KONULAR
21. Vuslat Yıl Dönümü

NE VARSA GÜZEL OLAN; HEP O’NUN SAYESİNDE
Rasulullah (sav) Efendimiz hadis-i şeriflerinde:
"Muhakkak Allah Teâlâ'nın kullarından bazı insanlar vardır, nebi veya şehid değillerdir. (Lakin) Nebi ve şehidler onlara gıpta ederler (kıyamette onları parmakla birbirine gösterirler). Çünkü kıyamette onların Allah nezdinde makamları vardır."
Ashabı kiram:
"Onların kim olduğunu bize söyler misiniz Efendim?" dediler. Rasulullah (sav) Efendimiz şöyle buyurdular:
"Onlar öyle kimselerdir ki, dünyada iken aralarında bir alış veriş yahut bir akrabalık bağı olmadığı halde yalnız Cenabı Hakk'ın ravhi (Kur'an-ın hükmünü öğrenmek ve onunla amel etmek, zikir ve Cenabı Hakk'ın rahmetini elde etmek için) ile birbirini sevenlerdir. Allah'a and ederim ki muhakkak yüzleri nurdur. Ve onlar (dünyada yalnız Kur'an ile amel etmek için birbirlerini sevdiklerinden) kıyamette nurdan yapılmış minder üzerinde otururlar. İnsanlar hesap'tan korktukları zaman onlar korkmazlar ve azabından mahzun oldukları zaman da onlar mahzun olmazlar. Dikkat edin, Allah'ın dostları üzerinde korku yoktur ve onlar üzülmezler de."
Yani dünyada iken birbirlerine Allah'ın emirlerini yaparak ve Allah'ın yasaklarından sakınarak cemaatleşip birbirini seven kimselerdir. Allah-u Teâlâ'da ahirette onlara bu mükâfatı verir.
Yüce Rabbimize Sonsuz hamd-ü senalar olsun ki bizleri katında kıymeti çok yüce olan, Peygamber (sav) Efendimizin varisi, zamanımızın kutbu, asrımızın mânâ güneşi, âşıkların sultanı Hadim-ül Fukara Abdullah Baba (ks) Hz.lerine kavuşturdu. Ona tabi olmayı nasip eyledi. Üstadımızın hayat nizamı tamamen Kur'an ve Sünnet çizgisi üzerinde olmuş, yaşadığı şerefli ömr-ü mübarekleri de bu gaye ile geçmiştir.
Bugün Üstadımız Cennet Mekân Nevşehirli Abdullah Gürbüz (Ks), biz aciz dervişlerinin hitabı ile Abdullah Baba Hz.lerinin Hakka vuslatının sene-i devriyesi münasebetiyle vasiyetini sizlerle paylaşmak istedik.
O çok sevdiği Rabbine (cc) kavuşmadan önce bizlere son olarak şöyle seslendiler:
Bismillahirrahmanirrahim
Elhamdülillahi Rabbil alemin. Vesalâtü vesselâmü âlâ seyyidina Muhammedin ve âlâ âlihi ve sahbihi ecmain
Muhammed'in üzerinize olsun. Allah (cc)'u Zülcelal şöyle buyurmaktadır; Allah (cc)'ın selamı, rahmeti bereketi sizin ve tüm ümmet-i Muhammedin üzerine olsun.
Allah-ü Teala şöyle buyurmaktadır;
"Ey iman edenler zannın birçoğundan sakının, zannın büyük bir kısmı günahtır. Birbirlerinizin ayıplarını araştırmayınız, sizden biriniz ölmüş kardeşinizin etini yemeyi sever mi? Ondan tiksindiniz
Allah (cc) dan korkun Allah (cc) tövbeleri kabul eden ve çok merhametli olandır.
Rasulallah (sav) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır;
"İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirlerinizi sevmedikçe gerçek mümin olamazsınız"
Müslümanlar, hele takvayım diyen, tasavvuf yolunun yolcusuyum diyen insanlar birbirlerini sevmezlerse diğer insanlar sever mi?
Resulallah (sav) Efendimiz Ebu Cehil'e bile Ebu Cehil diye hitap etmemiş, insanların İslam’dan uzaklaşması için değil İslam’a ısınmaları için gece gündüz gayret sarf etmiş, gözyaşı dökmüş, dua etmiştir.
Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmuştur. "Müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz."
“Allah (cc) in hidayete erdirdiğini kimse dalalete düşüremez, dalalete düşürdüğünü de kimse hidayete erdiremez."
Yüce Rabbimiz şöyle buyurmuştur;
"Deki ey mülkün sahibi olan Allah'ım mülk senindir, dilediğine verirsin, dilediğinden söküp alırsın, dilediğini aziz dilediğini zelil edersin."
Hidayete erdirmek yâda erdirmemek, aziz etmek ya da zelil etmek Allah (cc)'a mahsustur, insanların buna gücü yetmez. Kur-an'ın kölesiyim bendesiyim Hz. Muhammed (sav) Efendimizin yolunun tozuyum, toprağıyım. "La İlahe illallah Muhammedun Rasulallah" diyen insanların hizmetçisiyim.
Hep incindim, beni incittiler ama kimseyi incitmedim. Kimseyi incitmeyiniz, kalp kırmayınız. Bizim yanımızda bize bağlısınız, bizim yanımızdan ayrıldığınız zaman hep nefislerinize bağlanıyorsunuz.
Allah (cc)'ın Resulü Hz. Muhammed (sav) insanları takva yoluna çağırmış, o yolda en güzel örnek olmuştur. Sahabeler insanları takva yoluna çağırmışlar. Mezhep sahipleri, piranlar insanları takva yoluna çağırmışlar. Bizler de takva yoluna çağırıyoruz.
Sizlerin görevi bu yola gelen insanları kaçırmak değil, gelmeyenleri bu yola getirmeye çalışmaktır. "İnsanlara ilim ile değil, hilm (tevazu) ile yaklaşınız." İnsanların anlayacağı şekilde insanlara konuşunuz.
Allah-u Teâlâ (cc) Musa ile Harun Aleyhisselam'ı Firavun'a gönderirken bile "Ya Musa, Ya Harun Firavun'a yumuşak söz ile anlatın" buyurmuştur.
Bu güzel yolumuza, bu nurlu yolumuza aşkla muhabbet ile gelen kardeşlerinizi, bu takva yolundan kaçırırsanız veya ayrılmasına sebep olursanız, onların vebalinden nasıl kurtulacaksınız? O vebali nasıl yükleneceksiniz?
Yaptığınız her şeyi Allah (cc)'ın rızası için yapınız, birbirlerinizi Allah (cc) için seviniz, birbirinizin ayıplarını, hatalarını aramayınız.
"Kim bir kardeşinin ayıbını örter ise, Allah 'u Teâlâ (cc) da onun ayıbını örter." Bu yolda olan insanlarla değil İslam'ı bilmeyen, Kur-an'ı bilmeyen, tasavvufa düşman olan insanlar ile uğraşın onları bu yola getirmeye çalışın.
Allah 'u Teâlâ (cc) şöyle buyurur:
“Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma. Çünkü sen (ağırlık ve azametinle) ne yeri yarabilir ne de dağlarla ululuk yarışına girebilirsin”
Sakın ilminize, bilginize, makamınıza, mevkiinize bu yoldaki geçirdiğiniz zamana güvenip mağrur olmayınız, daima tevazulu ve yumuşak huylu olunuz, büyüklük ancak ALLAH 'a mahsustur. Güneş gibi olunuz, güler yüzlü olunuz, herkese sıcaklığınızı veriniz. Rahmet gibi olunuz, herkese dua ediniz, toprak gibi tevazulu olunuz, su gibi cömert olunuz.”
Son anlarında kendisine
“Efendim bize bir tavsiyeniz var mı? Diye sorulduğunda ise
“Kur’an ve sünnete bağlı kalın. Allah’ı sevin, Resulünü sevin, bir de Allah’ı sevenleri sevin, evladım!” Buyurdular.
“Efendim, biz sizden razıyız, acaba siz de bizden razı mısınız?” Diye sorulduğunda;
“Elhamdülillah, hepinizden razı oldum,” buyurmuşlardır.
Elhamdülillah, Elhamdülillah, Elhamdülillah… Ne büyük bir nimet ki Rabbim biz acizleri, O’nun gibi bir mürşidin eteğinde, manevi çatısının altında topladı. Duamız ve ümidimiz odur ki ahirette de O’nun ile birlikte Rasulullah’ın (sav) sancağı altında toplanacağız. Eğer O’nu tanımasaydık ne Allah’ı zikretmeyi ne de Rasulullah’ı bu kadar çok sevmeyi beceremezdik. Ne varsa güzel olan hep O’nun sayesinde. Bizler manevi evlatları olarak bu ikrar ile yaşayıp bu ikrar ile ölmeyi diliyoruz Yüce Mevla’mızdan…
O, bir kandildi; nuruyla gönülleri aydınlatan,
Bir kılavuzdu; insanlara hakikat yolunda önderlik yapan
Hakiki bir dosttu; ümmet-i Muhammed’e şefkat ve merhametle yaklaşan...
Abdullah Baba (KS) Hazretleri, hayatı boyunca Peygamber Efendimiz (SAV)’in sünnetini rehber edindi. Zahit, cömert, merhametli ve alçakgönüllü bir mürşitti. Onun sohbetlerinde bulunanlar, ilahi aşkın ne demek olduğunu anlar, gönüllerindeki pası silerlerdi. İlim adamları, âlimler, çeşitli meslek gruplarından insanlar, onun feyiz dolu sohbetlerinden istifade ederdi.
Ömrü boyunca ilahi aşkı, tevazuu, cömertliği ve merhametiyle gönülleri fetheden bu büyük zat, on dokuz yıl boyunca irşat makamında bulunarak insanları hakikat nuruyla aydınlatmıştır. 2004 yılında ilahi aşka vuslat etmiş, ardından binlerce seveni tarafından dualarla, hürmetle ebedi istirahatgâhına uğurlanmıştır.
Abdullah Baba Hazretlerinin maddi varlığı gözler önünden çekilmiş fakat manevi varlığı gönüllerdedir ve gönüllerde kalacaktır.
Abdullah Baba Hz.leri vefat ettikten sonra rüyada görüldüğünde;
─Efendim gülerek vefat ettiniz, bunun manası nedir? Diye soruldu.
Abdullah Baba Hz.leri cevaben:
─Evladım sağlığımda iken Peygamber (sav) Efendimiz ile manen görüştüm “Gül gibi ol, Gül gibi kok, Gül gibi gül, Gül gibi gel” buyurdular. Bizde Elhamdülillah öylece yaşadık, öylece döndük.
─Peki, Efendim tabutunuzun rengi niçin gül renginde idi? Diye sorulduğunda
Abdullah Baba Hz.leri:
─Evladım, Peygamberimizin gül gibi ol, demesinin emri mucibince hareket ettik, buyurmuşlardır.
O aşkı, muhabbeti, tevazusu ve ilahi aşk yolundaki mücadelesi ile bizler için bir rehber olmaya devam etmektedir.
Biz kendisinden her daim razi idik.
Rabbim bizleri de O mübareğin Razi olduğu evlatlarından eylesin.
Dünya da himmet ve nazarına, ahirette şefaatine mazhar eylesin.
İlel Cenneti Ebeda…