de, onun iÅŸiten kulağı, gören gözü, tutup yakalayan eli olurum (Yani; onun iÅŸitmesi, görmesi, tutması, yürümesi doÄŸrudan doÄŸruya meÅŸîet-i hassa dairesinde cereyan etmeye baÅŸlar.) Böylesi bir kul Benden bir ÅŸey isterse istediÄŸini muhakkak ona veririm. Bana sığınırsa onu hıfz ve sıyanetim (korumam) altına alırım” buyurmuÅŸtur.

 

Åžimdide bizleri Allah’a (cc) yaklaÅŸtıracak nafile namazlara deÄŸinelim.

 

Sabah namazını kıldıktan sonra kerahet vakti çıkıncaya kadar Allah’ı (cc) zikredelim. GüneÅŸ doÄŸduktan kırk beÅŸ dakika sonra iÅŸrah namazını kılalım.

 

Peygamber Efendimiz (sav) buyururlar ki;

 

“Her kim ki cemaatle sabah namazını kılar. Namazdan sonra güneÅŸ doÄŸuncaya kadar (cemaatle veya tek olarak) zikrullah yapar. Bundan sonra da iki rekât namaz kılarsa; onun için tam bir hac ve umre sevabı vardır! Tam bir hac ve umre sevabı vardır! Tam bir hac ve umre sevabı vardır!

 

GüneÅŸ doÄŸup bir miktar yükseldikten sonra öÄŸle namazına kadarki süre içinde kalan zamanda duha namazını kılalım.

 

Rasulullah (sav) Efendimiz bu namaz hakkında:

 

“Duha namazına ancak evvab (kendini Allah’a (cc) adayan) kiÅŸi devam eder”  buyurmuÅŸtur.

 

ÖÄŸle namazının son iki rekât sünnetini dört rekât olarak kılalım. Çünkü öÄŸle ve yatsı namazının son sünnetlerini iki rekâttan dört rekâta tamamlamak müstehaptır.

 

Rasulullah (sav) Efendimiz bu namazın ehemmiyetine temas ederek:

 

“Kim ÖÄŸleden önce dört, öÄŸleden sonra da dört rekât namaza devam ederse Allah (cc) muhakkak onu ateÅŸe haram kılar”, buyurmuÅŸtur.

 

AkÅŸam namazından sonra altı rekât evvabin namazına devam ederek, Allah Rasulü’nün müjdelemiÅŸ olduÄŸu aÅŸağıdaki hadisi ÅŸerifin sırrına mazhar olalım.

 

“Kim akÅŸam namazından sonra altı rekât namaz kılarsa denizköpüÄŸü kadar olsa bile günahları bağışlanır.”

 

Yatsı namazının son iki rekât sünnetini dört rekât olarak kılalım. Zira yatsı namazının son iki rekâtını dörde tamamlamak müstehaptır.  

 

Cenab-ı Peygamber Aleyhissalatü Vesselam Efendimiz bu namazın faziletini beyan ederek:

 

“ÖÄŸlenin farzından önce kılınan dört rekât, yatsının farzından sonra kılınan dört rekât namaz gibidir. Yatsıdan sonra kılınan dört rekât namaz, Kadir Gecesi’nde kılınan dört rekât namaz sevabına eÅŸittir”, buyurmuÅŸtur.

 

Geceleyin kalkarak Teheccüd namazını eda edelim. Teheccüd namazının ardından sabah namazına kadar zikrullah ile meÅŸgul olalım.

 

“Gece namazı kılmalısınız. Çünkü bu sizden önceki salihlerin âdetidir. Zira gece namazı kiÅŸiyi Allah’a (cc) yaklaÅŸtırır, günahlardan alıkor. Kötülüklere kefarettir. Bedenden hastalıkları giderir”, hadisini unutmayalım.

 

Bu namazlar hariç bir de özel durumlarda kılınan nafile namazlar vardır. Åžöyle ki:

 

Asr-ı Saâdet döneminde güneÅŸ tutulması vaki olmuÅŸtur. Hazreti AiÅŸe Validemiz bu hadise esnasında vukuu bulan durumu ÅŸöyle nakletmiÅŸlerdir:

 

Peygamberimiz Efendimiz (sav) zamanında güneÅŸ tutulmuÅŸtu. Hemen kalkıp halka namaz kıldırdı. Namazda kıraati uzun tuttu. Sonra rükûya gitti. Rükûyu da uzun tuttu. Sonra başını kaldırdı. Bu sırada da uzun okudu. Ancak bu okuyuÅŸu öncekinden daha kısa idi. Sonra tekrar rükû yaptı ve rükûyu uzattı. Ancak önceki rükûdan kısa idi. Sonra başını kaldırdı. Sonra iki secde yaptı. Sonra kalkıp birinci rekâtta yaptıklarını aynen yaptı. Sonra selam verdi.

 

GüneÅŸ açıldıktan sonra yerinden kalkıp, hitaben ÅŸöyle buyurdu:

 

“Bilesiniz ki güneÅŸ ve ay bir kimsenin ölümü veya hayatı için tutulmaz. Onlar Allah’ın ayetlerinden iki ayettir. Kullarına gösterir. Bunların tutulduÄŸunu görünce namaza koÅŸun.”

 

ibn-i Mes’ud, Ibn-i Ömer, Sümre ve Ebu Musa el- EÅŸari (ra)’den:

 

“GüneÅŸ tutulmasında, Rasulullah (sav) diÄŸer namazlarımız gibi bize iki rekât namaz kıldırdı ve cehren (açıktan) okumadı.” dediler.

 

Bu rivayetlerden anlamaktayız ki güneÅŸ ve ay tutulması, Allah’ın varlığının ve kudret sahibi olduÄŸunun delili ve ispatıdır. Burada yapılacak iÅŸ, bazı insanların yaptığı gibi güneÅŸ tutulduÄŸunda içki içip dans etmek deÄŸil; namazla, taatle, dualarla, zikir ve tesbihatlarla af ve maÄŸfiret dileyerek “Allah’a” sığınmaktır.

 

YolculuÄŸa çıkmadan önce iki rekât namaz kılınmalıdır. Keza bir Müslüman’ın yola çıkacağı zaman ya da yoldan döndüÄŸünde iki rekât namaz kılması menduptur.

 

Hazreti Peygamber yolculuktan gündüz kuÅŸluk vakti döner, Mescid-i Nebevî'ye giderek iki rekât namaz kılar, orada bir süre otururdu.

 

Bir camiye girdiÄŸiniz zaman da iki rekât tahiyyat-ül mescit namazı kılmalısınız.

 

Tahiyye, selam vermek anlamına gelir. Tahiyyet-ül mescitte; mescide selâm vermek demektir. Mescide ilk giren kimsenin, Mescidin Rabb’ine selâm vermesi ve O'nu yüceltmek amacıyla iki rekât namaz kılması menduptur.

 

Rasulullah Aleyhissalatü Vesselam Efendimiz ÅŸöyle buyurmuÅŸtur:

 

“Sizden her kim mescide girerse; iki rekât namaz kılmadan oturmasın.”

---

Okunma Sayýsý : 4274

Soru Tarihi: 1/16/2016